sürpriz?

503 97 103
                                    

Duvarların mavi rengi hemen hemen her hastanede olan benzer kokuyla saçma bir uyum içindeydi. Duvarlara asılmış afişlerde bebek resimleri vardı ve Minho onlardan gözlerini alamıyordu. Belki de dakiklardır incelediği afişin üstünde yazanları bile okumamıştı, tek odak noktası afişteki bebeğin masum yüzüydü.

Oturduğu yerin hemen karşısındaki kapı açılıp sekreter onun ismini çağırdığında gözlerini afişten çevirmiş, burada olduğunu belirtircesine ayaklanmıştı. İçindeki heyecanı bastırıp hızlı adımlarla muayene öncesi boy kilo ölçümü yapılacak odaya girdi. Yüz yetmiş santimden bir santim bile uzun değildi, kilosu da olması gerekenin birkaç kilo altındaydı ancak dengeli beslenebileceği bir program ayarlarsa kısa sürede ideal kilosuna ulaşabilirdi.

Ona sorulan soruları özenle yanıtladı omega. Daha sonra eline tutuşturulan kağıtla birlikte doktorun odasına gönderilmişti. Esas heyecanı asıl şimdi hissedeceğini biliyordu, şimdiden kalbi çarpmaya başlamıştı. Bu onun ilk ultrasonu sayılırdı çünkü ilkinde pozitif çıkan gebelik testini doğrulamak için gelmişti ve her şey korkunç birer rüyaymış gibi geldiğinden, o anın verdiği hiçbir hisse varamamıştı.

Fakat şimdi, her ne kadar dışa yansıtmamaya çalışsa da, içinde susturamadığı heyecanın çığlıkları yankılanıyordu.

Kapıyı çalıp ürkek adımlarla içeri girdi. Doğurganlık derecesi yüksek bir omega olduğundan hamileliğinden önce de sık sık kontrole geldiği için Bayan Choi'yi uzunca bir zamandır tanıyordu ancak sanki ilk defa geldiği bir yermiş gibi tedirgindi bu sefer.

"Nasıl hissediyorsun son zamanlarda?"

Kadının ince sesi kulaklarına nüfuz ettiğinde ona söylendiği gibi sedyede uzanmış, rahat pozisyonu bulmak için kıpırdanıyordu Minho.

"Yani, alışmaya çalışıyorum.." İç çekti genç omega. Elbette bebeği için heyecanlıydı fakat genel anlamda gerçekten nasıl hissettiğini bilmiyordu, fazlasıyla acınası bir durumdaydı.

Bu yüzden Chan'ın ona acımış olması da normaldi. Ona acımış ve evlilik teklifi etmişti. Daha doğrusu, ona acımış ve Minho'nun hatırladıkça intihar etmek isteyeceği kadar anlamsız evlilik teklifini.

Koyu irislerini aydınlık tavana dikti tam olarak sırtüstü uzandığı an. Bu oda fazla soğuktu, üşüdüğünü hissetmişti. Bir yandan uykusu da gelmişti. Sabahın bu saatinde, uykudan yeni uyanmışken neyin yorgunluğunu taşıyordu vücudunda bilmese de çok yorgun olduğu inkar edemeyeceği bir gerçekti. Öyle ki, bu rahatsız muayene sedyesinde bile uyabileceğini hissediyordu.

"Beslenme düzenin nasıl?" Minho'ya yaklaşırken sormuştu Bayan Choi.

"Elimden geldiğince düzenli ve sağlıklı beslenmeye çalışıyorum fakat her zaman olmuyor tabii. Mide bulantılarım sabahları kahvaltı etmeme çoğu zaman engel oluyor."

"Sabah bulantıları ilk aylarda normaldir, bir süre daha devam eder ama zamanla azalacaktır merak etme." Sedyenin yanı başındaki tabureye oturup önündeki ekranla uğraşmaya başlayan beta bir yandan da Minho'ya sorular sormaya devam ediyordu.

"Bulantılarını azaltmanın en iyi yolu sana iyi gelecek bir feromona maruz kalman olacak, tercihen bir alfa feromonu. İlla bebeğin diğer babası olmak zorunda değil. Yanında kendini iyi hissettiğin, sana güven veren herhangi biri de olabilir."

Yutkundu sarışın. Peki ona iyi gelen feromon tanımadığı bir alfaya aitse? O zaman bunu nasıl açıklayacaklardı? Kahretsin ki Minho asıl konuşmak için geldiği şeyi şimdi soramıyordu. Alacağı cevap onu korkutuyordu, ya da sormaya utanıyordu. Sonuçta tanımadığı bir alfanın kokusuyla sakinleşebildiğini söylemek kolay değildi.

our baby, banginho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin