5. BÖLÜM

293 15 0
                                    

Karşımda gozleri dolu bir şekil de duran Filiz hanım ile bakışıyorduk.

Gözünden bur damla yaş, yanağından, çenesine doğru kendine yol çizdi.

Kollarını kaldırıp, bana sarılmak için adım atmıştı ki ellerimi hırkamın cebinden çıkardım.Ulaşın,elindeki bavulumu kendi elime aldım.

Filiz hanım, ne demek istediğimi anlayınca kollarını indirdi. Öbür gözünden, başka bir yaşın akmasına izin verdi. Bana duygu sömürüsü yapmaya mı çalışıyor? Çok yanlış kişiye oynuyordu.

Filiz hanımın arkasın da olduğunu fark etmediğim, Mete bey gergin havayı dağıtmak için bizi içeri aldı.

İçeri girdiğimiz de bizi bir ayakkabılık ve vestiyer karşıladı. Hırkamı çıkarma gereği duymadım. Ayakkabılarımı çıkartıp köşeye koydum. Elimde ki valizimi de ayakkabılarımın hemen yanına koydum.

Filiz hanım" kızım,bak seni kimler ile tanıştıracağım." Diye Neşeyle konuştu.

Boş bakışlarla seyrettim. Benimle dalga geçiyor gibi tavırlar sergiliyordu.

Filiz hanımı önemsemedim hatta yüzüne bike bakma gereği duymadım. Dern bir nefes vererek ,Mete beye bakmaya başladım.

Mete bey, ona baktığım için hafif tebessümle eliyle işaret ederek, bana oturma odasını gösterdi.

Önde mete bey ve Filiz hanım içeri girdiler. Ulaş, benim bir iki adım önüme geçip adımlamaya başladı, bizde içeri girdik.

Içeri girdiğim an,dört erkek ile bakıştım.

"Hey, Maşallah. Yanlış geldik herhalde."

İstemsiz bir şekilde ağzım dan çıkan nidayla Ulaş, kafasını çevirip kısık ses ile güldü. O bunu nasıl duymuştu, o kadar sessiz söylemiştim.

Filiz hanım ,Mete bey ve Ulaş üçlü koltuğa oturunca bende mecburen tek boş olan yere oturdum.

Tekli koltuğa

(Tekli koltuktan da duyar kastım ya helal olsun bana kskjdhdkdh)

Kimseden ses çıkmıyor du. Hepimiz oturmuş birinin konuşmasını bekliyorduk.

(Oturmuşuz buraya sığır gibii)

Sıkıntıdan,odada bulunan adamları incelemeye karar verdim.

Odada üç tane,üçlü koltuk vardı. En köşede duran koltukta, filiz hanım gibi hafif sarışın,açık kahverengiyi gözlere sahip bir adam, onun yanında, Mete bey gibi siyah saçlara ve siyah gözlere sahip sert bir mizacı olduğu belli olan bir adam, onun hemen yanın da kafasını eğmiş, yere bakan açık kumral saçlara sahip,benden küçük olduğunu tahmin ettiğim bir çocuk vardı.

Yere bakan çocuk kafasıni kaldırıp bana bakmaya korkuyor gibiydi.

Neden? Korkutucu mu görünüyordum? Yüzüm mü? İnsanlar yüzüme bakmaya korktuklarını söylerler, nu yüzden mi bakmıyor? Hırsız olabilirim, fakat bana zararı olmayan birine bir şey yapmazdım ki.

Hafif sarışın olan çocuğu hastahanede görmüştüm. Demek abimmiş...

Daha fazla düşünmek istemediğim için kafamı hemen diğer koltuğa çevirdim.

Düşünmeye başlarsam,o çukurdan çıkamazdım.

Karşı koltukta,siyah saçlı,açık kahve gözlü hoş, şık duran, elinde kalem döndüren bir adam oturuyordu.

Kalem döndürmeyi bana öğretmesini istesem, öğretir mi acaba?

Hemen yanın da, sarışın ve mavi gözlü yerin de kıpır kıpır hareket eden bir adam vardı.

---LAVİNİA////ÖLÜM ÇİÇEĞİ----Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin