Hyunjin: "Tamam o zaman kendimi, bizi suçlayacağım, sana iyi bakamadığımız için.." -Gözyaşlarım firar etti.. Her şey üstüme geliyordu.. Hele birde Hyunjini böyle görmek..
Ben (kafamı dizlerimin üstündeki ellerime koyup sessizce ağlamaya başladım): "H-hayır" (ilk defa kekeledi skzskzskz) -Hyunjin kollarını bana doladı
Hyunjin: "Lily, bu seferlik, bak sadece bu seferkik seni affediyorum. Ama bukonu burda bitti sanma, küçük şeytan, eğer bu diyete devam edersen.... ımm... of neyse işte devam etme şu diyete" -biraz komik geldiği için azıcık kıkırdayıp gülümsemiştim
(...)
Aradan bir kaç saat geçmişti ve bir meyve yeme hakkım vardı. Bir elme götürdüm ve pratik odasına gittim her kes bir yandaydı ve bazıları yerde yatıyordu. Bende kendi yerime gittim ve yerde oturdum, elmamı yiyerek diğerlerine baktım. Chan ayaklandı ve bana doğru gelmeye başladı.
Chan: "Naber güzellik" -yine başladık hadi bismillah
Lily: "İyi senden?"
Chan: (yanıma oturdu ve birden ciddileşti): "Rap mi vokal mı?"
Lily: "Her ikiside olur yani fark etmez"
Chan: "Tamamdır maknae" -ayağa kalkıp gitti, bu da neydi böyle
Elmamı bitirdim ve kalan yenilmeyen kısmını çöpe attım ve üyelerin çıktığını gördüm
Lily: "BENİ BEKLEYİN, KİME DİYOMMM?!"
Seungmin: Yaşlı gibi yavaş olan sensin, daha odayı bile terk etmedik, gel
Ben (göz devirerek): Maknaeyim oğlum ben -Hepimiz ses kayd odasına gittik ve her kes bir yerde oturdu. Chan producer sandalyesinde oturdu ve kağıtları eline aldı. İlk Jisung girdi içeri, kulaklığı taktı ve biraz müziği dinledi. Son ses alıştırmaları yapıp rapine başladı. Rapi yapan oydu ama benim nefesim durmuştu. Burdan bakınca hiç bir şekilde sincaba benzemiyordu.. Sanki içine şeytan girmişti. Neyse işte aradan bir kaç saat daha geçti ve sıra bendeydi. Ama ben nasıl başardımsa artık oracıkta uyuya kalmışım. Kolumdan bir dürtülme hissettim ve gözlerimi biraz araldım
Ben: Beş dakika daha.. -daha uykudan uyanamadığım için saçmalıyorum. Yandan gelen kahkahaları duydum ve gözlerimi ovup dikeldim
Ben: oh.. Benim sıram mı?
Hyunjin: Yok ya, biz şimdi yeni yazdığım 200. şarkının kaydını yapıyorduk -bilmem kaçıncı defa göz devirdim ve odaya geçtim. Kulaklıklarımı takıp boğazımı temizledim ve kendime sözleri nerede demeli olduğumu anlamak için mırıldandım. Biraz içimde korku vardı, ya sesim çatlarsa, ya sesim kalın veya çok ince çıkarsa, ya sözleri unutursam.. Kağıtları elime aldım ve tüm korece yazılmış sözlerin yanındaki okunuşları gördüm.. duygulanmıştım.. Boğazımı birdaha daha temizleyip Chana elimle baş parmağımı gösterip hazırım iması verdim. Oda beni anlayacak olacak ki şarkıyı en baştan başlattı. Okumaya başladım ve düşündüğümden daha güzel ilerliyordum (tu tu tu maşAllah).
Kaydı bitirip odadan çıktım, bazıları alkışladı bazılarıysa çoktan eve gitmişti. Bu hafta çok zor olacaktı.. Daha MV çekimlerimiz, benim tanınmam için 5 ten fazla 100 den az showlar, nebileyim, yeni albümündeki şarkılar için bana yer ayrılması, JYP grup görüşleri, ve daha neler neler. Bunları düşünürken dalmışım, birde baktım ki, yine o fan (!) larla dolu kapıya geldik. Jisung şapkasını bana verdi Chan ve Minhoda benim sağım ve solum olmak suretiyle yanıma geçtiler ve ellerinden geldiği kadar korumalarında yardımıyla hiç kimsenin bize dokunmasına izin vermeden arabaya doğru ilerledik.
... Ne...? Bu gün.. O gün müydü.. Regl... Birde bu eksikti.. Hemen arabaya geçtim ve ceketimi çıkarıp kendime büktüm. Yanımda pedde yoktu, ama hiç kimseye söylemeyecektim. Zaten menajerim Allahtan kız. Ondan isteyebilirdim. Daha sonra tüm üyeler oturdu, ben cam kenarını tutmuştum sonunda. Yanımda In, onun yanında Changbin, onun karşısında Hyunjin ve Chan, Onların yanlarında Jisung ve Mİnho, ve Felixle Seugnmindi karşı taraftaki yerlerde oturmuştular (inanın bende neden bunları söylediğimi bilmiyorum, belki teste falan düşer).
Araba hareket etmeye başladı, ilk eve gidecektik daha sonra yeniden şirkete ve oradanda showa. Karnım çoktan ağrımaya başladı ve sadece çok bol bir şey giymek ve sıcak yatağımda uzanmak istiyordum. Kolumla karnımı normal bir şekilde tuttum, kafamı cama koyup uykunun bana üstün gelmesine izin verdim.
Ama olmadı, uyuyamadım, arabada her kes sessizlik yemini etmiş gibiydi. Her zaman böyle olunca sessizliği ben bozar ve komik bir şeylerden konuşmağa başlardım ve modumuz yerine gelirdi. Ama bu sefer hiç istemiyordum
Jisung: Eee, hayat nasıl gidiyor?
Chan: Sizinki nasılsa benimkide öyle gidiyor
Changbin: Yiaaa aşkito çok şekersin, bizi bu kadar mı çok seviyorsun?
Chan (gözlerini devirerek): Sizinle aynı evde yaşıyor, hemen hemen aynı şeyleri yapıyoruz
Seungmin: Tövbe tövbe -sırıttım ve sohbetlerini dinlemeye başladım, ama eve varmıştık. Her kes arabadan indi ve eve girdik. Chanın dediğine göre otuz dakikamız vardı. Bende inmek isterken ilk ceketi belime bağladım ve indim. Eve doğru yürürken Minho arkama geçti ve öyle yürüdü. Şaşırmıştım, eve varmak için ilk önce garajdan ilerleyip asansöre binmeliydik. Gittiğim yerde arkama kafamı çevirdim
Ben (yürüyerek ona bakmaya çalışıyorum ve içimden yalvarırcasına aklımda olan şeyin olmamasını diliyordum): Ne oldu?
Minho (sadece karşıya bakıp yürüyerek): Yok bir şey, bin hadi şu asansöre -kafamı az onaylarcasına aşağı yukarı salladım ve bindim, kendimi camsız asansör duvarına yaslandım ve diğerlerinin düğmeye basmasını bekledim
Eve vardık ve ben hemen odama gittim. Kapıyı kapattım ve banyoya ilerledim. İşimi hallettikten sonra dolabıma gittim ve show için güzel şeyler giydim, zaten menajerim yine benim giyim tarzımı beğenmeyecek ve bana başka şeyler giydirecekti. Kombinime uygun çantamı elime aldım ve aşağı kata indim. Minho ve Han orada değildi ama diğerleri etrafta oturmuştum telefonda takıyorlardı. Koltuğa gidip Chanın yanında oturdum ve ona sığıştım
Ben: "Napıyorsun bakalım"
Chan: "Zamanın gelmesini bekliyorum, ne oldu, yine ne var"
Ben: "Ehehehe, bana bir iyilik yapsan diyorum?"
Chan: "Ne?"
Ben (sırıtarak): "Bak şimdi show'a gittiğimiz zaman ne derlerse desinler beni arkalarda oturtur musun?"
Chan: "Yeni üye sensin Lily kendine gel, neden yeni bir üyeyi arkalarda oturduralım?"
Ben: "Bir iyilik istiyorum yaaa, lütfennnn"
Chan (derin bir nefes alıp göz devirerek telefona geri döndü): bakarız
Ben: "Bakmayalım, yapalım, lütfen lütfennn"
Felix: "Ne yapıyoruz?"
Hyunjin: "Roket gönderiyoruz"
Felix (göz devirerek): Lily, ne oldu?
Ben: "Of yok bir şey ya, amma büyüttünüz" -Minho merdivenlerden aşağı indi
Minho: "Neler oluyor burada"
İn: "Roket gönderiyoruz, yicen mi?"
Minho (yanıma gelip oturarak): "Ne zaman?"
Ben (göz devirerek): "Ya yeter, bu benimle Chanın arasında gibi bir şey ya"
Han (merdivenlerden aşağı inerek): "Bizim özel denilen bir şeyimiz mi vardı? Ne zamandan beri? -birden Chanın alarmı ve Lalala şarkısı son gazla çalmaya başladı, HYunjin kulağını tuttu, Hansa a ince sesiyle birazcık bağırdı
Ben: "YA DUYMADIK YA BİRAZDA VERSEYDİN GAZI!!"
Chan (ayağa kalkarak): "Hadi kalkın, gidiyoruz"
Bu bölümler böyle yarım yarım ilerliyor yaaaaa
BANA İLHAM LAZIMMMM İLHAM PERİLERİM NERDEEEE
Lütfennn hayalet okuyucu olmayınğğğ, bu arada teşekkürler yorumlar içinğğğğğ
Umarım sevmişsinizdirğğğ
Sağlıkla kalın, Skz ile kalın 😭💖

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stray Kids 8+1
FanfictionBaşka bir ülkede yaşayan ama idol olmak isyeyen bir kız Koreye gider, ama Korecesi yoktur. Yinede bir çok yönden iyi olduğu için stajyer olarak Jyp şirketine alınır ve bir çox olaydan sonra Stray Kids adlı bir grupa katılır, grup çoktan mu çıkış ya...