Herkese merhaba arkadaşlar.
Bu yeni kitap ve biliyorum kapak hiç güzel değil ama güzel bı kapak tasarımı yapan birini bulduğum an değiştireceğim.Bu benim ikinci kitabım ve şimdiden iyi okumalar.
Hepiniz seviliyorsunuz.
İlk bölümün günahı olmaz demişler.
----------------------
"rojin hele gelesin basgan çağırdı seni yeni askerler esir almışlar işkence edip konusturmani istiyor." Ne diyor bu angut.
Yeni askerler mi nasıl yakalamışlar di benim bundan nasıl yeni haberim oluyordu.
Galiba ifsalanmak uzereydim."Tamam sen git geliyorum." Dedim salağa.
Bunu acil albaya bildirmem gerekiyordu ama şimdi değil. Çünkü bı işler dönüyordu.
Düşüne düşüne bunların esir odası dedikleri bok mağarasına gelmiştim.
Kapıda nöbetçiler duruyordu.
Bende daha fazla beklemeden içeri girdim.
Ve tamda o itin dediği gibi 6 asker ellerinden ve ayaklarından zincirle tavana bağlıydı.
Başkan denen itte icerdeydi.
Beni görünce konuşmaya başladı.
"Gelesin rojinim bunları yeni yakaladık konuşturana kadar işkence edesin." Dedi o pis dişleriyle sırıtarak.
Evet evet o başkan denen it bana aşıktı.
Her dediğimi yaptiriyordum.
Ama bu yaptığından haberim yoktu benden supheleniyordu ve beni deniyordu.İfşa olmak uzereydim ve benim albaya bildirmem gerekiyordu.
2.5 yıldır bu itlerin arasindaydim.
Ülkemi çok özlemiştim.
Uniformami timimi ve en çokta onu özlemiştim. Tekmil vermeyi bile özlemiştim.Ama öncelikle askerlerle ilgilenecektim sonra fırsat bulup albayı arayıp haber verecektim büyük ihtimal başkan denen iti ve askerleri isteyecekti. Ve kampı patlatmami.
İte cevap vermediğimi anlayınca "tamam başkan ilgilenecem ben. Sen merak etmeyesin."dedim. Oda çıkıp gitmişti diğer kalan itleride kovmustum.
Sesimi hafif kalınlaştırıp konuşmaya başladım.
"Ooo askerler sizi burda görmek ne güzel."
Yurdumun insanın özellikle askerlerini özlemiştim heleki üstlerindeki uniformaya bakınca burnumda tütüyordu.
Elime bı bıçak alıp en güçlü ve en yapılı olanın yanına gidip karşısında durdum.
Büyük ihtimal tim komutanı oydu.
"Demek tim komutanı sensin."dedim.
Şaşırmış gibiydi. Bı anlık gözlerinde görür gibi olmuştum."Nerden anladın lan it" demişti.
Sirittim fakat yüzümde peçe olduğu için o gorememisti.
Oğlum sen bordo bereliysen bende bordo bereliyim heheyt be.
"Üzümünü ye bağını sorma komutan."dedim.
Sinirinden catlayacakti.Kaşlarını catmisti.
"Çatma o kaslarını çabuk yaşlanırsin ve kırışıklıkların oluşur bak demedi deme."
Ee ama bu dahada çattı kaşlarını sakalimiz yokki dinleyen olsun.
Neyse diyip kollarını açtım. Şimdi benden suphelenirler falan ayak üstü gitmeyelim öbür tarafa dimi ama.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DAĞLAR'IN TOMRİS'İ
De TodoYüzbaşı Havin bala Öztürk'ün 26 yıl sonra ailesini bulması ve görevdeyken bilmeden ikizine işkence yapması mi?