8.BÖLÜM

220 18 13
                                    

Kapşonumun içinden hafif çıkan saçlarımı uçuşturan,tenime tatlı bir iz bırakan rüzgar da hızlı adımlarla ilerlemeye başladım.

Bahçede yaşadığım panik dolu andan sonra, ilk başta ses çıkarmamak için hızlı adımlarla,sokağın sonuna doğru koşarak oradan uzaklaştım.

Az kalsın yakalanacağım kişiyi öğrenmek için elimden geleni yapamaya çalışacaktım.

Her ne kadar alelen " dün gece bahçedeki kimdi?" Adlı bir sorgu yapamayacağım için şimdilik bekleyecektim.

Ellerimi, kapüşonumun ceplerine koyup ara sokaklar arasında yürümeye başladım.

Pekte işlek olmayan bir yerde yeni bir bar açılıyordu.

Mekanın sahibinin zengin olmasıyla, müşterileri de zengin insanlardı.

Giriş kısmın da sıkı bir kontrol yapıldığı için içeri giremezdim.

(18 yasindan küçük olduğu içinnn)

Barın iki sokak arkasın da ,kameraların olmadığı bir binanın merdivenlerinin en üst basamağına çıktım.

Bir süre ora da kıpırdamadan, sakince bekledim.

En sonun da sokağın başından gelen, sert adım sesleri duydum.

Adamın tam önüme gelmesini bekledim.

Orta yaşlarda, kumral , kısa boylu bir adamdı.

Merdivenleri sessiz adımlarla inmeye başladım.

Gözlerimle arka ceplerini kontrol ettiğim zaman,telefonu ve cüzdanı ile karşı karşıya kaldım.

Yüzüm de istediğine ulaşmanın verdiği, mutluluğun ve hınzırlığın karışımı bir gülümseme oluştu.

Adamın telefonunu ellemek gibi bir niyetim yoktu.

Hattını kır, uzun süre telefonu kullanma, adam polise giderse, gibi birden fazla dert getirirdi.

Bu yüzden paraları alıp, yokluğum fark edilmeden geri dönmem gerikiyordu.

Ellerimi ceplerimden çıkartıp, adamın arkasından yürümeye başladım.

Sol elimi fark edilmeyecek şekilde kaldırıp, adamın omzuna çarptım.

Omzuna çarptığım an ile orantılı olarak cüzdanı tutup arka cebinden çıkardım.

Adam, arkasına dönmeden, cüzdanı, bel çabukluğuyla pantalonumun bel boşluğuma sabitledim ve üstüm ile cüzdanı örttüm.

Adam , sakin hareketlerle bana döndüğün de , yüzüme mahçup bir ifade yerleştirdim.

Elimi saçımın üstüne koyup kafamı hafifçe sağa doğru eğdim ve olabildiğince inandırıcı konuşmaya başladım.

"Özür dilerim, beyfendi. Kafam pek yerin de değil. İyi geceler dilerim."

Sol tarafa doğru, minik , hafif sarsak adımlar attım.

Adam bana bakıp gülümsedi.

"Bu genç yaşta bu kadar içme kızım. İlerde pişman olursun. Bu saatte buralarda da gezme aman başına bir iş gelir. Hadi kal sağlıcakla." Dedi.

Adam, arkasına dönüp yürümeye başladı.

Sokağın sonuna geldiğin de boynumu sola eğerek çıtlattım.

"Ne iyi adam ama. "

Adamın kötü bir niyeti olmadığını anlayabiliyordum ama çaldığım para için pişman olursam, hayata tutunamazdım.

Arkamı dönmeden geriye doğru bir kaç adım attım.

Kapşonumu kafamdan çıkartıp , yüzümdeki gülümsemeyle Şehzadelerin  evine doğru ilerlemeye başladım.

◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇

Kafamın üstünde birinin ötüp durması ile yorganımı daha çok üstüme çektim.

Yorganın üstümden çekilmesiyle, kafamın altındaki yastığı tutup yüzümün üstüne koydum.

Yastığın yüzümden çekilmesiyle yan dönüp, ağlamaklı sesler çıkarmaya başladım.

Bu sefer , yorganımı ve yastığıma el koyan şahısın elini kafamın üstün de hissettim.

yönümü ona doğru dönünce, eli boşluğa düştü.

Gözlerimi araladığım da , beni ilk önce bulanıklık karşıladı.

Görüş açım yavaş yavaş düzeltirken, Miraç' ın yüzüyle karşılaştım.

"Çokça rica etsem beni tahat bırakır mısın? " dedim, uyku mahmurluguyla.

Üstün de siyah bir takım elbise vardı.

Gömlek olarak beyaz gömlek seçmişti ve açıkçası ona çok yakışmıştı.

Yüzün de anlam veremediğim bir ifade oluştu, fakat pekte umursamadım.

Şefkat miydi? Sevgi miydi? Yoksa huzur muydu?

"Kahvaltı yapacağız. Aç kalma, yemeğini ye sonra tekrar uyursun."

Kafa mı iki yana salladım ve elin de suran yastığımı elinden alıp başımın altına koydum.

"Aç değilim. İzin verirsen uyumaya çalışıyorum." Sesimin tonundan uykumu böldüğü için hiç hoşnut olmadığımı anlayınca kafasını iki yana salladı.

Yüzün de ufak bir tebessüm gördüm gibi geldi ama hemen silindiği için uyku ile gerçeklik arasında olmama verdim.

Gözlerimi kapatıp, elimi yastığımın altından geçirip sarıldım.

Üstüme yorganımın örtülmesiyle başı mı , hoşnut olduğumu belli edecek şekilde yastığa sürttüm.

Aradan çok zaman geçmeden kapının kapanma sesini duydum.

Dün akşam , cüzdanı çaldığım yerden uzaklaşıp , cüzdanın içindeki paralara baktım.

Bir süre beni idare edecek kadar para olması beni mutku etmişti.

Parayı Şahsaderlerin evine getiremeyeceğim için, ilk başta kendi evime gittim.

Bir tornavida yardımıyla oturma odamdaki prizlerden birini söktüm.

Paraları, özenle rulo haline getirip, küçük boşluğa koydum.

Dikkatli bir şekilde prizi yerine taktım .

Evlerine geldiğim de saat epeyce geç olmuştu ve ben uykusuzluktan ölüyordum.

Normalde de uykusu ağır olan bir insanım ve uyku mahrurluğun da kafam pek yerin de olmuyor, çalışmıyordu.

Keestikkkkk

Hopp ben geldim.

Napiyonuzzzz.

Öhm öhm bölüm hakkındaki düşünceleriniiiz?

Sizce Miraç nasıl biri?
( veledi mi umarım sevmişsinizdir)

Lavinia?

Sizce Lavinia' nın kendini o eve ait hissetmemesi normal mi? Lavinia haklımı?

İyii günleeerr
680 kelimeeeee






Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

---LAVİNİA////ÖLÜM ÇİÇEĞİ----Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin