8〰️

53 4 4
                                    

"Kusura bakma seni unutamadım
Bu benim hatam ne yapsam oldurmadım
Alev alev yanıyor can kafesim
Kesilir nefesim seni bırakamadım"

"Baba-"

"Ya senin fotoğrafın va-"

"Benim fotoğrafım var diye özellikle annemle olan fotoğrafı baş ucuna koymazsın baba ya!" Dedi Rina korkuyla. Suna derin bir nefes verdi.

"Rina, kaldıramayacağın şeyleri sorma bebeğim."

"Neyi kaldıramayacağım baba? Ben annemle babamı kendi başlarına nasıllar bilmiyorum bile. Bana bunu bilmeyi çok mu görüyorsun?" Suna elleri titrerken başını ellerinin arasına aldı.

"Üniversiteye geçince başladı her şey. Annenle aynı eve çıktığımızda."

15 yıl önce.

"Sonra jüriler geldi işte," dedi Suna, saçlarını şekillendirip kesen sevgilisiyle konuşurken.

"Projemi gösterdim. Beğendiler. Dekan normalde hiçbir projenin yüzüne bakmaz, benimkini evire çevire inceledi."

"Hmm..." dedi Aida dalgın bir tavırla.

"Sonra da dedi ki- aşkım?"

"Hm?"

"Bana bi' bak?" Dedi Suna oturduğu sandalyeden kafasını yukarı kaldırarak. Aida kafasını çevirdi, göz yaşlarını görsün istemedi.

"Aşkım," dedi çenesinden tutup kendine döndürürken. Aida mecbur bakmak zorunda kaldı.

"Niçin ağlıyorsun canım sevgilim?" Dedi yanağını okşarken.

"Önemli bir şey değil ya... öyle geçmişi falan düşündüm, duygulandım falan..." ardından konuyu dağıtmak istercesine son makası vurdu.

"Bitti. Kalkabilirsin."

"Kalkayım." Dedi ayaklanıp omuzlarındaki havluyu lavabonun içine koyarak. Ardından odaya geri döndü ve Aida'nın elini tutarak yatağa oturttu.

"Şimdi bana aklından geçenleri ağzında yuvarlamadan çok net bir şekilde anlat."

"Ya Taro..."

"Ne 'Taro'?"

"Bir şey olduğu yok. Kendi kendime düşüncelere daldım gittim." Dedi akmaya devam eden yaşlarını silerken.

"Kendi kendine hangi düşüncelere daldığını söyle."

"İstemiyorum."

"Aşkım lütfen."

"Ya of!" Dedi hışımla kalkarken. Suna onun bileğinden tutarak kendi önüne çekti.

"Anlatmadan bırakmayacağım."

"Keçi."

"Teşekkür ederim. Hadi anlat."

"Ya of..." dedi somurtarak yatağa otururken. Birkaç dakika bekledi ve ardından konuşmaya başladı.

"Sabah Hina'yla konuşuyordum. Bu gün babaannemde bir sürü akraba vardı. Yengeler, uzaktan kuzenler falan... babam ve annem hakkında ileri geri konuşup sinir bozmuşlar. Babaannem de cırlamış onlara 'siz kimsiniz de kızımı bana kötülüyorsunuz çocuğunun önünde, onlar ayrılsa da o hâla benim çocuğum' falan diye... Hina normalde bu mevzuyu hiç takmazdı ama içten içe üzülüyor, biliyorum." Ardından derin bir nefes aldı.

Fourteen Years. (Suna Rintarou)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin