9. Bölüm: Kalp Atışı

1K 170 72
                                    


Krem rengi dolabın kapaklarını açıp kıyafetlerime göz gezdirdim. Davet için ne giyeceğime hala karar verememiştim ve çıkmamıza iki saat vardı. Davet önemli bir iş adamının daveti olduğu için oldukça şaşalı olacaktı. Bu nedenden dolayı davetliler de şık olmalıydı.

"Sadem!" Kapının tıklatılmasıyla ve Emre doktorun sesini duymamla dolabın önünden ayrılıp küçük odamın kapısını açtım. Emre doktor olukça şık bir takım elbise giymiş saçlarını da dağınık bırakmıştı. "Neden hazır değilsin daha?"

"Ne giyeceğimi bilemedim." Emre doktor gülümseyerek içeri girdi ardından kapakları açık dolabın önüne ilerledi. Gözüne çarpan birkaç kıyafeti çıkartıp yatağa koyduğunda derin bir nefes alıp yavaş adımlarla yanına yaklaştım. 

"Bu bej rengi cropla, krem pantolon çok güzel olur sana." Emre doktor çok nadir giydiğim cropu dolaptan çıkardığı an utançtan yanaklarımın kızardığını hissettim. "Üstüne de pantolonun renginde olan bir ceket atarız, mis gibi olur." Emre doktorun dolabımda neden crop olduğunu sorgulamaması beni biraz olsun rahatlatırken karşımda ki adamın anlayışlı olduğuna bir kez daha emin oldum.

"Saçımı nasıl yapacağız?" Emre doktor seçtiği kıyafetleri elime tutuşturup saçlarımı gülümseyerek karıştırdı.

"Sen kıyafetlerini giy, saçını da halledeceğiz." Emre doktor beni banyoya sokup kapıyı kapattığında gülümseyerek üstümü değiştirdim. Bana büyük gelen ceketi de giydikten sonra banyodan çıktım. Emre doktor banyodan çıktığım an bana dönüp memnuniyetle gülümsedi. "Düşündüğümden daha güzel olmuş. Hadi gel buraya otur, saçlarını da halledelim hemen." Emre doktor masanın önünde ki sandalyeyi işaret ettiğinde hızlı adımlarla yanına yaklaşıp sandalyeye oturdum. Emre doktor bukle belirginleştirici kremden bolca alıp saçlarımı iyice hacimlendirdi ardından saçımın önüme beyaz incileri olan hoş bir toka taktı. Saçlarım kıvır kıvır olurken dudaklarımda ki gülümsemeyle aynadan kendime baktım. Hoş göründüğümü söyleyebilirdim.

"Güzel oldu mu?" Emre doktor gülümseyerek saçlarımın önünü düzeltti.

"Çok güzel oldun ama bir şey eksik." Emre doktor masada duran göz kalemini alıp gözüme hafifçe sürdükten sonra bu sefer dudaklarımın renksiz kaldığını düşünmüş olacak ki hafif renk veren dudak nemlendiricilerinden birini dudaklarıma hafifçe yedirdi ardından muzipçe gülümseyip telefonunu çıkarttıktan sonra birkaç fotoğrafımı çekti. "Tamamdır, hadi çıkalım." Ayaklanıp üstümü düzelttim ardından kendime son kez bakıp Emre doktorun yanına ilerledim. Birlikte odadan çıkıp lojman binasından ayrıldığımızda tam karşımızda siyah bir arabanın önünde duran ikiliyi fark ettim. Geçenlerde tanıştığım Murat komutan giydiği şık takımıyla arabaya yaslanmış Baybars komutanla konuşuyordu. Yanında ki beden, yani Baybars komutan ise siyahlar içinde ki takımı ve güzelce şekillendirdiği saçları ile karizmatik bir şekilde Murat komutanı dinliyordu. "Benimkini kaptırmasam iyi bugün." Emre doktorla gülüşerek ilerlemeye devam ettiğimizde karşımızda ki adamlar bize döndü. Murat komutan, Emre doktora bakıp iç çektiğinde bu tatlı hallerine gülümsemeden edemedim.

"Albayın arka bahçede olduğunu bilmesem alacağım seni kollarıma. Zor duruyorum yemin ederim." Emre doktor gülümseyerek sevgilisinin yanına ilerledi. Bende kafamı hafifçe kaldırıp bana kısık gözleriyle bakan adama baktım. Kıyafetlerimi baştan sona inceleyip bu sefer saçlarımda göz gezdirdiğinde dudaklarında ki kıvrılışı görür gibi oldum ancak saliselikti.

"Çok şık olmuşsun Sadem hemşire." Baybars komutanın bana yönelik konuşmasıyla kalbimin teklediğini hissettim. Bu ani iltifatı beklemiyordum.

"Teşekkür ederim, sizde çok şık olmuşsunuz." Baybars komutan tam konuşacakken Emre doktor koluma girip gülümsedi.

"Baybars komutanım davet için hala bir eş bulamadıysanız Sadem hemşire bu kutsal görev için hazır. " Emre doktor bana gülümseyerek bakarken sertçe yutkundum. "Değil mi Sademcim?"

"Sadem hemşire için sorun yoksa olur, uyar bana." Baybars komutan bakışlarını tekrardan üzerimde gezdirmeye başladığında Emre doktor tekrardan gülümsedi. Birkaç kere dilendirmesinden ve şu an ki bakışlarından bizi Baybars komutanla yakıştırdığını fark edebiliyordum.

"Süper o zaman." Emre doktor kolumdan çıkıp Murat komutanla birlikte arabanın arkasına bindiğinde Baybars komutanla göz göze geldik. Karşımda ki komutan benim tarafımda ki kapıyı açıp binmem için yol verdiğinde hızlanan kalbime rağmen gülümsedim.

"Teşekkür ederim." Arabaya yavaşça binip kemerimi bağladığım sırada Baybars komutan da şoför koltuğuna binip arabayı çalıştırdı. Askeriyeden çıkıp davetin olacağı yere doğru yol alırken Emre doktorun açtığı konulara elimden geldiğince katılmaya çalıştım. Aklımı her ne kadar yanımda ki adamın varlığı meşgul etse de rahat görünmek için bunu yapmak zorundaydım.

"Sadem, unutturma yarın eksik ilaçları almaya gideceğiz merkeze." Kafamı sallayıp hafifçe arkaya döndüm.

"Nasıl gideceksiniz?" Murat komutanın sorusuyla Emre doktor kafasını yanında ki adamın omzuna yasladı.

"Babama söylerim bizi bir askerle gönderir." Emre doktorun ilgisi sevgilisine kaydığında gülümseyerek önüme dönüp sıkıntıdan kucağımda ki ellerimle oynamaya başladım. 

"Albaya söylerim eğer tamam derse ben götürürüm sizi." İkili kendi arasında konuşmaya devam ederken Baybars komutan elini radyoya atıp bir şarkı açtı ardından sesi hafifçe kıstı. Arabanın içini hoş bir melodi doldururken huzurla arkama yaslandım.

Sevduğum bak gözume, bir şey söyle yüzüme
Ben severum uzaktan, üzülma sen hiç bize
Yine düştüm yollara, yolun sonu gelmedi
Kaldi senden geriye, iki damla göz yaşi

Ağlama dayanamam, gözlerunun yaşina
Biter bu dertler geçer, sen kal o bana yeter
Oy sevduğum gel yeter, bu yağmurlar da geçer
Oy sevduğum gel yeter, bu yağmurlar da geçer

Yanımda ki adama göz ucuyla baktığımda sert duran çehresiyle karşılaştım. Yola bakan siyah hareleri beni ister istemez heyecanlandırırken, bir an uzanıp yay gibi dökülen kirpiklerine dokunmak istedim. Siyah saçlarına daldırmak istedim parmaklarımı. Hiçbir şeyi düşünmeden bir anlığına yanımda oturan adama sokulmak istedim. Dokunacağım an parmak uçlarımın dahi titreyeceğinin bilincinde istedim hem de.

Yazduğum yazilar hiç, sayfalara sığmadi
Bu karanluk gecede, sensuz sabah olmadi
Gözlerun gözlerume, bakmayali çok oldi
Her şey olurdi ama, bu ayrilik olmadi

Sevduğum dayanamam, alsun beni bu duman
Ben olmasam da olur, sende gittiğun zaman
Oy sevduğum gel yeter, bu yağmurlar da geçer
Oy sevduğum gel yeter, bu yağmurlar da geçer

Şarkı biterken arkama daha çok yaslanıp derin bir nefes aldım. Anlam veremiyordum. Mantıklı düşünemiyordum. Bir insan, sebepsiz yere bir insana dokunmak ister miydi?

"Sonunda geldik." Emre doktorun sesini duyduğum an arabanın durması da bir oldu. Kapılarımız valeler tarafından açılırken kemerimi çözüp yavaşça arabadan indim. Emre doktor ile Murat komutan el ele tutuşarak önden ilerlemeye başladığında onlara aldırmadan Baybars komutanın anahtarı valeye vermesini bekledim. O da beni daha fazla bekletmeden hızlıca yanıma ulaştı zaten.

"Hazır mısın?" Kalbimi hızlandıran siyah harelere iç çekerek bakıp kafamı usulca salladım. Yanımda bu adam olacaksa sadece buna değil, her şeye hazır olurdum galiba. "Hadi o zaman." Baybars komutan kolunu tutmam için yana doğru uzattığında kalp atışlarımda ki anormal hızlanışı göz ardı edip yanımda ki adamın koluna girdim ardından sert ve kendinden emin adımlarına ayak uydurup heyecan yapmamaya çalışarak önümüzde ki davet binasına doğru yürümeye başladım...


                                    Devam Edecek

Geliyor gelmekte olan :D (Kaos)

VİSAL (BXB)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin