Yazar
Bu güzel olaydan sonra, Chan ve Jennie elma topluyor, Seungmin'se hala yaşananların etkisin de, gökyüzüne bakıyordu. "Bak, bunu da al." Chan güler yüzle, elinde elma dolu sepet olan Jennie'ye son elmanı uzattı. Jennie Chan'ın gülümsemesine karşılık gülümsedi ve Seungmin'in yanına oturdu ve omuzuna vurdu. "Hadi lan, kendine gel."
Chan güldü. "Seungmin-ah~" Seungmin ani bir şekilde gözlerini pörtletti. "Öyle yapma. Tatlılıktan öle bilirim." Chan kıkırdadı ve kafasını Seungmin'in omuzuna yasladı. Jennie sahte ağlamaklı bir yüzle ikiliye bakıyordu. "Çok tatlısınız, ama ben de benimki ni özlüyoom!" Seungmin side eye attı. "O zaman siktir seninkinin yanına."
"Seungmin! Neden bu kadar kaba konuşuyorsun?! Benimle nasıl konuşuyorsan, kuzeninle de öyle konuş." Chan dudaklarını büzerek, konuşmuştu. Seungmin kıkırdadı. "Tamam, tamam." Jennie kızgın suratla, ellerini göğüsün de birleştirdi. "Siz beni görmezden geliyorsunuz!" Chan gülümsedi ve konuşmak için, ağzını araladı.
"Neden onu da getirmiyorsun?"
"Christopher! Ben sadece seninle birlikte yürüyüşe çıkmak istedim. Bu aşk kuşları seni rahatsız eder."
"Yoo. Hem romantik date'lerine bakarız."
Seungmin son an da pes etmiş ve kafasını, Chan'ın kafasının üzerine koymuştu. Jennie gülümseyerek, Chan'a baktı. "Getireyim mi???" Chan karşısın da heyecanla konuşan, beyazlı kıza gülmüştü. "Tabii!" Jennie sevinçle çığlık atmıştı. Bu zaman, Seungmin kulaklarını tuttu. "Gıcık sinek." Jennie Seungmin'i aldırış etmeden zıplaya zıplaya, köyün yolunu tuttu.
Chan Jennie'ye bakıp, gülmüştü. "Ne kadar da tatlı bir kız. Aynı, bebek gibi." Seungmin göz devirdi. "Sen onun gerçek yüzünü görmedin. Şeytan, şerro!" Seungmin yüzünü buruşturarak konuşurken, Chan güldü. "Hem, sen ondan daha tatlısın."
"Teşekkürler, ama pek sanmıyorum." Seungmin Chan'ın iki yanağından tuttu ve kendisine bakmağını sağladı. "Christopher, kendini sevmelisin. Tanrı seni bu kadar güzel, yakışıklı, tatlı, tek kelimeyle mükemmel yaratmış. Neden sevmiyorsun?" Chan'ın yüzü asılmıştı. Kısık çıkan sesiyle, konuştu.
"Kendimi sevdiğim zamanlar da oldu. Ama adım kendini beğenmiş, egoist, ilgi manyağı oldu. Yani, özgüvenliydim. Crop giydiğim de 'Evet Chan! Sana her şey yakışır. Yaparsın!' diye düşünürdüm. Bana kötü söylediklerin de, kendimi savunurdum. Ama.. Nerede o özgüven? Şu an, sadece hoddie giye biliyorum.."
Seungmin Chan'a sıkıca sarıldı. "Keşke, ben de şehir de olsam ve seni her koşulda, korusam.." Chan gülümsedi. Ama bu aralar, gülümsemesi pek gerçekçi değildi. Hiç gamzeleri bile, gözükmüyordu. Her konu da zeki olan Seungmin, bu durumu hala anlamamıştı.. Sonun da, Jennie ve birtanecik sevgilisi Jisoo geldi.
"Biz geldikk!!" Seungmin bıkkın bir yüzle, karşında ki, kızlara baktı. Chan gülümsedi. "Hoş geldinizz!" Jennie güldü ve Jisoo'nun koluna girdi. "Bak bebeğim, bu Chan. Bay Bang'ın oğlu. Bu da.. Biliyin zaten, mal kuzenim." Jisoo saygıyla baş eydi ve gülümsedi. "Tanıştığımıza memnun oldum, bay Chris."
"Ben de memnun oldum, bayan Jisoo." Seungmin yüzünü buruşturdu. "TiNiştiĞimizi miMnin ilDim biY chriS. Ew, ew, ew.." Jisoo Seungmin'e ölümcül bir bakış attı. "Haddini aşma, yavru köpek.." Seungmin Jisoo'ya dil çıkardığın da, Jisoo sinirle Seungmin'e yaklaştı. "Sana haddini aşma ded-" Tam bu zaman, Seungmin'in karşısına Chan ve Jennie çıktı. "Bebeğim, sakin olsan? Klasik Seungmin işte."
"Görüyorum, ben olmasam daha iyi olurmuş üçlü date'iniz. O zaman, size rahatsızlık vermeden, gideyim!"
"Seungm-" Seungmin seğreyen gözüyle göz kırpmış, sinirli bir sırıtışla oradan uzaklaşmıştı. Gorliya ormanının girişine bakarak, derin bir nefes aldı. Sol ayağını içeri atarak, diğer adımlarını da, yumuşak otla örtülü yere sundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🍃{Feather}🕊️ /Seungchan
Fanfic"Küçük bir tüy, nasıl kaderimi değiştire bilirdi ki..." [TAMAMLANDI x21] Dreamcore/Weirdcore içerili fictir👁️☁️🌈 ‼️UYARI‼️ Smut/cinsellik İnsan/Yaratık ilişkisi Ruhani varlıklar Sekechan, Semeseung Küfür, şiddet korku sahneleri Seungchan fici🍃 ya...