6

88 16 13
                                    

Barış Manço-Alla Beni Pulla Beni

★★★

Sunghoon elimi son kez öperek polis memuru ile konuşmak için odadan ayrıldı. O çıkarken ardından bir hemşire girdi. Beni kontrol ettikten sonra yemeğimi verdi ve odadan ayrıldı.

Yemekler aynı yetimhanedekiler gibiydi. Tatsız, tutsuz. Belirli bir yaşıma kadar yetimhanede kaldığım için onların tatlarını biliyordum. Ama yine de yemek zorundaydım.

Sunghoon'dan,

Odadan ayrıldıktan sonra polisle gerekenleri konuştum. Niki 'ye saldıran kişiler hakkında bende bilgi istedi. Gerekli kamera kayıtlara baktıklarını, saldırganların yüzlerini kolayca belli olduğu için onları kısa sürede yakalayabileceklerini söylediler.

Bir koltuğa oturup düşünmeye başladım. Hepsi benim suçumdu. Kim bilir Niki'nin canı ne kadar yanmıştı. Onun yerine kendimi koymaya çalıştım. Ne kadar zor bir hayat geçiriyordu.

Daha minnacıkken ailesi onu terk etmişti . Sürekli çocuk bakım evlerinde kalmıştı. Devletin ona yardım etmesi için birçok sınava girmişti. Uzak akrabalarından biri ona eski bir evini kiraya vermişti. Tek başına yaşıyordu. Yapayalnızdı. İntihar etmeye kalkışmıştı.

Ama onu ben kurtarmıştım. Onun sönmüş gözlerini ben aydınlatmıştım. Ve şimdi de o gözleri solduran bendim. Fakat o gözleri tekrar aydınlatabilmek için elimden gelen her şeyi yapacaktım. Onu asla bırakmayacaktım. Sürekli onun sevdiği şeyleri yaparak onunla birlikte mutlu olucaktım.

Onu daha fazla yalnız bırakmamak için Niki'nin kaldığı hastane odasına girdim ve onu uyurken buldum. Ne kadar da yorulmuştu kim bilir. Ne kadar da canı acımıştı.

Sıra ona üzülme sırası değildi. Onu mutlu etme sırasıydı. Biraz düşündüm. Acaba Niki, neler yapmayı çok seviyordu? Yemek yemeyi, sahilde uyumayı, kedilerle vakit geçirmeyi severdi. Peki onun için ne yapmalıydım?

...

Saat akşam 7'ye doğru geliyordu. Niki'nin gerekli işlerini yaparak taksiyle evine gittik. Arabadan inerken onu dikkatlice taşıdım. Niki 'nin verdiği anahtarla eve girdik ve Niki' yi koltuğa bıraktım. Ardından sıcak bir çorba yapmak için mutfağa gittim.

Biraz sonra koltukta yatan küçüğümün yanına geldim ve yaptığım çorbayı ona kendi ellerimle yedirdim. Gözlerindeki ışığın yavaş yavaş geri geldiğini farkediyordum.

"Sevgilim, en çok neler yapmayı seversin?" Gözlerimin içine baktı ve biraz şaşırdı.

"Neden soruyorsun Sunghoon 'um?"

"Öylesine merak ettim. Sonuçta sen benim sevgilimsin ve senin hakkında bir sürü bilgi edinmem gerek."

"Hm. Aslında istediğim bir şey var."

"Söyle bakalım. Ne istiyorsun?"

"K-kaykay sürmek. "

"Kaykay mı?Daha önce kaykay sürmeyi sevdiğini bilmiyordum. "

"Daha önce sürmedim ama hep sürmek istemişimdir."

"Eee neden hiç denemedin sürmeyi."

"Çünkü kaliteli olanlar hep pahalı.Ona ayıracak param yoktu."

"Anladım. Peki sen hangi renklerini seversin?"

"Boşver zaten almayacağız. Onun yerine sadece seninle olmak bile beni çok iyi hissettiriyor."

Evet inat edip söylemeyecekti. Acaba daha önce telefonundan kaykay fotoğraflarına bakmış olabilir miydi? Telefonunu alıp bakmalı mıydım? Biraz düşündükten sonra, Niki uyuduktan sonra telefonunu alıp kontrol edicektim.

★★★

Kaykay ¦¦ HoonkiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin