Özdemir Erdoğan-Aç Kapıyı Gir İçeri
★★★
Sunghoon'dan,
Niki uyuduktan sonra yavaşça onun telefonunu aldım ve mutfağa gittim. Başka hiçbir uygulamaya girmeden sadece gezdiği internet sitelerine baktım,baktım ve baktım. Bir süre sonra aradığım siteyi bulmuştum.
Niki bir sürü kaykay satan siteleri gezmiş ama hiç alışveriş yapmamıştı. Gezdiği sitelere baktım ve bir kaykayı diğerlerine göre günde daha fazla ziyaret ettiğini farkettim.
Çok pahalı bir kaykay değildi ama yine de biraz masrafı vardı. Fakat onu almak için elinden geleni yapıcaktım. Annem ve babam ile konuşacak gerekirse borç bile alacaktım.
Daha fazla yanlış bir şey yapmadan, Niki'nin telefonunu onun yanına geri koydum. Onu bu halde yalnız bırakamazdım. Annemleri arayıp bu gece arkadaşımda kalacağımı söyledim.
...Sabah uyandığımda karşı koltukta Niki'nin olmadığını farkettim. Hemen ayağa kalktım ve Niki 'yi aramaya başladım. Mutfağa girdim ki, güzeller güzeli bir kahvaltı masası hazırlamış olan küçüğümü gördüm.
"Ya Niki, gerçekten bu halde bile ne yapıyorsun? Senin dinlenmen lazım. Ben hazırlardım kahvaltıyı."
"Bak ben turp gibiyim. Seninle vakit geçirdikçe hızlı iyileşiyorum. Merak etme, yormam kendimi. Hadi kahvaltımızı edelim."
Yanına gittim ve arkasından beline sarıldım. Kokusunu içime çektim. Daha sonra birlikte masaya oturduk ve kahvaltı ettik.
Bugün bir sürü işim vardı. Hem saldırganların cezasını öğrenmeliydim hem de kaykay için para bulmalıydım.
Niki'ye veda ederek onun evden çıkmamasını, işlerimi halledip hemen eve geleceğimi söyledim ve polise gittim.
Polis merkezine vardığımda, Heeseung ve arkadaşları da oradaydı. Bu üçlüye ceza olarak kasten insan yaralamadan 1 yıl hapis ve uzaklaştırma kararı verilmişti.
Bir nebze de olsa içim rahatlamıştı. Gerekli işlemleri tamamladım ve polis merkezinden ayrıldım. Heeseung, az da olsa akıllanmışa benziyordu. Hayatı boyunca hep zorba olmuştu ama hiç yakalanmamıştı. Fakat şimdi, çok yanlış kişiye sataşmıştı.
Bir taksiye binerek eve gittim. Zile bastım ve içeri girdim. Annem de babam da evdeydi. Onlara sevgilimin doğum günü olduğu için ona kaykay almak isteğimi ve bunun maliyetini söyledim.
Fazla para harcayan bir insan olmadığım ve iyi bir çocuk olduğum için, babam güzel bir puan için çalışırsam bu parayı verebileceğini söyledi.
Mutluluktan havaya uçtum ve onlara sarıldım. Babamdan gerekli miktarı aldım ve hemen kaykay satan dükkanların yolunu tuttum.
Dükkan dükkan gezdim ama hiçbir yerde Niki 'nin internette gezdiği o kaykayı bulamamıştım. Son kez sahil kenarlarındaki dükkanlara bakmaya karar verdim.
Sahile vardım ve orada 2 farklı kaykaycı olduğunu gördüm. İlk girdiğim mağazada aynı kaykaydan yoktu fakat ümidimi yitirmedim ve diğer mağazaya girdim.
İşte! Şükürler olsun ki, Niki'nin beğendiği kaykayı bulmuştum. Onunla birlikte birçok kez kaykay sürebilecektim. Onu az da olsa mutlu edebilecektim!
İçimde çok güzel bir his vardı. Kaykayın parasını ödedim ve mutlu mutlu dükkandan ayrıldım.
★★★