Boş İşler Okulu

48 9 1
                                    

Konuşmayı bitirip yattık. Daha doğrusu ben yattım. Onlar yattı mı yada yatmadı mı? Bilmiyorum.

Esneyerek uyandım. Güneş  gözümü hapsetmişti adeta. Biraz daha öyle yatarsam büyük ihtimalle gözümde ciddi bir şekilde sağlık problemleri ortaya çıkabilirdi.

Doğruldum. Boş boş duvara batıktan sonra uykum tam anlamıyla olmasada açılmıştı.

Yataktan sonunda ayrılabilmiştim. Çantamı ayarladım. Bu gün beden dersi vardı. Mutluydum ama ir beden dersi daha bizim sınıftaki aptallar yüzünden boşa gideceği için yüzümü kararttım.

Kardeşim İsa keyfine göre okula gittiği için sanırım keyfi,kahyası ve kendisi oturup okula gitmemeye karar vermişti.

Nerden anladim derseniz yatağa uzanmış telefona bakıyordu. Bana bir bakış atıp

-"Okula gidiyorsun?"dedi.

Kendini yorup bu soruyu sorma zahmetine girmesi beni şaşırtmıştı ama sanırım ben ona cevap verme zahmetine giremeyecektim. Celik kapıyı araladım daha sonra tam anlamıyla kapıyı açıp ayakkabılarımı giydim.

Sema ile karşılaştım. Sık sık karşılaşırdık. Evlerimiz dipdipeydi.

Sema güneşten dolayı gözünü kısarak bana "hadi" anlamında bir bakış attı. Bende bekle işareti yaptıktan sonra kapıyı kapattım. Seke seke Sema'nın yanına gittim.

Okula doğru ilerledik. Okuldan bu tarafa doğru gelen bizden büyük ihtimalle bir iki yaş küçük çocuklar aralarında konuşuyordu:

-Meltem Hoca gelmemiş

- Bizim şansımıza bugün Meltem Hocaya dersimiz yok

-Aynen Valla

Sevincimizi dışa vurmasakta Sema ile bir hayli sevinmiştik. Beden dersinden bir önceki ilk iki dersimiz Meltem Hocayaydı. Ilk dört dersimiz boş geçecekti.
Sema onurlanarak göğsünü gerdi:

-Sonunda bee

Bir ara Sema'nın dayanamayıp bağıracağını  düşündüm.

Okulun kapısından içeri girdik. Zeynep erkenden gelmişti. Genellikle erkenden gelirdi. Arka bahçedeki bankta oturuyordu. Yanına gittik Sema ile.

Hocalar çoktan gelmişti ama o dışarıda top ile bizi bekliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Hocalar çoktan gelmişti ama o dışarıda top ile bizi bekliyordu. Çantaları alt sınıflardaki bir kaç çocuk ile sınıfa saldık.

Oynamaya başladık. Sema ile Zeynep birdi. Ben tek başımaydım. Benim hoşuma gidiyordu. Bir miktar oynadıktan sonra Dilara ve Yeşim gelmişti.

Çok geçmeden Kadriye'de geldi. Yeşim ve Dilara benim yanına geçtiği için Kadriye'de Sema ile Zeynep'in yanına geçti.

Ben Kadriye gelince lafa başladım:

-Meltem Hoca gelmemiş ilk 4 ders bedeniz

Kadriye alayla bize baktı. biraz kıkırdadıktan sonra:

-Yalan atmayın yaa

Bana bakıp kafamı sallayarak doğru söylediğimi işaret edince bu sefer emin olmak için kızlara baktı

Zeynep Kadriye'ye topu firlattı:

-Bacım ne dik dik bakiyon cin miyiz biz?
İnanmıyorsan git okuldakilere sor sana yalan borcumuz mu var?

Dilara başı ile onaylayarak:

-"Doğru söylüyor "dedi.

Tam anlamı ile ikna olmasada  ikna olmuştu:

-"İyi hadi bakalım öyle olsun"dedi.

Zıl çalmıştı. Tam o sırada Melisa geldi.Topu voleybol sahasına bıraktık. Sonuçta aklımızda 5 dakika sonra geri çıkacağımız vardı.

Ama önce sınıfa gitmeliydik. Müdürün onayını almalıydık dışarı çıkmak için. Sonuçta beden değildi dersimiz.

Eğer müdürün özellikle müdür yardımcısının haberi olmadan dışarı  çıkarsak büyük ihtimalle dışarı çıkarmayacağı gibi bir tonda azar işitecektik.

Bunu bildiğimiz için sınıfta toplandık. Sessizce müdürün veya müdür yardımcısının gelip bize ne yapmamız gerektiğini bekliyorduk.

Sırada olduğunca sessizce oturmaya çalışıyorduk.

Sanırım kısa bir toplantı yapıyorlardı.

Hemen yan tarafta olan sekizlerinde hocası gelmemişti ve sanırım diğer yanımızda olan altıların ve bizden daha uzakta olan beşlerinde gelmemişti.

Bekledik bekledik yok kimse yok ne ses ne bir seda. Sessizlik artık bozulmuştu.

Hemen ön sıramızda oturan Mehmet:

-" Ne toplantıymış yav"diyerek.

Fısıldaşmaların ve sessiz sessiz konuşmaların açılışını yapmıştı.

Formunda olmalıydı ki Mehmet Efe her zaman olduğu gibi bu seferde Mehmet'i taklit ederek:

-"he yav"dedi.

Klasik konuşmalarını sınıftakilerin çokta umursadığını  düşünmüyordum.

Herkes farklı bir konu ile konusuyordu.

Patavatsız Mustafa hemen arka sırasında oturan Sema ile konusuyordu.

Her zaman ki gereksizliğinden yararlanarak saçma sapan cümleler ile Sema'yı güldürdüğü ve bir o kadar da  bunalttığı apaçık ortadaydı.

Bu bölüm nasıldı.
Diğer bölüm daha hareketli bir olay örgüsüne sahip olacak!!!!!!

😄😄😄🙃😄😄😄

 

KEHANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin