Her gün elimden geldiği kadar ders çalışıyordum. Hem geleceğim , hem de kardeşim için. Örneğin bir günümü size anlatayım.
Saat 6.00 ' da uyanıyorum. Üzerimi giyip kahvaltıya iniyorum. Sonra servisim geliyor ve okula gidiyorum. Okuldan gelince 30 dk. dinlenip , yemek yiyip hemen derse oturuyorum ta ki yatana kadar. Arada sadece yemek molaları var. Saat 23.00 olunca çantamı hazırlayıp kişisel bakımımı yaptıktan sonra yatıyorum.
Her gün bu tempoyla geçiyordu. Barış bu durumdan sıkılıp
- Abla ya sürekli ders , sürekli ders! Biraz benimle ilgilen lütfen.
- Ablacım bunu kendim ve senin için yapıyorum , iyi bir geleceğimiz olmasın mı ?
- Olsun.
- Bence de , gel bugün dersim erken bitti biraz yapboz yapalım.
- Oleyy !
Puzzle yaparken
- Abla , benim kolum iyileşince mi okula gideceğim ? Arkadaşlarımı özledim.
- Evet , bu arada sen okuldakileri sevmiyordun hani ?
- Sevmiyordum ama uzun zaman görüşemeyince özledim.
