/// Geçmiş zaman:
7/Sorgula sorgula atomları ışık hızını düşün ve de git kanat ara sonra uç uçabildiğin kadar
Uzay silah seslerinin arasından kafasına yediği darbe ile yeri boylarken etraftaki sesleri uğultulu bir şekilde duymaya başladı. Yere düştüğünde kaşından akan kanın rahatsız etmesi ile elinin tersini alına götürdü. Gözleri bulanık görüyordu. Kulağındaki uğultu çınlamaya döndü. Kafasını kaldırıp bulanık etrafa bakarken kendisine doğru koşan birini fark etti. Barlas abisinin mafyatik işleri yüzünde ayda bir çatışmalı ortamlara girdiği için alıştığını sanıyordu ama hala yaralanmaktan kendini alamıyordu. Birinin koluna girip onu kaldırması ve yerinden sarması çınlayan kulağının geri gelmesine neden oldu.
"Uzay beni duyuyor musun?! Uzay! Kalk, hadi kardeşim."
Giray, Uzay'ın bir kolundan tuttuğu gibi havaya kaldırdığında Uzay yavaş yavaş kendine geldi. Giray'a tüm ağırlığını vererek yürümeye başladı. Dönen dünyası yavaşça yerine otururken kurumuş dudaklarının üzerinden dilini gezdirdi. Etraftaki kaosun sesini de duyabiliyordu artık. Silah sesleri, insanların birbirlerine vuruş sesleri yükselerek Giray'ın bilincini yerine getirdi. Giray'ın yönlendirmesi sayesinde ikisi de bir duvarın arkasında saklanabilmişti.
Sırtlarını duvara yaslayıp derince soluklanırken bu sefer nedeni bilmedikleri bir halin içindelerdi. Genelde insanlar para almak için gelirken bugün gelenlerin amacının öldürmek olduğu çok belliydi. Uzay yanağındaki kanı silip Giray'a baktı. Giray kesin gözlerini etrafta gezdiriyordu. İkisinin de üzerinde silah yoktu. Kendilerini koruyabilecekleri tek şey yumruklarıydı o da silahlara karşı ne kadar etkili olabilirdi ki.
"Buradan çıkmamız lazım" dedi Uzay. O da Giray gibi etrafı yokladı. Ne Gökhan abisi nede Barlas abisi etrafta yoktu. Gökhan abisini en son gördüğünde bir adamın boynuna halat geçirmiş boğuyordu. Barlas ise adamlarını toplamaya gitmiş olmalıydı. Giray aniden Uzay'a doğru döndü. "Silahlar arabada. Arabaya gitmeliyiz."
"Arabanın nerede olduğunu hatırlamıyorum."
"Bir alt katta."
"Alt kata gitmek intihar etmek gibi olur. Yerimiz de kalalım."
"Birazdan bu tarafa geldiklerinde ne yapacağız?"
"Dövüşürüz."
"Saçmala salak konuşma. Adamların silahları var. Senin müthiş dövüş tekniklerin hiçbir işe yaramaz."
"O zaman en önerirsin sayın amına koduğum."
"Çıkışa koşalım."
Giray boş gözler ile ikizine baktı. Birbirlerine bu kadar çok benzeyip de bambaşka insanlar olmaları çok garipti. Derin bir nefes aldı etrafı son kez kontrol etti. Alt kata giderlerse ya öleceklerdi ya da öldüreceklerdi. Çıkışa koşarlarsa öldürme riskleri olmadan ölüm risklerine kafa atacaklardı. Ne yapacaklarına hemen karar vermeleri gerekiyordu yoksa götlerinde az sonra bir bomba patlayacaktı. İkisi de aynı anda "Çıkışa!" dediler. Bu duruma şaşırmamışlardı. Farklı düşünceleri olmasa da hep aynı noktada buluşabiliyorlardı. Koşmaları gerekiyordu. Çok hızlı koşmaları gerekiyordu. Giray "Ben arkanı kollayacağım" dedi Uzay'a. Uzay ise ona sadece kısa bir bakış attı. İkisi de arkalarını kollayacaklardı. Birbirlerine bakarak aynı anda koşmaya başlamışlardı. İkiz olmanın en büyük getirisi konuşmadan da anlaşabilmekti. Silah seslerinin arasında tabanlara kuvvet koşarken ikisini de durduran şey tanıdık bir sesin duyulmasıydı. Barlas abilerinin sesiydi bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
god sent me as karma - GAY
Teen FictionTANRI BENİ KARMA OLARAK GÖNDERDİ --- (+18) Rahatsız edici içerikler bulunmaktadır! Başlangıç: 27/4/22