Jimin'le yaşadığımız o hadisenin üzerinden 2 hafta geçmişti. Yani bu da demek oluyordu ki 2 haftadır da birbirimizin yüzüne bakmıyorduk. Yine...
Buluştuğumuz hafta sonundan sonraki pazartesi günü ödevimizi teslim etmiştik. Büyük ihtimalle ben onların evinden kaçıp gittikten sonra ödevi kendi bitirmişti. Bu durumdan oldukça memnundum ama bunu ona söyleyememiştim tabii. Ödevi teslim ederken bile yüzüne bakamamıştım ki! Sınıfta bazen aynı anda kapıdan geçmeye çalışıyorduk mesela, işte o zamanlar tam bir kaos oluyordu. İkimiz de tek kelimeden etmeden birbirimize yol veriyorduk sonra ikimiz yine aynı anda geçmeye çalışıyorduk sonra yine çarpışıyorduk sonra yine yol veriyorduk. En sonunda durup "Sen geç," diyense hep Jimin oluyordu. En azından o, birkaç kelime de olsa benimle konuşabiliyordu yani. Bense yüzüne bile bakamıyordum.
Bir de voleybol antrenmanlarımız vardı. Geçen günlerde okullar arası maçların da 2 hafta içinde başlayacağını öğrenmiştik bu yüzden takımla her gün antrenman yapıyorduk. Yani sınıfta birbirimizi görmezden gelmemiz yetmiyormuş gibi bir de antrenmanlarda bunu yapmamız gerekiyordu. Ve doğruyu söylemek gerekirse, uzun lafın kısası, bu benim için oldukça yorucuydu çünkü hazırlık maçlarımızda Jimin'le sürekli aynı takımda oluyorduk. Bunun nedeniyse ikimizin de ilk 6'da oynuyor olmasaydı. (Evet, biliyorum, geldiğim gibi as takıma girmem hiç şaşırtıcı olmadı.)
Aynı takımda olmamız, kazansak da kaybetsek de her sayıdan sonra birbirimizin popolarına vurmamız demek oluyordu. Her ne kadar bunu yaparken çember oluşturduğumuzda ondan en uzağa gitmeye ve göz temasından kaçınmaya çalışsam da hayatta hiçbir şeyin istediğim gibi gitmediğini zaten anlamışsınızdır.
Tüm bunların yanında bir de Jungkook faktörü vardı. Jimin'le konuşmadığımızı tabii ki anlamıştı, herkes anlamıştı, koç bile bu herkese dahildi. Yani neredeyse 7/24 beraber olduğumuz Jungkook mu anlamayacaktı? İlk günler pek bir şey dememişti, büyük ihtimalle her zamanki hallerimiz olduğunu düşünerek merakını da böylece göz ardı etmişti. Ama 1 hafta geçtikten sonra ve bizim hâlâ birbirimizden veremli gibi kaçtığımızı gördükçe bu merakı artık daha fazla göz ardı edilemez bir hâle gelmişti. Beni sürekli ne olduğuyla ilgili sıkıştırıyordu ve aynısını Jimin'e de yaptığından adım kadar emindim.
Biz ise neler olduğunu saklama konusunda adeta bir ekip gibi çalışmış ve ortak arkadaşımıza tek bir kelime dahi etmemiştik. Bu tamamen plansız gerçekleşmişti. Gerçekten. Ve bu olay da, aslında birbirimizden habersiz bir şeyler yaparken bile birbirimizi iyi bir ekip olabilecek kadar iyi tanıdığımızı düşünmemi sağlamıştı. Ne yazık ki bu, inkar edemeyeceğim gerçeklikte bir düşünceydi.
Jungkook, artık sınavların bitiminin kutlanmaya değer olduğunu ve yoğun spor maceramız başlamadan önce bir şeyler yapmamızı önermişti. Çünkü maç sezonuna başladığımızda hem antrenman yapmaktan hem de maçlara çıkmaktan kendimize çok fazla vakit ayıramayacağımız aşikârdı. Üstelik sınavlar da bir hayli yormuştu hepimizi, her açıdan.
Neler yapabileceğimizle ilgili önce sakin aktivite önerileri sunup ardından bize seçme fırsatı sunmadan kendi kendine ne yapacağımızı seçmişti. Yani demem o ki, o zaten her şeyi planlamıştı bile. Tabii ki ona karşı daha da tuhaf bir imaj çizmemek için bize sunduğu aktiviteyi yine ikimiz de aynı gönülsüzlükle kabul etmiştik. Bu oyunculuğumuzu takdir etmiştim doğrusu.
Namyeong-dong'da, metro istasyonun biraz ilerisinde bir manga kafesi vardı. Daha yenilerde sınıftaki herkes oranın yenilendiğinden bahsediyordu. Kore'ye taşındığımızdan beri oraya gitmeyi çok istiyordum çünkü Çin'de bu tarz kafelere pek sık rastlanmıyordu. Bunun için de buranın seçilmesine gereğinden fazla sevinmiştim. Bunun bir diğer nedeni de diğer toplu aktiviteler çoğunlukla iletişim ve etkileşim içeriyordu fakat bu kafede sessizce oturabilir ve mangamızı okuyabilirdik. İçinde bulunduğumuz saçma sapan hal ve durumları bir süreliğine de olsa unutabilirdik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
520 ℘ vmin
Fanfiction500 + 20 = ? Eğer cevabını biliyorsan bir kağıda cevabı yazıp o kağıdı bana yolla eğer bilmiyorsan, o zaman tam bir malsın Taehyung-ssi. @cresswellne 💐 ©fataeful 2019