Lamer

|Bölüm 2|

Selam lütfen oy verin ve yorum yapın
Birisi oy vermiş moralim okadar yükseldi kiii🐢🐢
Medya bizim oturma odası fakat daha siyah düşünebilirsinizz yazim hataları varsa özür dilerim🐢(kaplumbagalari seviyorum)

⋆♱⋆

Ensemde bir ağrı vardı yumuşak bir yerde yatıyordum gözlerimi açmakta biraz zorlansamda sonunda açabildim. Dün olanları hatırlıyordum herşey birer birer zihnimde belirdi dün olanlar benim aptallığımdı daha dikkatli olsaydım şuan bu siktiğimin evinde olmazdım. Hemen kalkıp etrafa göz gezdirdim ne kadar klişe bir hareket beni kaçırması. Odada cam yoktu sadece bir banyo ama hiç bir yerde eşya yoktu. Havlu ve ayna haricinde, Bruno beni iyi araştırmış ama birşeyleri unutmuş sanırım ben sadece bir hacker değildim.

Aynayı kırıp ses çıkarmam lazımdı havluyu elime sarıp aynaya sağlam bir yumruk geçirdim yüksek bir ses geldi hemen bir cam parçasını ve havluyu alıp kapının arkasına geçtim adım sesleri geldi. Kapı kilidinin açılması ve bam açıldı tanımadığım bir adamdı korumaydı muhtemelen. Daha ne olduğunu anlamadan iki elimin bir tanesinde hem havluyu hem cam parçasını tuttum iki elimle havluyu boğazına geçirdimve havluyu tek elime aldım debelenmeye başladı ses çıkartamıyordu hemen cam parçasıyla boğazının boş kısmını kestim ve hareketleri kesildi yavaşça yere bıraktım.

Ve o an birşey farkettim neden tek kişi geldi o sırada odada çok görünmeyecek dolabın yanında olan kameraya takılı kaldı gözüm elimdekileri yere bıraktım elimden yere kan damlıyordu. Bilerekten yapmıştı, benim potansiyelimi görmek için. Beni aptal yerine koymasıyla içime ılık bir öfke doldu kameraya yavaş adımlarla gidip hafifçe gülümseyip yumruk attım çat diye yere düştü elim acımıştı biraz. Kapıdan çıktığımda karşımda uzun bir koidor vardı bir kaç tane oda ve en sonunda aşağı doğru inen bir merdiven. Aşağı kattaydı büyük ihtimal yavaş adımlarla merdivenlerden inmeye başladım.

Karşımda gereksiz büyük bir salon ve kahvaltı masası bir adet de burito oturuyordu sandalyede taktığım lakabı sevmiştim hafif bir sırıtışla "Günaydın burito" Dedim ve kaşlarının çatılmasını izledim , onu sinirlendirmek hoşuma gidiyordu. Soğuk bir sesle "Bana düzgün hitap et. " Dedi. Birşey demeden masaya oturdum, "Ee benimle derdin ne? " Yüzünde alaylı bir ifade oluştu. "Dalgamı geçiyorsun yoksa gerçekten salakmısın Deren? " Türkçe konuşuyordu fakat aksanı kendini belli ediyordu. "Ciddiyim burito benimle ne derdin olduğunu söyle. " Ciddiydim evet benden intikam almak istediğini biliyordum ama ona nasıl bulaştığımı bilmiyordum, ben boyumdan büyük işlere bulaşmazdım.

Ellerindeki çatal kaşığı masaya bırakarak, "Dostlarımdan birine çok pis bulaştın Deren Aksoy, o da benden rica etti. " Kaşlarımı çattım bu durumdan nasıl kurtulacağımı düşünüyordum
"Benimle ne yapmayı planlıyorsun burito öldüreceksen öldür ikimizde kurtulalım?" Buradan ne yapıp ne edip kurtulurdum fakat canım oyun oynamak istiyordu.

"Ölümünün kolay olacağınımı sandın , lütfen aptal olma. Seninle bazı işlerim var bi süre benimlesin sonra hmm...ahiret mi diyorsunuz ,oraya gidebilirsin." Ah tanrım beni uğraştıracaktı "Ah burito Türklerde bir söz vardır bilirmisin , 'Dereyi görmeden paçayı sıvama' anlamı birşeye hemen sevinme demek, yani şuan istemesem burda olmazdım sen beni aptalmı sanıyorsun? " Küçük bir kahkaha atmıştım gözlerindeki ifade değişti.

"Buradan kolayca kurtulabileceğini sanman ne kadar acınası. " Sinirim bozulmuştu benim gibi birinin düşeceği hal miydi bü, önümdeki kupada kahve görünce keyfim biraz yerine geldi. Angelo'yu yok sayarak kahvemi içip biraz atıştırdım. Ayağa kalkıp salondaki koltuğa geçtim,oda karşımdaki koltuğa oturdu.

"Hala adam akıllı bir cevap vermedin Bruno, benimle ne yapacaksın?" Buradan istediğim an kurtulabilirdim fakat keyfim biraz eğlenmek istiyordu, beni küçümseyen biriyle. Koltukların önünde kırmızı şarap ve bardak vardı şişeyi açıp bardağa doldurmaya başladım şişeyi geri masaya bırakıp bardağımdan bir yudum alıyordum, "Ortağım ol. " Ağzımdaki şarabı Bruno'nun yüzüne püskürterek ve öksürmeye başlamam 2 saniye sürmüştü ben boğazımda kalan şarapla öksürmeye devam ederken o ise kızgın bir boğa gibiydi en sonunda kendime gelince. Yüzümü yavaşça Bruno'ya çevirdim.