Merhaba, ben Tuana Naz Tiryaki, 24 yaşındayım. Polis Akademisini bitirip,hem polis hemde ajan olarak çalışıyorum. Yarın için baş komiser Ahmet Kaya'dan gizli bir görev haberi gelmişti. Sabah erkenden kalkıp Ahmet beyin ofisine gidip gizli görevde beraber çalışacağım insanlarla tanışacaktım.
Sabah saat 6.43'te kalkıp duş'a girdim.Hızlıca duş alıp çıktım,üzerimi giyinirken telefonum çalmaya başladı...Arayan Alisa'ydı. Alisa benim en yakın arkadaşım,sırdaşımdı,biz onunla çocukluktan beri tanışıyoruz. Çok bekletmeden hemen telefonu açtım.
"Günaydın,nasılsın Tuana?"telefonu açar açmaz onun o neşe dolu sesini duymak güzeldi.
"İyiyim canım,sen napıyorsun"dedim. Telefonu hoperlöre aldım,ardından birazdan giyinmek için kıyafetlerimi çıkardım.
"Hiç öyle,bu arada sana çok iyi bir haberim var"dedi.
"Ya,söylesene neymiş sabahın köründe bu kadar güzel olan haber"dedim gülerek.
"Senin bu gideceğin gizli görevde bende varım artık" dur bir dakika ne?Alisa'yı kabul mü ettiler?
"Nasıl ya,kızım sen avukat değilmisin?o nasıl olur"dedim. Alisa avukat olarak çalışıyor. Bir insanın hakkını savunmakta çok başarılıdır.
İşini öyle bir güzel yapıyor ki anlatamam."Ahmet bey aradı dün akşam,sen uyumuşsundur diye aramadım seni"konuşurken saçlarımı düzleştiriyordum.
"Tamam,sonra ne oldu peki?"dedim heyecanlı bir şekilde. Alisa'nın gelmesi çok iyi olurdu aslında hem,çalışacağım insanlar arasında yabancılık hissi çekmem,hemde kaynaşıp konuşacak birileri olur en azından yanımda.
"İşte Ahmet bey aradı akşam,sana bir gizli görev işi teklif ediyorum dedi, ben ne diyeceğimi şaşırdım,aslında kabul etmeyecektim ama senin ismini de bu işte duyunca ben bi kalpten gidip geldim açıkcası." O kadar hızlı konuşuyor ki bazen ne dediğini anlamakta zorluk çekiyorum.
"Kabul ettin mi peki?"dedim. Saçlarımı düzleştirip bitirdim,telefonu elime alıp yatağımın üstüne bıraktım. Giyinmek için seçtiğim kıyafetlerimi alıp giyindim.
"Kızım sen sabah kahve'ni içmedin mi?sabah sabah beynin açılmamış'ta o yüzden diyorum."
"Yok ya ben hazırlanıyordum da vakit olmadı kahve yapıcak. Şimdi üstümü giyindim zaten aşağıya inip kendime kahve yapıp çıkıcam biliyorsun-"tam lafımı bitirecek'ken Alisa konuşmaya başladı.
"Biliyoruz geç kalmayı, yada bekletmeyi hiç sevmiyorsun..."dedi. "Artık 11 yaşımdan beri öğrendim,okulda bile bu kadar ezber yapmıyordum,artık aramızda ne kada konuştuysak ezberlemişim."
"Çok konuştuk demi..."eski çocukluk anılarım gözlerimin önünden film şeridi gibi geçti resmen,...vay be ne çok anılarım varmış benim.
"Tamam neyse çok tutmayayım seni oraya gelince konuşuruz bir tanem hadi öptüm,hoşçakal"
"Hoşçakal..."diyip telefonu kapattım. Mutfağa inip kendime kahve hazırlamaya başladım. Kahveyi makineye koyduktan sonra,mutfak masasında oturup telefonumu elime aldım. Annem'le olan fotoğraflarımıza bakmaya başladım.
Meğersem insan ailesinden uzaklaşınca onları özlemeyeceğini falan düşünüyor,baksana ben ailem'den ne kadar uzaktayım ama hala anları özlüyorum. Onlara bir şey olucak korkusuyla açıyorum her gün gözlerimi,ya onalara bir şey olursa...
Kahve makinesinden gelen sesle düşüncelerimden ayrılıp kahveyi karton bardağıma koyup mutfaktan çıktım. Ayakkabılarımı giyinip,araba anahtarımı alıp evden çıktım.