Güneşin ilk ışıklarıyla beraber gökyüzü turuncuya dönerken, sıcaklık adeta teni yakarcasına hissediliyordu. Kuşlar şakıyarak günü karşılarken, sokaklar sessizce uyanmaya başlıyordu. İnsanlar gölgelerin peşinde koşarken, serinlemek için birbirlerine gölgelerini paylaşıyorlardı. Bu sıcak gün, adeta ateş gibi yanan bir fırının kapısının aralandığı gibi hissettiriyordu.
Kum taneleri, adeta ateşle dolmuş gibi hissettirirken, sıcaklık tenime işleyerek adeta bir fırının içinde yürüyormuş hissi veriyordu. Adımlarımı yavaşça atarken, kumun sıcaklığı adeta ayaklarıma dokunuyormuş gibi hissettiriyordu.
"Görüşürüz dikkat edin kendinize" arkamızdan bize görüşürüz diyen Diane'ya elimi sallayıp "görüşürüz" dedim. Onlar kendi arabalarına doğru yürürken Ares ve bende bizim arabalara doğru yürüyorduk. Ares beni bir yere götüreceğini söyleyip denizden artık çıkmamız gerektiğini söylemişti. Diğerleri de işleri olduğunu söylediklerinde topluca sahilden çıkmıştık.
"Senin arabanla gidelim." Kafamı sallayıp çantamın içinden anahtarı alarak arabanın kilidini açtım. Ares'in yedek şortu olduğu için soyunma kabinlerinde hızlıca değiştirmişti ama benim yanımda kıyafetim olmadığı için üstüm hala ıslak ve vücuduma yapışık durumdaydı. Bu durum beni ne kadar serinletip inanılmaz bir haz verse de arabamın koltuğunu ıslatmamak için bagajdan bir gün illaki lazım olur diye koyduğum havluyu alıp şoför koltuğuna serdim. Ben şoför koltuğuna geçtiğimde Ares de biraz zorlansa da yolcu koltuğuna oturmayı başarmıştı. Rahat hissetmediğinden olsa gerek oflayarak kafasını sağa doğru çevirip camdan dışarı bakmaya başlamıştı.
Arabayı çalıştırıp Areslerin evlerinin önünden uzaklaştığımda biraz ilerledikten sonra yandan Ares'e bakıp "nereye gidiyoruz?" diye sordum. Bakışlarını camdan çekip "Büyübaz Pazarına" dediğinde kaşlarımı çatıp "orası neresi?" diye sordum.
Derin bir nefes alıp genzini temizledi ve "şanslısın ki üç yılda bir kurulan Büyübaz Pazarına denk geldin. Üç yılda bir kurulan bu pazar büyücülerin ve sihirbazların buluştuğu bir yer. Burada büyülü malzemeler, sihirli kitaplar ve büyü yapmak için gerekli araçlar satılır. Ayrıca, büyücüler birbirleriyle tanışıp bilgi ve deneyimlerini paylaşır. Büyübaz Pazarı, büyüyle ilgilenen herkes için heyecan verici bir yerdir! Büyülere meraklı olan kişiler bu günü bekler ve o gün gelince oraya gidip orada ki büyücüler ve sihirbazlardan bilgi edinirler."
Kaşlarımı kaldırıp "büyücüler ve sihirbazlardan kastın ne?" Bedenini bana döndürüp gözlerini gözlerime diktiğinde "bir kahve falıyla geleceği gördüğüne inananlar gerçekten sihirbaz olanlar ve gerçekten bir kaç otu birleştirerek şifa iksirleri yapanlar bu kişilerin çoğu polisten kaçan ama ekmeği peşinde koşan insanlardır. Halk arasında büyücüler ve sihirbazlar olarak bilinirler. Bu sihirbazlık şapkadan tavşan çıkarma gibi değil ama, bildiğin görünmez olma, uçabilme gibi daha olağanüstü güçleri var."
Gözlerimle yolu takip ederek Ares'in tarif ettiği yerlere giriyordum. Kısa bir an Ares'e bakıp geri önüme döndüğümde "peki polislerden kaçtıklarını söylüyorsun buraya geldiklerinde polislerin haberi olmuyor mu?" Kafasını iki yana sallayıp "Pazara açılan onlar için yapılan türlü türlü gizli geçitler var polislerin haberi olmadan gizlice oradan gelip gidebiliyorlar ama birisi şikayet etti duyuldu diyelim ki birden fazla kullanılmayan dar sokaklar var. Eden polise şikayet eder ama bu kimsenin işine yaramaz zaten pazarı bilen kişiler nadir insanlar az kişi bilir ve gelir."
Kafamı sallayıp sağa doğru döndüğümde Ares arabanın hareketiyle bana doğru devrilmişti. Ellerini omuzlarıma koyup dikleştiğinde utangaç bir tavırla yeniden kafasını cama çevirip yolu izlemeye başlamasına gülmeden edemedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEHİRAN'IN MADALYONU
Fantasyson sayfasına varmadan önce maceranın heyecanını yaşa, kibritler yere düşmeden önce tutkularını alevlendir, yanan son mum sönmeden önce umutla parla, bu gizemli duman her yanımızı sarmadan önce kendini bul ve onlar seni bulmadan önce ...gerçek hazin...