Merhaba ben Emily Mathis 13 yaşında bir kız çocuğuyum. Küçük ama sevimli ailemizin tek varisiyim, bu durumdan çok memnunum aslında. İlgili bir anne ve babaya sahibim sanırım küçük bir çocuğun en çok istediği şey bu olsa gerek, ya da benimki öyleydi.Gene bir Pazar sabahına kalkmıştım, Annem gene ailemiz için kahvaltı hazırlıyordu Babam da ona yardım ediyordu. Hemen tuvalete gidip küçük oturağıma çıkıp yüzümü yıkadım sonra ise koşarak kahvaltı masasına oturdum. Babam gürültüye doğru baktığında beni gördüğünde bana gülümsedi, evet sanırım şuan ihtiyacım olan bir içten gülümsemeydi...
Her neyse sonra bende ona gülmüştüm, Annemle aşırı mutlu ve huzurlu gözüküyorlardı bende huzurluydum ama sanırım o günler çok eskide kaldı...
Ben Emily Mathis 17 yaşında genç bir kız oldum, belki de çocuk ruhumu kaybettim kim bilir? Ailem daha 14 yaşında dağıldı, Annem İşkolik oldu Babam da Annemin ilgisizliği ve sevgisizliği yüzünden İşkolik ve sert birine dönüştü. Bu size normal gelebilir ama bunlar sadece bir başlangıçtı.
15 yaşındaydım, okul çıkışı idi sınıfımıza yeni gelen çocukla arkadaş olmamın arasından sadece 10 gün geçmişti ama bir şey ona yakın hissetmemi sağlıyordu aslında ben sadece kendimi kandırıyordum, başkasından sevgi bekliyordum çünkü artık ailemin bana vereceği bir sevgi parçacığı bile kalmamıştı, onlara sinirliydim ama bir yandanda onları anlamaya çalışıyordum ama yapamıyordum işte bir aile bu kadar mutlu iken bir anda bu kadar mutsuz olurdu?
İşte bunu aklım almıyordu ve bende cevabını bilmiyordum. Yeni arkadaşımın adı IIyes IIyes Kyliandı evet ismi kulağa hoş geliyordu ama ilk defa duyduğum bir isimdi. Yada nadir bir isimdi ve kulağım bu ismi duymaya alışmamıştı. Bu çocuğu daha 1 hafta 3 gündür tanımama rağmen ona yakınlaşmaya çalışıyordum oda bana yakın davranıyordu, her şey normal gidiyor gibiydi ama çok garip bir şey hissediyordum bu çocukta sanki beni bir niyetle kullanacak gibi bana gereksizce yakın ve anlayışlı davranıyordu. Oysa ben bu samimi duyguları çocukluğumda öğrenmeme rağmen 1 senedir adına dahi çok uzaktım, Kylianda benimle yaşıttı ve uzun siyah saçları vardı. Saçları resmen o kadar bakımlıydı ki parlıyordu.
Siyah gözleri vardı, sanki istemsiz ona çekiliyordu bedenim. Ve sonra 1 ay oldu arkadaşlığımız, sonra 2 ay, daha sonra 4 ay derken...
Ben ona daha da yakın hissetmeye başlamıştım ama içimde bir tedirginlik ve güvensizlik vardı ona karşı ama ben bunu umursamamaya çalışarak arka plana atıyordum hep ama keşke atmasaydım diyorum.
6 aya geldiğimizde Kylianla gene bir okul çıkışı yürüyorduk ama bu sefer evine davet etmişti beni sonuç olarak babam önemsemiyordu ondan izin almama gerek yoktu hem rahatsız edilmekte istemiyordu, hatta tam 6 kez Kylianın evine gitmiştim o yüzden beni evine davet etmesini garip bulmamıştım. Evine geldiğimizde her zamanki gibi annesi yemek hazırlamış hep birlikte yemek yemiştik sonra Kylianın odasına çıkıp film gecesi yapmıştık. Saat 8 olmuştu ben biraz yorgundum ama filmi izlemeye devam ettik, sonra ise...
Sonra, işte sonra...
Sonra Kylian bir anda üstüme çıktı ve mahrem bölgelerime dokunmaya başlamıştı, ben ise onu ittirmeme rağmen yerinden bile kımıldatamamıştım, Annesini de misafirliğe yollamıştı pislik evde ikimizden başka kimse yoktu. Elinden zar zor kurtulup kıyafetlerimi elime alıp hemen kapıya koştum oda arkamdan koştuğunda ayakkabılarımı elime alıp koştum çünkü yakalanmak istemiyordum. Dışarıda bardaktan boşalırcasına yağmur yağmasına rağmen ben sadece koştum çıplak ayaklarımla...
Sonra bir ağacın arkasında ayakkabımı ve kıyafetlerimi giydim, neyse ki insanlar beni görmemişti. Sadece dışarıdaki 3-4 kişi dışında...
Ayaklarım ne kadar ıslak olsa da ayakkabılarımı giymiştim, çam ağacının küçük dalları beni rahatsız etmesine rağmen sadece yürüdüm. Hiç vakit kaybetmek istemiyordum, akşam vakti olduğu için içimde büyük bir korku vardı hem de çok üşüyordum...
Sokaktaki serserilerin bir kaçı bana tuhaf tuhaf bakıyordu, artık normal insanların bakışları bile beni istemsiz rahatsız etmeye yetiyordu. Hiç kimse bana bakmasın, hiç kimse bana dokunmasın istiyordum...
Serserilerden uzun boylu kumral saçlı ve kahverengi gözlü 17'lerine yeni girmiş bir tane erkek bana laf attı.
"Güzelim senin bu saatte dışarıda ne işin var?" Ben ise korkumdan cevap bile vermeden hızlıca yürümeye başladım sonra arkamdan adım sesleri geldi. Ben tüm gücümle koştum, artık koşmaktan ve yürümekten ayak topuklarım mahfolmuştu...
Bu yol hiç bitmeyecekmiş gibiydi, biraz nefes aldım ve sonra hızlı yürümeye devam ettim bir ara yoldaki taşa takılıp yere çakıldım ve yere yapıştım, dudağımda bir sızı ve kan tadı hissettiğimde hiddetle telefonumu açıp kamerasından yüzüme baktım. Neyse ki yüzümde bir şey yoktu ama dudağım patlamıştı, ve kameradaki o aciz halime baktım. Islak siyah saçlar, siyah göz altları, yorgun bakan ve ağlamaktan yorulmuş gözler ve bir adet patlamış dudak...
Artık sadece eve gitmek istiyordum, aklımda saatlerce dönen tek cümle buydu; Artık sadece eve gitmek istiyorum.
1.Bölüm Sonu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEPRESYON HATTI
No Ficción17 yaşındaki Emily Mathis'in düzensiz ve sevgisiz ailesi 14 yaşında başlayan olaylarla birden bire her şey gibi ailesi de birbirine girmiştir. 15 yaşında fazla üzüntüden depresyon hastalığına yakalanan Emily'nin başına daha neler gelecektir? Şimdi s...