Merhaba arkadaşlar bu fic için baya bir ara vermiştim sınavlar bayram falan derken zaten Ramazanda yazma hevesim olamdıĝı ićin devam edememiştim yazmaya fırsatım oldukça ve ilham geldikçe yazıyorum merak etmeyin
iyi okumalarrr
.
.
.Jungkook'tan
Şuan yanımda iki muhafız önümde kral ve ben koskoca sarayın uzun koridor larından kralın odasına gidiyorduk.
Çıkan karmaşanın ortasında kral gelmiş ve ayaklarına kapandıĝım beni öldürmemesi için yalvardıĝım adı Yoongi olan muhafızını odasına göndermiş daha sonra onunla konuşacaĝını dile getirmişti.Uzun koridorun sonundaki görkemli ahşap kapıya ulaştıĝımızda kapının önündeki muhafızlar kralın önünde eĝilmiş,onu selamlamışlardı daha sonra ise kapıyı yavaşça açıp geri çekildiler.
Kral içeri adımladıĝında küçük adımlarla arkasından ilerledim.Kapı ardımdan kapanırken odada oluşan cereyan yüzünden kapının tok sesi beni sarsmaya yetti. Odaya ufak bir göz gezdirdiĝimde duvarlarda saray ressamlarının çizmiş olduĝu kralın portreleri vardı tavandan sarkan çok süslü olmayan ama tasarımı ile dikkat çeken avize ise cabasıydı.
Karşısında dikildiĝim çalışma masası ise göze çarpan bir tasarıma sahipti."Odamı incelemen bitti mi?" sorusu ile bakışlarım ona dönerken ellerimi kasıklarımın önünde birleştirdim ve eĝilip muhafızların yaptıĝı gibi kralı selamladım.
"Kralım af buyurun dalmışım"dedim ve başımı yere eĝdim. Adım sesleri kulaklarımı doldururken ayaklarımın önünde gördüĝüm beden ile sert bir şekilde yutkundum. Kemikli ve damarlı eli çeneme uzandı ve başımı kaldırmam için ufak bir kuvvet uyguladı. Bu hamlesi ile bakışlarımız kesiştiĝinde nefesim tekledi.
"Bana kendini tanıt.Kimsin,nereden geldin,ne için geldin?"çenemi hafif sıkacak şekilde kavradı ve burunlarımızı neredeyse deĝdirecek kadar yakınlaştırdıktan sonra cümlesine devam etti "Hepsini bilmek istiyorum" öncekine nazaran boĝuk çıkan sesi nabzımı hızlandırırken konuşmayı unutmuşum gibi kafamı sadece onaylar bir şekilde salladım.
Memnun sırıtışı yüzünü şenlendirirken geri çekildi ve mimikleri ile oturmam için işaret verdi.Gösterdiĝi koltuklardan birine oturdum o ise hemen karşımdaki koltuĝa oturdu.
Gerginlikten midem düĝüm düĝüm olurken onun bana attıĝı sert ve sorgulayıcı bakışlara daha fazla maĝruz kalmamak için gözlerimi kaçırdım.
"Eĝer konuşmazsan tahmin ede
meyeceĝin şeyler olur " gözlerim şaşkınlıkla büyürken dediklerini anlamaya çalıştım kendime geldiĝimi hissettiĝimde midemdeki o kelebekleri susturmak ve daha fazla ona şaşkın gözlerimle bakmamak ve kelimeler benden dahada uzaklaşmadan konuşmak için aĝzımı araladım."K-kralım ben aslında ş-şey" kelimeler dilime takılmaktan kurtulamamıştı ve konuşmak her geçen saniye dahada zorlaşıyordu aĝzımı konuşmak için tekrar aralayacaĝım sırada konuştu."Peki,kucaĝıma gel" kafamdan aşşaĝıya kazanlarca kaynar sular dökülmüş gibi sarsıldım.Gözlerim şokla irileşirken aĝzım bir karış aralandı.
Ben ona aval aval bakarken dudakları aheste bir şekilde yukarı kıvrıldı. Oturduĝu yerden ayaklandı ve tam karşıma geçti korkudan ve heyecandan vücudum kasılıyor soluklarım hızlanıyordu, kamburu çıkarcasına eĝildi ve beni koltukaltlarımdan yakaladıĝı gibi kucaĝına aldı.
Dudaklarımdan şaşırdıĝımı belli eden tiz bir ses çıkmıştı,beni kaldırdıĝı yere oturduĝunda kucaĝında hafif sarsıldım
Tanrımm şuan kralın kucaĝındayım...Belimden kavrayıp beni sanki yakın deĝilmişiz gibi dahada yakınına çektiĝinde ellerimi onun geniş omuzlarına yerleştirdim daha sonra bu yaptıĝımın yeni farkına varmış gibi ellerimi geri çektiĝimde kaşlarını kaldırıp indirmiş ve konuşmuştu"O ellerini geri koy,onların yeri geniş omuzlarım.Anladınmı?"
Boĝuk ve aynı zamanda oldukça kalın olan sesiyle konuştuĝunda verdiĝi emri hemen yerine getirdim ellerini belime koyduĝunda konuştum"Kralım biri görür hem-hem şey olur" titrek bir sesle konuştuĝumda yüzünü bana doĝru yaklaştırdı "ney olur?" alaycı bir ses tonuyla sorduĝu soru karşısında yutkundum "Sarayda dedikodu çıkar itibarınız zedelenir kralım en iyisi ben i-ineyim kucaĝınızdan" dedim ve kalkmak için hareketlendiĝimde belimdeki ellerini sıkılaştırdı ve kalkmama izin vermedi.
"Sen kralına karşımı geliyorsun?" az öncekinin aksine ciddi bir ses tonunda konuştuĝunda yönelttiĝi soru ile panikledim "Ne haddime kralım"
"O zaman sus,yoksa seni cezalandırırım"
dediĝinde setçe yutkundum ve başımı aĝır aĝır onaylar şekilde salladım.Beni etkisi altına alıyor istediĝi ne varsa beni o şekilde yönlendiriyordu.Yüzünü inceleme fırsatını bana tanıdıĝında kendimi onun her bir karışını izlerken buldum.Gözlerinden birinin tek göz kapaĝı diĝerinin ise iki göz kapaĝı vardı.
Biçimli dudakları öpme isteĝimi uyandırsada karşımdakinin kral olduĝu gerçeĝi içimi daĝladı. Benleri yüzünũn her bir bölgesine özenle daĝıtılmıştı, gözünün altına, burnunun ucuna, dudaĝının kenarına ve yanaĝına...Tanrımm çok etkileyiciydi ve ben onun büyüsüne kapılmıştım...
"ilk sorumu soruyorum,kimsin?" Düşüncelerimi bir mızrak gibi bölen sorusunu cevaplamak için dudaklarımı araladım"E-fendim adım jungkook jeon Jungkook yani, şey ben komşu krallık ile olan düşmanlıĝınızın sonlanması şerefine hizmetinize sunulmak amacıyla getirildim bu saraya" dedim kucaĝında olduĝum için gerilmiştim ve bu yüzden kekelemeden konuşamamıştım. Yanaklarım patlayacakmış gibi ısınmıştı.
Tanrımm rezildim rezil...Dudakları memnun olmuş bir şekilde kıvrıldı ve konuştu "Güzel,kaç yaşındasın?" "26 E-efendim" başını beni anladıĝını belli edercesine salladı.
"Güzel, bundan sonra benden sorumlusun" kaşlarım karmaşa ile çatıldı nasıl yani ne yapacaktımki benden sorumlusun derken neyi kastediyordu..
.
.Sonnn nasıldı beĝendinizmi neyse. Yeni bölümü ne zaman atarım bilmiyorum neyse bayyyyy
ŞİMDİ OKUDUĞUN
memory of the king Taekook
FanfictionKral Kim Taehyung ve ona komşu krallıktan hizmet için hediye olarak gönderilen Jeon Jungkook semeTae! ukeKook! Acemi bir fictir dikkate almayınız!!