KARNAVAL

23.04.2024, 00:47

Selamlar! Kalbe bin kurşun gibi sevilmesi umuduyla. Yeni bir serüven, Fenrir'in sokaklarında kanla boyanmış bir aşk. Umudum çok yüksek umarım siz de beğenirsiniz.

Kalbe Bin Kurşun bittikten sonra bölümler yayınlanacaktır!!

Başladığınız tarih, saat?
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

İyi okumalar dilerim yıldızlarım!

"Kara şehir fenrir."

K A R N A V A L

"Cennetle işimiz yoktu, cehenneme mahkumduk."

Tanrı bu gece merhamet etmiyordu. Şeytan ise her zaman olduğu gibi bu gece de sadece seyirciydi. Avucuna hapsettiğin günahlar yüreğindeki pranga, yüreğindeki pranga dilindeki zehirdi. Sözler bıçaktan daha çok can yakardı, gözler sandığından daha yalancıydı. Dilinden dökülen zehirin panzehiri yoktu, bildiğin doğruların yalanlarını dinlerken tekrar tekrar yara aldığından habersizdin.

Tanrı öfkeli, şeytan memnundu. Bu gece şehrin her sokağından bir ses yükseliyordu. Lanet bir karnaval gecesi bazıları neşeyle nidalar atarkan, bazıları acıyla feryat ediyordu. Kara şehir fenrir yine birilerine mezar olmayı seçmişti. Her yerde ölümün kokusu yedi büyük günahın ayak izleri vardı. Herkes şeytanın oyununa kanmış karanlıkta kaldıkları ilk an onun avucundaki ışığı çıkış yolu sanmıştı.

Dudaklarımın arasındaki sigaradan son bir nefes çekip izmariti yere attım. Yaslandığım yerden diklendim etrafa kısa bir bakış atarken yere attığım izmariti postalımın ucuyla ezdim. Hava sabahki yağmurun etkisinde kalmış gibi serindi, ara ara çiseleyen yağmur gecenin ilerleyen saatlerinde hızlanacak gibi duruyordu.

Dikkatimi titreşen sokak lambasına verdiğim sırada boş sokakta bir ıslık sesi yankılandı bakışlarımı sesin geldiği yöne çevirdiğimde yüzümde ufak bir gülümseme belirdi. "Bu ne güzellik hanımefendi?"

Kayzer tam önümde durduğunda hızla boynuna sarıldım. "İyi olmana sevindim." Kollarını belime sardığında kafamı boynuna gömdüm. "İyi değilim, canımı okudu." Ondan ayrılıp yüzünü ellerimin arasına aldım. "Özür dilerim, hemen şimdi gidip Kül'e gerçeği söyleyeceğim." Yanından geçmek için hamle yapmıştım ki beni durdurdu. "Sezen." Derin bir nefes alıp altan altan ona baktım. "Oldu bitti."

"Ama." Elini dudaklarımın üzerine koydu. "Sus artık ucube." Ellerimi göğsüne koyup onu ittim. "Köpek." Arkamı dönüp arabaya bindiğimde hızlıca yan tarafıma yerleşti. "Seviyorsun beni."

"Seviyorum." Arabayı çalıştırıp yola çıktığımda arkasına yaslanıp gözlerini kapattı. Yaptığım bir hata yüzünden sorumluluğu üzerine almıştı ve Kül'de bana vermesi gereken cezayı ona vermişti. Dışarıdan bakıldığında hiçbir yarası yok gibiydi ama kıyafetlerinin altında kapanmayacak izler olduğunu biliyordum. Kül Kozan, ona yalan söylemediğiniz ve hata yapmadığınız sürece melek gibi bir adamdı ama işler tersine döndüğünde içinden şeytan çıkıyordu.