Umutsuzluk

20 5 8
                                    

Ya bir şey dicem xd
Beni takip etsenize minik pandalarım 🐼

Keyifli dakikalar...

Ben böyle bir tanışma hayal etmemiştim. Hatta planladığım konuşmayı bile yapamamıştım. O Baver denen adam her şeyi alt üst etmişti. Zihnim adeta alabora olmuş kelimeler birbirine karışmış, doğru cümleler kurulamaz olmuştu...

Bir de ben İstanbul'da arkadaşlarımla rahat konuşmaya o kadar alışmışım ki Diyarbakır'da olduğumu unutup adama sugar dady ol dedim resmen. Ben ne yaptım böyle ? Üstelik adam nişanlım bile değil. Gerçi o da az değil, belli. Bir de utanmadan düğünden sonra kaçacak yer ara diyor pis sapık !

Kendi kendime sessiz bir çığlık atıp büyüklerimizin yanına döndüm. Baver beni odada bırakıp dönmüştü bile.

"Mizgin kızım, bir sorun mu var?"

Tanımadığım şu yaşlı kadın soruyordu bunu. Bir saniye dönüp Baver'e baktım. Bana bakmıyordu bile. Tekrar teyzeye döndüm.

"Sorun yok. Yetişkin insanlarız, konuştuk ve anlaştık. Değil mi Baver?"

Baver kaşlarını çatmış bana kısa bir bakış attı. "Ağamın uygun gördüğü her şey banada uygundur."

Babasına olan bu bağlılığı beni şaşırtıyordu. Bende aynı toprakların insanıydım ama bu kadar itaatkâr olmamıştım. Yengemin dediğine göre de oteriter, sert birinin böyle bir baskı altına girmesi beni şaşırtıyordu.

Orhan Ağa'nın ne kadar zalim ve kafasının dikine giden birisi olduğunu az çok tahmin ediyorum. Çatık kaşları ile geldiğinden beri bize nefret saçan bakışlar atıyordu. Sanki kızını öldürdük. Alt tarafı kızını rızası ile kaçırdık. Tamam bu da bir problem ama kızın rızası var kardeşim. Sanki ben senin oğlunla evlenmeye bayılıyorum.

"Burada işimiz bitti. Konuştuğumuz gibi düğünü kurarız. Sonra şu it bulunsun onlarında icabına bakarız."
Ceketini düzelterek ayağa kalktığında herkes kendine çeki düzen vererek ayağa kalktı.

Babamda ayağa kalkıp, Orhan Ağa'nın karşısına geçti.
"Burda sorun yaratmak için değil, sorunları çözmek için topanmışaz. Dünür olup yüz yüze bakacaz sen oğluma it dersin."

"Oğlunun ettiği kansızlığın arkasında mı durursun ey Kemal Bey?"

"Sen hâlâ orada kalmışsan Orhan ! Düğün hazırlıklarında görüşürüz."

"Bu ettiğin saygısızlığı unutmam Kemal! "

Babam ise cevap vermeden kapıya yönlendirdi. Tam aralar düzelecek derken tekrar alevlenmişti.

Babamın ise abimi bu kadar koruyor olması o koca çınarın gölgesinde olduğumuzu bir kez daha hissettirmişti. Herkesin tek tek odadan çıkmasını izliyordum. Tam bende çıkacakken kolumu tutan el, buna engel oldu.

Tahmin ettiğim gibi Baver..

Kolumu çekmesi, benim duvara çarpmama neden oldu. Gözleri alev topuna dönmüş, dokunmadan canımı alacak gibi bakıyordu.

"Bana bak ! Babama yaptığınız bu saygısızlığın bedelini fazlasıyla ödeyeceksiniz. Söyle o babana haddini iyi bilsin. Yaşamın iki dudağımın arasında."

Kolumu ne kadar sıktığını bıraktığında anladım. O tüm nefretini kendine duvar etmiş, öfkesine esir olarak odadan çıkıp gitti. Ben ise olduğum yerde öylece kalakaldım. Aklıma takılan sözleriydi. Beni de öldürürler miydi sahi ?

Kendime gelince hızlı adımlarla babamın ve Adar abimin yanına gittim. Konuşmamız gerektiğini söyledim. Şimdi üçümüz odadaydık ve benim konuşmamı bekliyorlardı.

MİZGİN (Berdel) +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin