LeeMinho
Hazırlan, on beş dakikaya seni almaya geliyorum.
[İletildi]-
Seungmin arkadaşının kendisine attığı mesajı gördükten sonra bilgisayardaki işini acele etmeden bitirmiş ve çantasını toparlamıştı. Ofisinden çıktığında gülümseyerek koridorda kendine doğru gelen Minho ile göz göze geldi.
"Selam,"
Seungmin dediklerinin kendinden emin çıkması için büyük bir savaş veriyordu. Beceriyordu istediğini ama Minho'dan utanmak istemiyordu artık. Sırf bu yüzden kendine çok kızıyordu.
"Beni beklemeliydin," Dedi Minho. Seungmin'i yanında getirdiği tekerlekli sandalyeye oturturmak için onu kucağına aldığında Seungmin'in tuttuğu koltuk değnekleri zemin ile buluştu. Seungmin sert bakışları ile Minho'ya bakarken Minho'nun çocuksu hareketi onun utancını yok etmişti.
Minho Seungmin'in sert bakışlarını fark edince gülerek tekerlekli sandalyeyi sürmeye başladı. "Kızma ya."
Seungmin başını iki yana salladığında Minho gülmeye devam etti.
-
Yaklaşık yarım saatlik sessiz bir yolculuktan sonra Minho'nun evindelerdi. Minho Seungmin'i mutfak ile birleşik oturma odasındaki L koltuğa oturturtup akşam yemeklerini yapmaya başladı.
Genel olarak ajanlar çalıştıkları şirketlerin kendileri için ayırdıkları özel odalarda yaşarlardı çünkü çoğu çalışanın evi uzak oluyordu ve günlerinin neredeyse tamamı şirkette geçiyordu.
Minho'nun babası tıpkı kendisi gibi bir ajandı ve Seungmin'in babası ile arkadaştı. İkili Minho'nun büyükbabasının şirketinde çalışmış ve kendilerini geliştirmişlerdi. Bu şirket aynı zamanda şu an Seungmin ve Minho'nun çalıştığı şirketti. Bununla beraber Minho'nun babası kendi şirketini kurmuş ve kendine farklı bir yol çizmişti.
Yıllar sonra Minho doğduğunda babası onun kendi şirketinde ilerlemesini istedi ama Minho beraber büyüdüğü arkadaşı Seungmin'in ve büyükbabasının yanında olup babasının şirketini reddetmişti.
Yani oldukça varlıklı bir aileden geliyordu. Dolayısıyla evine de epey bir özenmişti. Lüks bir gökdelenin yirmi beşinci katında oturuyordu.
Minho yemek yapımını yarım saatte bitirmiş ve koltukta uyuyakalmış arkadaşını nazikçe uyandırıp iki tarafı cam duvarların olduğu köşedeki yuvarlak yemek masasına oturturmuştu.
Seungmin söyleyeceklerini dolayı çok heyecanlanıyordu. Kalbi ağzında atıyordu. Minho'nun özenerek yaptığı yemekleri yiyemeyecek kadar heyecanlıydı.
Minho hiçbir şey olmuyormuş gibi yemeğini yemeye başlamıştı. Hatta dakikalar geçmişti bunun üzerinden. En sonunda Seungmin'in sadece su içtiğini fark edince elindeki çatal ve bıçağı bırakıp peçete ile ağzını sildi ve Seungmin'in doğrudan gözlerine baktı.
Hafifçe gülümseyerek seslendi. "Seungmin," Eğdiği kafasını kaldırıp Minho'nun gözlerine baktı Seungmin. "Ne oluyor?"
Seungmin de gülümsedi. "Biraz, heyecanlandım."
Minho'nun gülümsemesi dişlerini gösterecek kadar genişlemişti. "Anlamadım. Neden?"
"Söyleyeceklerimden dolayı." Diye mırıldandı elini ensesine götürürken.
Minho gülümseyip arkasına yaslandı. Seungmin ne olacağını merak ederken Minho ayağa kalkmış ve masadaki dört tahta sandalyeden Seungmin'e en yakın olanı çekip o sandalyeye oturdu. "Ne söyleyeceksin bana?"
"Ettiğin.. Teklif hakkında.. Bugün bunun hakkında konuşacaktık ya.."
"Evet evet. Hatırlıyorum. Dinliyorum seni. Söyle de bitsin şu heyecan. Bir an önce yemek yemen lazım. Yüzün solmuş."
Bir nefes verdi Seungmin. Gözlerini kaçırdı. Ardından önüne dönüp başını eğdi. "Ben, bu teklifini çok mantıksız buldum." Son kelimesini Minho'ya bakarak söylemişti. Minho dikkatle onu dinliyordu. "Ama bir yandan da mantıklı geliyor çünkü sürekli beraber olmak istiyoruz. Yani en azından benim beraber olmak istediğim tek kişisin. Beraber yaşanması kolay da birisin. Yemeklerin haddini aşacak kadar lezzetli. İyi bir ev arkadaşısın.. Her yönden artıların var.. Bazen sinir bozucu ve çocuksu hareketlerin olsa da.."
Mimho gülümsedi. "Ve?"
"Sanırım kabul ediyorum.. Arkadaş kaldığımız sürece.."
"Ah evet. Onu ben de söyleyecektim. Bu konuda rahatsız olmanı istemiyorum."
"Benlik bir sıkıntı yok aslında ama çok tuhaf olurdu.. Yani arkadaşız. Evet.."
"Seungmin," Derken çok eğleniyor gibiydi. "Seni ilk defa bu kadar utangaç görüyorum. İlk defa!"
Seungmin elleri ile kıpkırmızı olmuş yüzünü kapattı. "Off!"
Minho Seungmin'i bileklerine tutup ellerini indirdi. "Yapma böyle. Sorun yok. Hadi şimdi yemeğimizi yiyelim."
"Şey.. Evliliklerle alakalı olan işleri ben hallederim diyecektim. Oturarak yapıldığı için.. Yani senin olmayacak vaktin çünkü.. Yapabilirim. Yaparım yani."
"Bence ne yapalım biliyor musun? Yemeğimizi yiyelim sonra beraber yatalım. Çünkü mantıklı cümle kuramıyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
where are you? - minmin
Fanfiction"Sana neredesin demekten bıktım Seungmin. Ben en yakın arkadaşımı göremeyecek miyim?" - devam ediyor - minmin - texting - düzyazı 200224