5

47 8 0
                                    

İlk yıl korku ve tereddüt ile karşılanan bu durum zaman geçtikçe ailenin düzeni arasında yerini aldı.

Bay ve Bayan Min Hoseok'un yerini çoğunlukla uçan ayıcıkla anlıyorlardı.

Yoongi okula gittiği zaman evine gidiyor, özlemle annesini izliyordu küçük Hoseok.

Çok özlemişti annesine sarılmayı, onun ninnilerini, yemeklerini, annesini özlemişti.

"Hoseok! Ben geldim~"

Heyecanla odasına giren Yoongi Hoseok'u aynı yerde buldu, pencerenin başında, çamaşır asan annesini izleyen Hoseok'u.

"Hoba, iyi misin?"

İrkilerek arkadaşına döndü Hoseok.
"Korkuttun beni hyung! İnsan haber verir geldim diye"

"Seslendim ya, duymadın"

"Bende diyorum kedi mi miyavladı ne, sendin demek"

"Seni lanet!- her neyse"

Göz devirip çantasını yatağının üzerine fırlattı Yoongi. O okul kıyafetlerini çıkarıp giyinirken Hoseok heyecanla bulduğu kabı gösterdi.

Küllerinin bulunduğu çanaktı bu.

"Hyung bak! Bunu bugün buldum, veeee bunu da tutabiliyorum!"

Tişörtünü giyip Hoseok'un yanına geldi Yoongi, çanağın kapağını açtı.
"Hoseok, bunda senin küllerin var"

"Bu biraz... Korkunç"
Küllerine baktı uzun uzun, bir avuç külü eline alıp incelerken Yoongi şaşkınlıkla çocuğun elini tuttu.

"Çanağa koy şunu! Dökeceksin"

"Sanane ya! Benim külüm değil mi!"

"Benimde odam!"

İkisi kavga ederken Hoseok'un elindeki kül Yoonginin üzerine döküldü.

İşin ilginç tarafı bundan sonra başladı, Hoseok Yoongiyi göğsünden ittirebildi.

İkiside şaşkındı, elin Yoonginin içinden geçmesi gerekiyordu, nasıl oldu da dokunabilmişti?

Hoseok çanağı bırakıp Yoongiye elini uzattı.
Tedirgindi, Yoongi yine elini tutamazsa büyük bir hayal kırıklığına uğrardı.
Ama Yoongi elini tuttu.

"Aman Tanrım!"

"Bu- bu nasıl oldu? Sende mi öldün yoksa!"

"Hayır aptal... Bak, ayıcıkta senin kanın var ve dokunabiliyorsun, külde senin, ve çanağa dokunabiliyorsun çünkü onun içinde... Bana dokunabildin çünkü senden bir parça üzerime döküldü... Hoseok bu harika bir şey!"

Çanağı eline alıp koşarak odadan çıktı Yoongi, annesinin önüne geçip çanaktan aldığı külün bir kısmını üzerine attı.

"Tanrım Yoongi! Ne yapıyorsun sen!"

Hoseok şaşkınca Yoongiyi takip ederken yaptığını anlamış, dolu gözleriyle, yavaşça Bayan Mine sarılmıştı.

Uzun zamandır annesine, annesinin tek bir dokunuşunu muhtaç olan bu çocuk, içindeki özlemi başka bir anneye sarılarak kapatmaya çalışıyordu.

"Aman Tanrım... Bu... Bu Hoseok mu? Birinin vücudunu hissediyorum"

Kafa salladı Yoongi, dolu gözlerle küçük çocuğa sarıldı bayan min.

Göğsünü ıslatan göz yaşlarını hissedebiliyordu.
"Sorun ne? Neden ağlıyor?"

Çocuğun saçlarını okşarken sessizce sordu.

"O da annesini özledi..."
Yoonginin dedikleriyle derin bir nefes alıp çocuğun saçlarını öptü.

"Bende senin annenim Hoseok, ağlama bebeğim"

Hıçkıra hıçkıra ağladı Hoseok, uzun zamandır ihtiyacı olan sevgi ve özlemle ağladı.

hayalet Seok (Sope) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin