Ölüm canice gelmişti. Aldırmaz ailesi ertesi gün küçücük yavrularının bedenini kara toprağa gömüyorlardı. Açelya bitik durumda ilaçlarla sakinleştirilirken Demir duygusuzdu. Kızının üstünde her toprak atışında kalbine bıçak saplanıyordu göz yaşları ardı ardına akarken Güneş omzuna dokunup küreği elinden aldı. O devam ederken Demir başını kaldırıp Aliyle göz göze geldi. Öfke tüm bedenini ele geçirmişti zaten ama kendisini tutuyordu tabi tutması bir yere kadar olacaktı. Ali elleri önünde mezarın başındaydı.
Nazlı ise kardeşi dediği kişiye sarılmış bir an bile onu yalnız bırakmazken Göktuğ ile zaman bile geçirememişlerdi. Dün Halil yeğenini annesine getirmiş Hacer bakıyordu torununa. Göktuğ ise konuşamıyordu. Korkuyla etrafına bakıyor kimsenin yanına gitmiyor yatağında öylece uzanıyordu. Bu sessizlik hayır değildi. Ve son toprağı da Tanju atarken hoca duaya başladı birkaç dakika sonra ekibin dışındakiler tek tek baş sağlığı dileyerek ayrılırlarken geriye ekip kalmıştı...
Açelya:(ağlayarak mezarın önüne çöktü toprağı sıkıp) Masum günahsız yavrum, nasıl kıydılar sana... Nasıl aldılar canını, nasıl kopardılar seni benden... Sana bunu yapanlar cezalarını çekecekler meleğim... Onlara rahat vermeyeceğim annem sana söz onlar yaptıklarının bedelini ödeyecekler bebeğim...
Selvi: Canım (omzundan tuttu ağlıyordu o da ama toparlanması lazımdı Açelyanın) hadi gidelim kalk
Açelya: Nasıl bırakacağım ki onu burada abla... Tek başına korkar ki kalamaz burada -diyerek ağlamaya devam ederken
Ali: Açelya (herkes ona döndü) Hazal melek oldu korkmaz o (gökyüzüne baktı) Seni böyle görürse üzülür hadi kalk -dediğinde Demir de kayış koptu
Demir: Hangi yüzle konuşuyorsun sen Ali!!! -diye bağırırken birbirlerine bakakaldılar
Tanju: Demir-
Demir:(öne atılıp ittirdi Aliyi Güneş ve Güney kolundan tuttular hemen) SEN NEDEN BURADASIN Kİ ZATEN? HANGİ YÜZLE GELDİN BURAYA!
Ali: B-ben
Nazlı: Ali tamam, Demir yapma lütfe-
Demir: NE LÜTFEN NAZLI NEYE LÜTFEN YA! ALİ YÜZÜNDEN ÖLDÜ BENİM KIZIM! O İÇERİ DALIP GİRMESEYDİ KIZIMIZ BURADA OLMAYACAKTI! AMA HESABINI VERECEK O ALP VE CEMRENİN YANINDA ALİ DE HESAP VERECEK!
Beliz: Öfkenden ne dediğini bilmiyorsun Demir sakin olur musun? Acın var evet ama bu burada konuşulacak şey mi Allah aşkına? Hadi gidelim
Demir: BU YANINA KALMAYACAK ALİ! ARTIK DOSTUM DEĞİL DÜŞMANIMSIN SEN BENİM! O ALP İTİNİ CEMRE ORU*PUSUNU VE SENİ KENDİ ELLERİMLE GEBERTECEĞİM! -dedi parmağını tehditkarca sallayarak
Açelya: Yeter artık! -diyebildi bitkin sesiyle konuşacak mecali yoktu
Tanju: Nazlı Aliyi alıp gidin siz hadi kızım... -derken Nazlı başıyla onaylayıp Açelyaya yaklaştı. Ali ise sessiz kalmıştı ne diyebilirdi bilmiyordu suçu vardı elbet ama tamamen onun suçu sayılmazdı...
Nazlı: Yanına geleceğim tamam mı? Demir sakinleşsin biraz hemen geleceğim -deyip yanağından öpüp Alinin yanına gidip oradan uzaklaştılar.
*
Hacer eli kolu bağlı Göktuğ'un odasından çıktı Aselle yine konuşmamıştı
Asel: Anneanne kardeşim neden konuşmuyor korkuyorum ben bir şey mi oldu ona?
Hacer: Yok kızım. Hani hastanede kalmışlardı ya ceza olarak bence bize küstü konuşmak istemiyor
Asel: Ha, olabilir ama cezayı hak etmişlerdi Hazal ile çok kavga ettiler