5"İş İçin"

154 12 1
                                    

Selam canolar bu hikayeye uzun bir ara vermiştim ama tam gaz devam ediyoruz. 22 temmuz doğum günüm bence bana hediye olarak yorum yapıp oy atarsınız ;)

Yazım hatalarım varsa kusura bakmayın:3

İyi okumalarrr

.
.
.

Jungkook'tan
Balkonda korkuluklara yaslanarak koskoca sarayın arkasında kalan orman manzarasını izliyordum. Hava yavaş yavaş kararıyor du orman karanlığa gömülürken izlemek ise beni biraz olsa rahatlatıyor du. Rüzgar hafif hafif yüzüme vururken uzamış saçlarım esintiden dolayı savruluyor du.

Üzerime giydiğim kıyafete baktım, kırmızı saten parlak kumaşı çok güzel di üzerinde ise siyah renkler ile bezeli çiçek desenlerine benzer motifler işlenmişti çok zarif duruyor du.

Kapım iki kere tıklatıldığında balkonu seri adımlar ile terk edip kapıyı açtım. Bir muhafız önce bana baktı ve saygı ile eğildi "Kral Kim sizi odasına çağırıyor efendim". Kafamı salladım ve kapıyı kapatıp muhafızın arkasından ilerlemeye başladım. Uzun koridorları geçtikten sonra büyük bir kapının önünde durduk.

Benimle birlikte gelen muhafız kapıyı tıklattı, ardından kapıyı açıp eli ile zarif bir şekilde içeriye girmemi işaret etti. Daha fazla bekletmeden içeri girdim ve kapı ardından kapandı.

İçeri girer girmez üzerimde hissettiğim bakışlar ile sağ tarafa baktım ve çalışma masasının önündeki koltukta oturan bedeni görmemle yutkundum ve hızla eğildim. "Gel Jungkook, karşıma otur". Hemen dediğini gerçekleştirmek üzere hızlı adımlar ile esmerin oturduğu koltuğun hemen karşısındaki koltuğa oturdu.
"Kralım neden çağırmıştınız beni?". Küçük olan sorusuna bir cevap beklerken esmer önündeki masada duran sürahiden bir bardağa doldurmuş ve kafaya dikmişti.

"Jungkook sen benim şahsi hizmetkârımsın o yüzden yapman gerekenleri konuşup seni bilgilendirmek istedim". Esmerin haklı düşüncesi karşısında küçük olan başını sallamıştı.

***
Kral Kim ile konuştuktan sonra ufak sohbetler etmiştik, başlarda konuşmakta tedirgin hissetsem de sonradan açılmış ve rahatlıkla konuşmuştum.

"Hahaha daha sonrasında kılıcım yere düşünce sinirlendim, muhafızın üstüne atla-". Çalan kapı ile Kral Kim'in sözü kesilmişti ikinizde kapıya odaklanmışken Kral Kim gür sesi ile 'gir' dedi.
İçeri giren kadın ile gerginlikle yutkundum. Bu geçen sefer bana sürtük deyip sarayın ortasında bana bağırmıştı, o günden sonra da başka yerde görmemiştim.

Kadının yüzünde bariz bir öfke varken göz göze gelmemiz ile tekrar yutkundum. " Gel Yoon- Hyun". Kadın içeri girdi ve eğildi.

"Birşey mi diyecek tin Yoon?"

"Evet kralım". Sert çıkan sesi küçüğün biraz daha olduğu yere sinmesine sebep olmuştu.

"Söyle".

"Ö-özür-".

"YÜKSEK SESİNLE, aynı Jungkook' a bağırırken ki sesin gibi HADİ!".

"ÖZÜR DİLERİM". diye dişlerinin arasında konuştu. "Kabul ediyor musun Jungkook?". Diye sordu esmer beden.

"K-kabul ediyorum" Dedi kısık sesi ile. Esmer daha fazla bekletmeden kadını dışarı çıkması için emir verdi. Jungkook biraz üzülmüştü açıkçası anlamıştı kadının neden onu istemediğini kadın Kral'ı istiyordu ve çocuğu da kendisine bir engel olarak görüyordu. O yüzden di çocuğa olan öfkesi ama bu Jungkook'un ekinde olan bir ley değildi Kral ona yakın davranıyor isteklerinin karşılanması için emir veriyordu yalan söyleyemez di bunlar hoşuna gidiyordu hatta Kral'ın onun için yaptığı her şey hoşuna gidiyor du. Ona iktifat etmesi, kucağına alması, koruması...

"Jungkook?" Küçük olan adının Kral'ın dudaklarından dökülmesi ile kısa süreli daldığı düşüncelerinden sıyrıldı ve Kral'a baktı. Gözlerinde okuyamadığı derin bir anlam vardı ama çocuk bunu henüz keşfedememişti.

Aniden kendisine biraz daha yaklaşan beden ile irkildi ve panikle yerde dirsekleri üzerine düştü. Şuan ikilinin yüzleri çok yakındı Jungkook bulundukları durumdan dolayı yanakları pembeleşirken gözleri esmer beden hariç her yere değiyordu. Hatta tavandaki avizede kaç tane elmas var onu bile saymıştı 68 tane elmas var dı.

"Bana bak" Esmerin derin sesini işitmesi ile utana sıkıla esmere baktı. Şimdide gözlerine bakmamak için yüzünü inceliyordu. Biri çift biri tek göz kapağı vardı, burnunun ucunda gözünün hemen altında ve yanağında ki benleri çok tatlı gösteriyordu onu. Son olarak gözleri neredeyse üstüne çıkmış olan bedenin dolgun kırmızı dudaklarına değdi, sapık gibi görünmek istemiyordu ama istemsizce kendi dudaklarını dili ile ıslattı küçük olan. Bu hareketi ile üstündeki bedenin derinleşmiş bakışlarını üstüne çekmişti.

"Gözlerime bak güzelim". Esmerin ettiği her bir iltifat ta karnı kasılan beden üzerinde hissettiği dominant baskı ile kodlanmış gibi dinlemişti kralının sözünü. Göz göze gelen iki bedende aynı anda yutkunurken küçük olan hala utanıyor du. Kesin dudaklarına baktığını görmüştü ve ona kızacaktı!

"Dudaklarımı beğendin galiba?" Diye sordu büyük olan cevabını biliyor olsada altındaki bedeni daha da utandırmak istiyordu. Küçük olanın ise tek istediği buharlaşıp havaya karışıp yok olmaktı. Çok utanıyor du, yetmezmiş gibi esmer onu daha da zorluyor du.

"B-ben bakmadım g-gerçekten". Zorda olsa kurduğu cümle ile güldü kral, küçüğü hiç yalan söyleyemiyor du. Bunları düşünürken bakışları altındaki küçük bedenin dudaklarına düşmüştü kıpkırmızı idi üstelik küçük her utandığında dudağına dişlerini saplayarak daha da kızarmasına sebep olmuş tu.

Kral hiç düşünmedi ve uzun süredir yapmak istediğini yapıp küçük bedenin dudaklarına atıldı...

.
.
.


Sonn nasıldı bir aydır yazmıyordum yazıyordum geri siliyordum bir ara fici komple silmeyi bile düşündüm ama vaz geçtim uzun süre zonra bir bölüm geldi umarım beğenirsiniz :3 bysss

memory of the king TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin