Zümrüt bugün okulda çok sakindi. Kimseyle konuşmuyor, sessizce oturup kitabını okuyordu. Zümrüt kitap okumaya bayılıyordu. Sare bunu fark ederek Zümrüt'e sordu.
- Zümrüt sen bugün iyi misin? Çok sakinsın.
- Ya aslında... Ben şu Deniz ile konuşmak istiyorum yani o gün çıkışta gördüğüm çocukla ilgili bir şeyler öğrenmek istiyorum. Ama soramıyorum işte.
- Hmm anladım. İstersen ben gidip sorabilirim istediklerini.
diyerek anlayışla gülümsedi Sare. Zümrüt biraz düşündü ama vazgeçmişti.
- Hayır. Gerek yok.
- Peki sen bilirsin ama istediğin her an gidip sorabilirim.
- Ehe- sağol. Ama sana gerek yok-yine Sare'yi küçümsüyordu.-
- Peki...
Zümrüt dışarıya çıkıp biraz hava almak istedi. Çıkar çıkmaz bir de ne görsün. Deniz, tanımadığı bir çocuk ve bir de o merak ettiği çocuk. Deniz ve yanındaki çocuk "Efe, Efe!" Diye işte o, işte tam da o çocuğa bağırıyorlardı. Adını öğrenmişti. Demek ki her şey kendiliğinden gelecekti. Zümrüt çok mutlu olmuştu. İsmi çok güzeldi. O sırada Deniz Zümrütü gördü ve ona gülümsedi. Zümrüt ise hiç fark etmedi. Çünkü onun gözleri Efe'nin üzerindeydi ve asla başka bir yere bakmıyordu o gözler.
Zümrüt, Efe'ye olan ilgisini gizlemekte zorlanırken, onunla ilgili daha fazla bilgi edinmek için bir fırsat arıyordu. Efe'nin yanındaki bir çocuk ve yeni tanıştığı bir arkadaşıyla-Deniz- gülüşerek konuşurken, Zümrüt sessizce onları izliyordu. Gözleri Deniz'e kaydığında içinden, ona Efe hakkında sorular sormak istediği geçti. Ancak, çekincesi ve Efe'ye duyduğu gizli hisler onu geri çekiyordu.
Tam bu düşüncelerle meşgulken, Deniz birden Zümrüt'ün bakışlarını fark etti ve Efe'ye bir şey söylemeye çalıştı. Zümrüt, biraz şaşkınlıkla, biraz heyecanla ve korkuyla onlara baktı ve hızlıca oradan uzaklaştı. Deniz anlamıştı. Ve onlara söylüyordu. Efe bir an Zümrüt'e bakıp gülümsedi ve aynı anda göz devirdi. O sırada Zümrüt koşarak sınıfa çıkıyordu. Çok korkmuştu.