-19- !

19 4 1
                                    

Ilık havaları severdim. Güneşin tam tepeye çıkıp da yakmadığı havaları, bulutlarla beraber gelen ılık meltemin dostluğunu severdim. Sessizliği bozan doğa ana ise onun bana sunduğu uğultulu, hafif gürültüyü de severdim. Huzuru sağlayan asıl şey onlardı bana kalırsa ve hayatın her anında olması gerektiği gibi şimdiki en berbat döneminde de sevgiyi hak ediyorlardı. Tıpkı yanımdaki, adımları kaplumbağanınkinden pek de farklı olmamasına kıyasla güçlü duruşunu bozmayan bu baskın alfanın hak ettiğini düşündüğüm gibiydi.

Saçları, ılık esintiyle uçuşurken memnun görünmediğini söylemek yerinde olabilirdi. Ara ara yüzüne, ara ara da gökyüzüne uçuşan pamuktan farksız saçlarını izlemek bile güzeldi. Keskin ve sert bakışları vardı, masasından başını kaldırdığı müddetçe yargılayıcı duran o bakışların odağında şimdi koca bir hiçlik vardı. Ara ara, gözlerini bir yere dikermiş gibi baktığında bile o hiçliği görmekte zorlanmıyordum. Dedemin yanında ne zaman kalsam o türden bakışlarının odak noktası oluyordum. "Adın ne senin, güzel omega yavrusu?" Sorusu eşliğinde hiçliğe bakılması, çoğu insanın korkulu anlarına hizmet ediyorken benim gibi insanları daha çok düşüncelere boğuyordu. Bir hiçliğe bakmak... nasıl bir histi acaba? Hiç yaşar mıydım ki? O yaşıyorken neden hiç bahsetmiyordu bundan?

Ondan en başta saçları yüzünden hoşlanmış olsam da şimdi durum tamamen farklı geliyordu. Onun yanında olmaktan duyduğum büyük bir huzur vardı. Yaz yağmuru gibiydi, kışın açan ve ısıtmayan güneş gibiydi, buz dolabındaki yarım limon gibiydi. Varlığı huzur veriyordu ama aslında, dışarıdan bakıldığında huzurlu görünmeyen bir tabloydu. İçimde ona sırnaşma, bağlanma hisleri güderken bu türden hisleri güdebilmek bile bana garip geliyordu. Hayatımda yalnızca bir defa duyumsamaya ancak layık görüldüğüm feromonunun kokusu, kokusunun aksine sarhoş edici ve yatıştırıcıydı. Onun gibi mükemmel bir alfaya uzun uzun bakarken aklımdan geçen son şey yalnız olduğuydu. Başka bir okulda uzun süreli ilişkisini sürdürdüğü bir omega olduğuna kalıbımı basmaya dünden hazırdım fakat şans eseri buna rastlamamla birlikte benden hoşlandığını da söylemişti. Benden ne diye hoşlanmıştı ki? Yanında o kadar basit hissediyordum ki bu duygularını mantıklı gördüğüm en ufak bir nokta dahi bulamıyordum.

"Benden daha çok düşünüyorsun." Kısıkça kıkırdadı. Sürekli gülüyordu ama gözlerindeki hiçliği bastıramıyordu. Dalgınlığımı saklamadan döndüm ona. Her şeye rağmen bana dürüst oluşuna karşılık ben de dürüst olmalıymışım gibi hissediyordum.

"Sanmıyorum..." dedim usulca, ciğerlerimdeki tüm havayı boşaltırken yine koluna girdim. "En azından düşüncelerimi dizebiliyorum, seninkiler çok karmaşık olmalılar. Hangisini seçeceğini bile bilmiyor olabilirsin." Kolları soğuktu, kıyafetlerine bedeninin ısısı işlemediğinden rahatça anlaşılıyordu. Sanki yakın durursam benim ısımdan yararlanabilir gibi geliyordu. Elbette bu da aptalca sanılarımdan biriydi ama bazen insan, gerçekleşmeyeceğini bilmesine rağmen yalnızca hayal kurar ve buna inanırdı. "Bir keresinde buradan eve kadar yürümüştüm. 9'da ancak eve girmiştim. Ben eve varana kadar annem polisi bile aramıştı. Telefonum sessizde olduğundan onu duymamıştım."

"Ciddi olamazsın." Kıkırtısı diğerlerine göre epey yüksekti. Böyle gülebilmesine beni de gülümsetti. "Neden o kadar dışarıda kaldın?"

"Yürüdüm işte. Özel bir sebebi yoktu, sadece yol sandığımdan daha uzunmuş. Anneme yolları öğrenmeye çalıştığımı söyledim, yine de çileden çıkmıştı elbette." Biraz daha koluna sarılıp başımı ona yasladım. "Keşke güneş hiç batmasa... güneş batmıyor olsa saatlerce yürürdüm. Sen yürümeyi seviyor musun?"

"Müzik dinleyerek yürümeyi seviyorum." Feromonlarının kokusu birden net bir biçimde aldım. Hayal ürünümmüş hissettirerek gibi gelip hemen geçmiş gibiydi. Öyle güzeldi ki mest olduğumu hissettim, her daim hissetsem bile bıkmayacağım kadar güzeldi. "Tüm yolu yürüyerek mi gideceğiz? Uzak demiştin."

My you [YoonKook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin