-6-

11 4 2
                                    

---------------------------------------------------------------------

Adam gittikçe Felix'e yaklaşıyordu. Felix'in tek yaptığı şey ise geriye ilerlemekti. İlk defa, ilk defa bir şey yapamıyordu. Kabuslarında ki adam yıllar sonra karşısına mı çıkmıştı yoksa ? Elinde ki telefonuyla sakince olduğu konuma baktı ve Hyunjin'in evine yakın olduğunu gördü ve başka çaresi de yoktu. Koşmaya başladı, adam da arkasından koşuyordu elinde ki bıçağıyla. Hızlı olması gerekiyordu sarışının. Garip olan şu ki ikisi de bu koşuşturmacanın içinde birbirleriyle konuşmamışlardı. Tek kelime dahi etmemişlerdi.

Hyunjin evinde sakince köpeği Kkami ile beraber film keyfi yapıyordu. Filmde ela gözlü bir kadın gördü. Anılarını hatırlamışçasına evine bir göz gezdirdi. Sonra ise filmi kapatıp kucağında ki köpeği yere bıraktı ve olduğu yerden doğruldu. Uzun pencereye ilerleyip gecenin berraklığına baktı, açık gökyüzüne. Çok güzel duruyordu her zaman ki gibi ay ve yıldızlar ama keşke o gitmeseydi diye düşünmeden duramadı Hyunjin. 'Keşke beni bir başıma bırakmasaydı.'

Kapı çaldı bir anda, sonra ise yumruklar, birisi de bağırıyordu arkadan "Lan göt ! Aç kapıyı" Tanıdık bir sesti bu. Hyunjin adımlayarak kapıyı açtı ve karşısında nefes alıp veren sarışını görünce şaşırdı "N'oldu ? Nefes nefese kalmışsın. Hem bu saatte burada ne işin var ? " Felix ise karşısında sadece soru sayıklayan Hyunjin'e karşı hiç bir şey söylemedi ve Hyunjin onu eve almadan kendisi içeri girmeyi tercih etti ve girdikten sonra birkaç kez de kapıyı kilitledi.

Hyunjin hala ne olduğunu anlamamıştı ama sessiz kalmadı "Eee sorularıma cevap alacak mıyım ben ? " Felix eve girer girmez kendini koltuğa attığı için Hyunjin'in sorularına cevap vermeyi unutmuştu ve açıkçası cevap vermek de istemiyordu, istemezdi. Bu yüzden konuyu değiştirmeyi yeğledi "Evin çok büyük" Hyunjin ise kollarını bağdaştırıp hafifi bir tebessüm etti, konuyu değiştirmeye çalıştığını ve konuşmak istemediğinin farkındaydı. Çok zorlamak istemediği için "Evet, öyledir" deyip mutfağa doğru ilerledi. Felix yerinden doğrulup söylediği beyaz yalanını -gerçi bence beyaz yalan denmez- birazcık doğrulamak için evde gezinmeye başladı. Ev beklemediği kadar büyüktü gerçekten. Evi birazcık da olsa gezdikten sonra mutfakta ki Hyunjin'in yanına uğramaya karar verdi. Hyunjin bir şeyler ile uğraşıyordu. Kollarını sıvamış iki kişilik tteokbokki yapıyordu. Felix'i ise orada görünce soru somaya başladı " Acıya dayanıklı mısındır ? " Felix ise beklemediği bir an da bir şey sorulduğundan dolayı öylece durdu "Hm ? " Hyunjin ise duymadığını düşünerek sorusunu tekrarladı " Acıya dayanıklı mısındır diye sormuştum" 

"Ee hangi anlamda.. ? "

Hyunjin kahkaha atarak konuşmaya başladı "Hangi anlamda anlamak istersin ? " Felix'in yüzü kızarmıştı biraz. Hyunjin ise sarışının aralarında ki bu konuşmayı unutması için gel anlamında işaret yapıp "Öyle duracağına şu yemek için yardım etmeye ne dersin ha ? " Felix hiçbir şey demeden minik adımlarla Hyunjin'in yemek yapmakta olduğu tezgaha doğru ilerledi. Hyunjin sosu yaparken eksik olan bir şey farketti, buzdolabına ilerledi ama orada da soya sosunun olmadığını görünce Felix'e dönüp "Markete gidelim" dedi. Felix daha cevap bile vermeden ellerini yıkadı ve montunu alıp giymeye başladı. En sonunda konuştu Felix "Gecenin bu saatinde bir tteokbokki için markete mi gideceğiz ? " 

"Evet"

"Ama ben aç değildim ki"

"Ben açım"

"Hayır değilsin"

"Canım çekti"

"Her gün çekimde, molalarda yediğin şeyi mi ? "

"... Evet ! "

ANTİROMANTİC  | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin