~~
Nikolai sabaha karşı saat 5'e kadar parkta oturmuş ve etrafı seyretmişti.
Böyle zamanlarda hep aklına 'Keşke şu anda tüm insanlık ölse fakat geriye ben kalsam' gibi düşünceler geliyordu.
"Tek başıma bir hayat" dedi ilk başta. Nefes alıp verdikten sonra da devamını getirdi.
"Ben ve yalnızlığımla olan bir hayat... Ne de güzel olurdu"
Yanına birinin telaşla oturmasıyla bir anlığına düşüncelerini silip yanına oturan kişiye baktı.
"Siktir lan" ağzından istemeden çıkan şaşırma kelimeleri ile utançla başını başka bir tarafa döndürdü. Yanındaki kişi derin bir nefes vermişti. Sanki konuşmaya hazırlanıyor ama kelimeleri toparlayamıyor gibiydi.
Birkaç dakika ardından hazır olduğunu hissederek konuşmaya girdi. [Yok amk Nikolai'a girdi. Konuşmaya girdi ne amk Arizona kertenkelesi ben]
"Seni defalarca kez aradım. Evine gittim. Evinin nerde olduğunu nereden bildiğimi soracak olursan saatlerce yalvararak birinden öğrendim. Eve de gitmemiştin. Benim
aptallığımdan dolayı olan bir şey yüzünden aileni endişelendirmek ne Nikolai? Hiç mi düşünmedin aileni? Beni düşünmeni beklemiyorum. Cidden beni düşünmeni falan beklemiyorum. Annen veya baban nasıl hissetmiştir? Beni umursamıyorsan bari senin kanından olan ve reşit olana kadar beraber yaşayacağın insanları düşün biraz."Yavaş yavaş doğmaya başlayan Güneşin gökyüzüne bıraktığı güzel görünüşüyle büyülenmişcesine başını diğer tarafa çevirmeyip cevapladı Fyodor'u.
"Ailem hakkında hiçbir bok bilmiyorsun" Nikolai
"Annemin benden nefret ettiğini hatta az kalsın beni evlatlıktan reddeceğini. Yapmadığım bir sürü şey yüzünden beni suçlandığını. Bunları bilmediğin halde bana ailemi düşünmemi söyleyemezsin"Nikolai
"Yine de Nikolai" sesini yükseltip yanındaki çocuğun baktığı yere baktı
"Annen bunları yapıyorsa. Babanın suçu ne?"
Nikolai aldığı soruyla biraz afalladı. Doğru diyordu. Onu önemseyen babasının suçu neydi? Onu böyle endişelendirmeye ne hakkı vardı?
Yine düşünceleri birbirine girmişti bir yanı umursamıyor diğer yanı sorguluyordu.
"Beni zorlama Fyodor. Endişelendilerse endişelendiler. Ben ne yapabilirim? Onlar benim hayatımı boka sürüklerken de hiç endişelendiler mi? Hiç ne olduğunu sordular mı? Tabiki de hayır."
Bir anda düşünceleri ve insanların sesleri doldurdu beynini.Kendisini yargılayan, kendisini aşağılayan ve kendisini zorbalayan insanlar.
ilk istemsizce doldurdu, sonrasında taştı, en sonunda da bu taşan düşünceler gözlerinden yaş olarak süzüldü.
Yanındaki kişiye bunu fark ettirmek istemiyordu. O yüzden elinden geldiğince sessiz ve sakin bir şekilde akıtmak istiyordu göz yaşlarını.
"Peki aileni düşünmedin diyelim. O zaman ben? Tamam yaptığım aptalcaydı ama beni ne kadar endişelendirdin farkında mısın?"
İstemeden yapıyordu her şeyi Nikolai. Yaparken çevresini düşünemiyordu. Sadece o kriz anında insanların olmadığı bir yere sığınmaya çalışıyordu.
Belki...
Belki onu yalnızlığı sarıp sarmalar diye.
"Aptalca değildi." Karşı çıktı Nikolai ona.
Bir şeyi yaptıysan o şeyi kabullenmelisin. Sırf o şey geri itildi- oysa onu geri itmemişti bile- diye bunu aptallık saymak saçmaydı.
"Ayrıca, bir şeyi yaptın artık kabullenmen gerekmez mi?"
"Seni, iznin olmadan öpmeyi niye kabulleneyim?
Nikolai yerinde biraz kıpırdandı. Gözyaşlarını silip Fyodor' doğru döndü
"İznim olmadığını kim söyledi?"
"Yani izin almadan bile öpebilir miyim seni?" Şakasına sorduğu soruya Nikolai olumlu anlamda başını sallayınca ilk ne yapacağını bilemedi.
Sonrasında ise klasik şeyler işte.
Dakikalarca süren öpüşmeler falan.
~~
Uykum var
![](https://img.wattpad.com/cover/353756024-288-k387892.jpg)