1. Bölüm

2 0 0
                                    


...

BAŞLAMA TARİHLERİNİZİ YAZIP YILDIZLAMAYI UNUTMAYINN!!!!

İyi okumalar..

Uçaktan indiğimde derin bir nefes aldım. Ülkemin havası bile insanı mutlu ediyordu..

Elimde kocaman 4 valizle bile gülümseyerek yürürken karşıda bana kendini hırpalarcasına el sallayan annemi ve babamı görmemle yüzümdeki gülümseme daha da büyüdü. O an içimden bir ürperti geçti. Beni çok özlemişlerdi... 

Aniden bedenimi saran pişmanlık kırıntılarını umursamamaya çalışırken koşarak eksik olan aileme sarıldım. Abim.. gelmemişti.

Yüzümün nasıl bir ifade aldığını bilmiyorum ama annemin konuşmasıyla kendime gelmeye çalıştım.

"Nasıl geçti yolculuğun annecim?" 

Cevap vermek için ağzımı açtığım sıradı lafımı kesen babam oldu.

"Ne kadar büyümüşsün kızım.."

Ona gülümsemeye çalışarak gözlerime hücum eden göz yaşlarıma lanet okudum ve babamın dediğini duymazdan gelip annemi cevapladım.

"Güzel geçti annecim, 3 saatlik yol zaten hemen geçti zaman"

Annemin de ağlamamak için kendini zor tuttuğunu görebiliyordum. Yüzüne baktığımda, zamanın ona hediye ettiği çizgileri ve göz altındaki yorgunluğu görmemek imkansızdı.

Tam duygusallaşacağımız zaman babam lafa girdi.

"Hadi hanım, kız ağaç oldu. Yor yorgunudur zaten gidelim de evimize bir güzel dinlensin."

Evimiz.. Evimiz miydi gerçekten? Peki ya abim, o kızacak mıydı bana? Bağıracak mıydı? Belki de hayatının sonuna kadar konuşmazdı.

Yavaş adımlarla arabaya doğru yol aldık. Babam ve annem eşyaları yerleştirirken ben de arkaya yerleştim. Yol boyunca eski günlerden konuştuk. Sanki 3 yıl boyunca onları unutmamışım gibi dertleştik. Çok özlemiştim.


Mahallenin başındaki o tabelayı görmemle gözlerim doldu. Safderun... Çocukluğum, anılarım, arkadaşlarım. Pardon arkadaşlarım mı dedim? Hani 3 yıldır 1 tek bile mesaj bile atmadan numaramı değiştirip, bana ulaşabilecekleri her yerden engellediğim arkadaşlarım. Tabi, öyledir...

Eve girdiğimizde burnuma gelen yemek kokusuyla gülümsedim. Bu gülümseme mutluluk hariç her duyguyu barındıran bi gülümsemeydi. Bunların en başınıda pişmanlık çekiyordu sanırım.

Yavaşça evin içinde ilerledim. Girer girmez bizi karşılayan tatlı oturma odamıza baktım. Mobilyalar değişmişti, annemin atmaya kıyamadığı cd leri bile yoktu. 

Soldaki mutfak kapısına yaklaştım. Kenardaki büyük ahşap yemek masamız gitmiş yerine 2 kişilik küçük bir masa gelmişti. Ben etrafa dalmış evin içinde gezmeye devam ederken merdivenlere takıldı gözüm. Onlar bile değişmişti. Yukarı doğru çıkmaya başladım. İlk kat anne babamın odası, misafir odası ve bir banyodan oluşuyordu. Kendi odamın olduğu bir üst kata doğru çıkmaya başladım. Pembe camlı odamı görünce  olduğum yerden hareket etmek istemedim. Bir sürü anı, sevin, üzüntü, başarı paylaşmıştı bu oda benimle...Yavaş adımlarla odama doğru yaklaştım, kapı koluna uzanmıştım ki arkamdan gelen kapı açma sesiyle irkilerek arkamı döndüm. 

Abim... Yutkunmak istedim, yutkunamadım. Ağlamak istedim, ağlayamadım. Çok değişmişti... Eskiden her sabah özene özene şekil verdiği uzun kumral saçları şimdi 3 numaraydı. Kilo vermişti..

Beni gördüğü an bağırıp çağırmasını beklemiştim ama susuyordu. Susarak mı ceza verecekti bana? Hızlıca attığı adımla gözlerimi kapatıp kocaman bir geri adım attım. Yüksek ses beklediğim için kendimi kasmış öylece dururken hiç beklemediğim bir şey oldu. Abim bana sarıldı. Hem de öyle bi sarıldı kı bir daha gitme der gibi, sıkı sıkı. 

Abimin bu hareketiyle anladım ki hiç bir şey tahmin ettiğim gibi olmayacaktı. Buralar benden sonra çok değişmişti...



Merhabaaa umarım girişi beğenmişsinizdir.

Bu daha girişti daha fazlası için beklemede kalın, öpüldünüzz🥰


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 04 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SAFDERUN MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin