Bugün okulun ilk günüydü. Daha sabah çok erkendi. Güneş saklandığı yerden yeni çıkmış. Kuşlar yuvalarında yavrularıyla uyuyordu. Ama eninde sonunda uyanacaktı. Annesinin "Hadi kalk artık Sare, geç kalıyorsun!" çığlıklarıyla yatağından doğruldu.
Ama o yine de sıcak yatağında kalıp uykusuna devam etmek istiyordu. Geç kalktığı için kahvaltı yapmadan okula gidecekti. Hızlıca o güzel(!) okul üniformasını giydi, çantasını hazırladı. Her zaman ki gibi yağlı saçılarına nefretle bakarak evden çıktı.
☆☆☆
Arabadan indi ve okulun bahçesinden yavaş yavaş okul binasına doğru yürümeye başladı. Bir gözü açık bir gözü kapalı gidiyordu. Sınıfına girdi, çantasını sıraya bırakıp diğer herkes gibi başını sıraya koydu ve yarım kalan uykusuna devam etti. Ders fendi. Aslında severdi fen dersini ama yapamıyordu ya da yapmak istemiyordu... Hoca gelmişti herkesi göz ucuyla sezdi ve derse başladı. Aslında bu konuyu sevmişti Sare. Güneş Sistemleriyle ilgiliydi konu. Zevkli geçiyordu onun için ders. Uzaya meraklıydı belli ki. Derste bir an dalıp gitti. Uzayda yaşasaydı ne olurdu? Uzay nasıl bir yerdi? Uzaylılar kimdi? Samanyolundan başka galaksiler var mıydı? Venüs'de yaşayabilir miydi? gibi pek çok sorunun içine düşmüştü. Sonunda zil çalmıştı. Erkeklerin bağırırışlarıyla irkildi. Arkadaşı Zümrüt ile biraz hava almaya çıktı. Kahvaltı yapmadığı için kantinden bir kakaolu süt ve kruvasan aldı. Sinir oluyordu, neden kocaman pakete çikolatası az olan minik bir kruvasan koyuyorlardı ki? Sare kahvaltısını yaparken aynı zamanda Zümrüt ile senenin nasıl olacağı hakkında konuşuyorlardı.
☆☆☆
Sonunda son ders zili de çalmıştı. Sare o sevinçle çantasını toparlayarak Zümrütle sınıftan çıktı. Bugün Sare'nin annesi bırakcaktı onları eve. Her zamanki köşesinde bekliyordu onları. Arabaya bindiler ve evin yolunu tuttular. Sare eve gelir gelmez rahat pijamalarını giydi ve her okuldan sonra yediği sütlü coco-pops'u hazırladı kedine. Filmini açtı ve yemeğinin keyfini sürdü.