Kısa bir aradan sonra herkese tekrardan merhaba. Nasılsınız umarım iyisinizdir?
Yepyeni bir bölümle geldim sizlere...
Umarım şimdiden beğenirsiniz. Okumaya başlamadan önce oy verirseniz çok mutlu olurum.
Instagram hesabım : lorensilorensi_
Ve her zaman ki gibi......Lorensi size keyifli okumalar diler...
Bölüm Dört _ Kara Büyü
Zamanın nasıl ve nerede geçtiğini fark etmeyen ben, Zack' in evinde öylece salonda bulunan deri koltuğunda oturuyordum. Hava kararmıştı ve bulutların ardına saklanan gecenin yıldızları kendini göstermişti.
Evan, ben eve geldikten sonra defalarca aramış ve ben defalarca açıp iyi olduğumu söylemiştim.
Edna ise Solinis denen yere gideceğini ve akşama doğru geleceğini bildirmiş, henüz ortalıklarda gözükmüyordu.
Sam ve Stormi cadısıda ortalıklarda bulunmuyordu.
Evde bir tek ben ve en son yalnız kalmak isteyeceğim kişi ile birlikte arkadaşımı bekliyordum.
Neredesin Edna?
Koltukta öylece oturmaya devam ederken ahşap parkeye sert basan ve yaklaşan adım sesleri ile birlikte göz ucuyla omzumun üzerinden baktım.
Zack elinde iki kupa bardak ile birlikte yaklaşıyordu.
İnanamıyorum bana sıcak birşeyler mi getiriyordu?
Adımları yaklaştıkça yaklaştı ve içinde sıcak kahvenin bulunduğu kupalardan birini masaya koyarak, diğerini elinde tuttu. Masaya koyduğu kahveyi içip içimin ısınmasını isterken, bana atmış olduğu bakışlar buna engel oldu.
"Ne bakıyorsun?" Kendini koltuğa bırakarak elinde ki bardağı dudaklarına yaklaştırdı. İndirdi ve araladı.
"Çok garipsin."
"Nereden çıktı şimdi?"
Bir yudum daha aldı ve tekrardan bana baktı.
"Bütün bu yaşananları çabuk kabullenmen çok garip." Kaşlarım çatıldı. Alayla güldüm ve bakışlarımı gözlerine sabitledim.
"Ben gerçekten anlamıyorum. Siz değil miydiniz inanma mı isteyen? Şimdi ne diye bunu söylüyorsun?" Bu sefer o alayla güldü.
"Sen inanmak istemedin. Başka çaren olmadığı için inanmak zorunda kaldın." Bakışlarım üzerinde sabit kalırken derin bir nefes aldım.
Haklı olabilirdi. Ben inanmak zorunda olduğum için inandım. Oysa ki bütün bunlara bırak inanmayı, duymak bilene istemeyeceğim şeylerdi.
"Sen fazla zeki değil misin?"
"Bu bir iltifat mı?" Sırıttı.
"Hayır. Bu sadece bir ön görüş. İnsan bazen aptal olabiliyor."
"Biz insan değiliz." Bir müddet durdum ve baktım. Ardından alayla sırıtıp alt dudağımı dişlerimin arasına alıp bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IŞIĞIN KARANLIĞI
Fantasía"üzerimizde ki yıldızların ışığı sonsuz karanlığa gömülene dek seveceğim seni." Yeni yılı kutlamak için kasaba dışında ki arazide kutlanacak olan yeni yıl festivaline, en yakın arkadaşı ile beraber katılır... Her yılın başında babasını ziyarete gid...