Genç kız internette dolaşmaya devam etti. Onu araştıranların yanına geliyor diye duymuştu. Eğer bonten'i araştırırsa İzana'nın mektubunu Mikey'e verebilirdi. Son kez arama butonuna bastı ve bir nefes verdi.
Yine hiçbir şey bulamayınca yattı ve uyudu. Hastalığı onu tükeniyordu, ölmeye her saniye daha çok yaklaşıyordu.
Sabah uyandığında karşısında ağzı yırtık, pembe saçlı bir adam gördü. Kafasına silah dayayan bir adam.
"Hey, sen bizi araştırmışsın? "
"Ah! Sen bontendensin! "
Genç kız kafasındaki silahı akdırmadan yatakta doğruldu ve yanındaki şifonyerden mektubu aldı.
"Mikey hanginiz? "
Diye sordu sevinçle. Adam buna karşılık silahı kızın kafasına dahada bastırdı.
"Onun adını nasıl ağzına alabilirsin? Ha?!"
"Ben İzananın oda arkadaşıyım. Bu mektubu ona bıraktı. "
Dedi ve mektubu uzattı.
"Silahı indir Sanzu. "
Soğuk sesle konuşan adama çevirdi gözlerini genç kız. Orada beyaz saçlı oldukça ince gözaltları morarmış birini gördü.
"İzana nasıl biriydi? "
"Onun gözleri çok güzeldi. Parıldıyordu ve yıldızlar vardı içinde. Bana bakmazdı o gözlerle ama birine bakardı. Çokta güzel bakardı. Keşke bana da öyle baksaydı dedim ama... Neyse neyse! "
"Sana da bir mektup bıraktı mı? "
"Evet! İşte burada. "
Dedi ve mektubu ona uzattı. Mikey mektubu açtı ve okumaya başladı.
"Bu İzananın el yazısı ama, bunlar İzananın söyleyeceği sözlere benzemiyor. Yani, onun birini sevdiğini daha önce hiç görmedim. Bu yüzden, seni seviyorsa, sevilecek birisindir. "
dedi ve kendi mektubunu açtı. Sonra okumaya başladı.
Sevgili kardeşim, Mikey;
Öncelikle kusura bakma, işi batırdım. Adamı öldürdüm ve cesedi yok ettim ama, merak etme. Eğer o piçler polis çağırmasaydı şuan oradaydım.
Ama yinede, polislerin beni yakalamasından, biraz memnunum.
Çünkü biriyle tanıştım, Mikey. Hastanede, hasta bir kızla.
Mikey, sanırım ben aşık oldum. Ve büyük bir hata yaptım. Sevdiğimi sandım, birini sevdiğimi sandım. Bir orospuyu.
Özür dilerim Mikey, bontene bu lekeyi sürmek istemezdim. Ama o benim gözümü boyadı.
Neyse, ben aşk konusuna geri döneyim. Aşık olduğum kız, adı Harumi. Aslında aşk mı emin değilim. Bu yüzden sana soruyorum Mikey.
Adımı çok güzel söylüyor, gözleri çok derin bakıyor, ona baktıkça bakasım geliyor gözlerimi alamıyorum.
Saçları çok güzel, ipeksi. Onun saçlarına ellemeyi istiyırum, saçlarını taramayı, örmeyi, toplamayı.
Gözlerine geri dönelim, orada gezegenler ve aylar var. Dikkatli bakınca görebilirsin. Gözleri galaksiye bin basar. O kadar güzel.
Geçmişi acı, bana anlattı. Ama gülümsemesi çok güzel. O güldüğünde içim ısınıyor, rahatlıyorum. Gülmesi için ölürüm yani, o derece. Ve dikkatli bakarsan, dudaklarının renginin ne kadar güzel olduğunu görebilirsin. Dudakları, onları öpmeyi istiyorum. Güldüğünde çok güzel kıvrılıyor dudakları. Tahmin edemeyeceğin kadar güzel.
Yüzü pürüzsüz, ama kollarında bazı yaralar var. Bana bunun hastalığı ile alakalı olduğunu söylemişti. O yaraları öperek geçirmek istiyorum. Hepsini, teker teker.
Acı çekmesin istiyorum. Ve sende biliyorsun,insanların acı çekmelerini ne kadar sevdiğimi. Fakat onun acısını bende çekiyorum. O acı çekmesin, bütün dünya onun olsun istiyorum.
Saçları upuzun. Bana onları uçları anıları sakladığı için kestirmediğini söylemişti. Uçlarındaki yaşlı teller, bütün o anıları görmüş, herşeyi onunla birlikte yaşamış. Öyle dedi.
Peki Mikey, sence aşık mı olmuşum? Bir yengen olmasına hazır mısın? (👨🦲)
Neyse peki sen nasılsın? Ben iyiyim, kendine iyi bak ve intihar etme Mikey. Orada olamayacağım. Belki göstermiyorum ama, seni seviyorum.
Saygılarımla, İzana Kurakawa...
