Helin odanın kapısını yavaşca açtı ve uzun koridorda onun sesi yankılandı. "Ufuk" sesi öfkeliydi. Bir süre kapının boşluğunda dikildi ve dinledi. Bir cevap alamayınca kız mavi terliklerini sürte sürte kırmızı koltuklu oturma odasına yürüdü. Sesini daha da yükselterek yine seslendi.
"Ufuk cevap versene ."dedi ve yine cevap alamayınca bu sefer elini kumral kısa saçlarının arasında gergin bir şekilde gezindirdi.Karekteri gereği çok arkadaşa sahip olmadığından vaktinin çoğunu telefonunda hikaye yazarak, kitap okuyarak veya şarkı dinleyerek geçirirdi. İnsanlarla takılmak onun için vakit kaybıydı.
Kardeşinin telefonunun yanında olmasını dileyerek elini siyah pijamasının cebine attı ve telefonunu çıkardı. Kardeşinin telefonun numarasını bularak ara tuşuna bastıktan sonra bekledi. En sonunda telefon açıldı. kardeşinin ince sesiyle karşılaştı:
-Efendim abla.dedi isteksizce . Söyleyeceklerini tahmin ediyordu.
-Nerede olduğunuzu sorabilir miyim beyefendi ? dedi sesini yükselterek .
- Sana mesaj atmıştım Bugün Ecem'in doğum günü yani bugün burada kalıcağım. dedi gülerek. "Bir de annemin haberi var." dedi zafer kazanmışasına .Arkadan kızların ve partinin gürültüsü eksik olmuyordu.
- Beni ilgilendirmez küçük bey. Şimdi buraya geliyorsun hemen. Ayrıca ben mesajını görmedim. dedi dişlerini sıkarak. Ondan iki yaş küçük kardeşi onu sinir ve mutlu etmek konusunda da ustaydı. Şimdi de ustalığını ablasını sinir etmek için kullanıyordu.
-Tabi göremezsin çünkü gönderdikten sonra telefonunu alıp mesajı sildim. dedi ve küçük bir kahkaha attı." Ayrıca bana küçük bey diyemeyeceğin kadar büyüğüm." dedi ciddiyetle
.
- Son kez söylüyorum. Eve gel!! diye bağırdı.- Biraz anlayışlı ol abla lütfen. Bir daha olmayacak söz .dedi sakinleşmeye çalışarak.
-Peki ama eğer evi sapıklar basarsa bunun tek suçlusu sensin küçük bey dedi "küçük bey "sıfatından hoşlanmadığını bildiğinden daha çok bastırarak.
-Güle güle . Hayatımda tanıdığım en hayalperest insansın . dedi sevecen bir sesle. Ablasıyla zaman zaman sorunlar yaşasada onu çok seviyordu.
- Madem onun evinde kalacaksın. Şunu bilmen lazım. Hem sen baba olmak için hemde ben hala olmak için çok gencim anladın mı? dedi onu sinirlendirmeye çalışarak.
-Ablaaa dedi rahatsızlığını belli ederek ve telefonu yüzüne kapattı. Sarı saçlı kızın yanına oturup kolunu omzuna uzattı.
Telefonunu cebine koymadan telefon titreşti. Tuş kilidini açıp gelen mesajı okudu. Mesaj annesindendi. Annesi çocuklarını hiç bir zaman kıramazdı. Konu Ufuk olduğunda bir dediğini iki etmezdi.
Güzel kızım bugün Ufuk eve gelemeyecek. Babanla benim bu akşam işimiz uzun sürecek . Ufuk'a sana söylemesi için söylemiştim ama her ihtimale karşı yinede söyliyim dedim.
Helin mesajı okuduktan sonra telefonu cebine koydu. "Niye her şeyi en son ben öğreniyorum" diye sitem etti. Saate baktı 19. 07 diye okudu. Saçlarını yıkamaya karar verdi . Banyoya doğru gitti. Kapıyı açtı. Ellerini lavaboya dayadı. Aynadaki yansımasına bir süre bakıp göz kırptıktan sonra elleriyle saçlarını karıştırdı. Aynaya bir daha baktı musluğu açtı. Sıcaklığını ayarladıktan
Sonra eliyle bir kaç kez kontrol etti. Sıcaklığın iyi olduğuna kanaat getirince kafasını musluğun altına soktu ve saçlarını yıkadı.
Saçlarını kurulduktan sonra oturma odasına girdi. Kırmızı deri koltukların en uzununa kendini attıktan sonra mp3 ünü açtı. Kulaklığını taktı ve en sevdiği şarkılardan oluşan kendi hazırladığı albümü dinlemeye başladı. Aynı zamanda televizyonda kanalları geziyordu.Biraz zaman geçtikten sonra saati öğrenmek için telefonuna bir daha baktı. Ve bir mesaj gördü. Telefonun ekranını açıp mesajı okudu.
Semih
Duyduğuma göre ev boşmuş. Gelmemi ister misin? Biraz eğleniriz.
"Hayır "diye mesaj gönderdi. Mesaja cevap gelmesi hiç gecikmedi.
Soru sormadım ki niye bir daha mesaj atıyor dedi içinden homurdanarak.
Semih
Hadi ama sen de beni seviyorsun biliyorum.
Yazıyıyordu mesajda.
Helin bu Kez daha çok öfkelenerek ve etrafa küfürler savurarak mesaj yazdı.
Bütün erkeklerden nefret ettiğim gibi sendende nefret ediyorum. Ama kimseden senin kadar nefret etmiyorum.
Helin Daha telefonunu bırakamadan telefonu yine titreşti. Sanki mesajları önceden yazıp gönderiyordu. Telefonuna baktı.
O kasiyer çocuktan da nefret ediyor musun?
Yazısını okudu ve bu saçmalığa daha fazla dayanamayacağını anlayarak telefonunu bir yan koltuğa fırlattı.
Semih okulun ilk başladığı günden beri onu rahatsız ediyordu. Ona bir çok şekilde erkeklerden uzak durduğunu söylemişti ama Semih Varol un yok edilemez bir egosu vardı. Kulaklığını çıkardı. Biraz acıkmıştı ve yemek için mutfağa doğru gitti.
Bir mesajla daha karşılaşmamak için saate duvar saatinden baktı. Vakit çok geç olmuştu 12. 46.
Gece başlamıştı. Tabi geceyle beraber oyunda.
Aç olmadığı için çok bir şey yemedi. Buzdolabını açtı eline gelen bir kaç çikolatayıda yedikten sonra mutfağın ışığını kapattı. Koridorun ışığını açtı. Koridorun karşı ucundaki kendi odasına gitti. Odasının kapısını açtı. Işık altında uyumayı sevmediğinden kapıyı geri kapattı. Karanlıkta zorlukla seçebildiği yatağına uzandı ve uykuya daldı . Bir süre sonra kapı yavaşca açıldı . Helin gözlerini açtı . Gelen kardeşiydi . "Sen bu gece orda kalmayacak mıydın ?" dedi gülümseyerek . Kardeşinin yüzü solgundu ve yüzünde hiç bir duygu yoktu . Cevap vermedi . Helin doğruldu . "Ufuk iyi misin ?" dedi . Kardeşi cevap vermedi ve kapıyı kapatarak çıktı. Helin , endişelenerek kardeşini takip etti . Kardeşi yavaşca kendi odasına girdi . Kardeşi odanın kapısını kapadı . " noluyo bu çocuğa ya ." diye düşündü . Odanın kapısını açtı ve içeri girdi ama içeride Ufuk yoktu. Arkasındaki kapı yavaşca kapandı . Helin arkasını döndü."Ufuk ne oluyo?" diye bağırdı . Kardeşinin burda olduğuna emindi ."Kesin kötü bir şey oldu ." diyerek banyayo doğru gitti. Kapıyı tıkladı ama bir ses alamadı . Kapıyı yavaşca açtı . İçeride ağır bir kan kokusu duydu. Yüzünü ekşitip ışığı açtı . Yere baktığında kardeşinin kanlar içinde banyoya yığılmış cesedini gördü. Çığlık attı ve oradan uzaklaştı . Gözlerinden hızla yaşlar akıyordu . Merdivenlerden hızlıca indi ve evin çıkış kapısına doğru koştu . Ama kapı açılmıyordu. Arkasından gelen bir soğukluk hissetti. Sensörlü ışıklar birer birer yanıp sönüyor ve soğukluk hissi gittikçe artıyordu. Helin Ufuk'un odasından çıktığından beri arkasından birinin yaklaştığına emindi. Anlamadığı dilden fısıltılar duydu. Daha fazla dayanamayarak kapının yanındaki camı açtı .Camdan dışarı çıktı. Camdan çıkar çıkmaz biriyle çarpıştı.
Medya da Helin :)
![](https://img.wattpad.com/cover/43546418-288-k841539.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN OYUNU
Mystery / Thriller"Oyun başlıyor Helin" "Kaç küçük kız" "Seni istiyorum." Bu cümleler gecenin karanlığnda başlayan bir oyun... Bu oyun korku , kan ve beden savaşı .... Korku , fantastik , aşk ve macerayı bulacağınız dehşet bir kitap ... Kimi zaman sizi üzücek...