Amcam ve babamın şaşkın gözlerlele bir bize birde ellerimize bakıyordu. Babamın"Kızım sen git bizde bir konuşalım şu Miran ağa ile hele" demesi ile Mira'nın sıkı sıkıya tutmuş olduğu elimi kurtarıp arkama bakmadan mutfağa gittim. Kesinlikle babam çok kızacaktı. Babamıda Miranıda düşünmemeye çalışarak kahvaltı hazırlayan konağın çalışanlarına yardım etmeye başladım. Bir süre sonra hazır olan sofra ile bütün aile üyeleri tek tek oturmaya başlamıştı en son amcam, babam ve Mira'nın gelmesi ile kahvaltı yapılmaya başlandı. Kahvaltı yapıldığı esnada amcam boğazını temizleyip konuşmaya başladı.
-Bu akşam Marin ve Miranın nişanı olacak.
Annemin "Ne?" Demesi abimin içtiği çayı püskürtmesi, havinin bana ve Mirana olan şaşkın bakışları dizi sahnesi gibiydi Miran çok rahat bir şekilde kahvaltısını yapıyordu.
-Ne demek nişanlanacaklar Marin biliyormu bunu?
Abimin konuşması ve benim adımı geçirmesi ile ona baktım. Babamın "Marinin haberi var onunda onayı vardır." Diyince abim bana doğru baktı ve gözlerimi
Sorun yok anlamında uzunca kapatıp açtım.-Yusuf ağam bunu yenimi söylüyorsunuz akşama hazırlık yapmamız lazım.
Annemin hiç yadırgamayıp hazırlık yapmak istemesine şaşırmıştım. Birşeyler dönüyordu burda benim bilmediğim birşey vardı. Annem Mirana uzunca bakıp hafif bir gülümseme ile baktı teşekkür maiyetinde kafasını salladı. Gerçekten de birşey dönüyordu burda yakında kokusu çıkacaktı. Kahvaltı yapıldıktan sonra Turan amcam gülün müsade isteyip kalkmaları ile Miran sadece kalmıştı konakta hızlı bir koşuşturmada peşi sıra gelmişti. Odama gidip Akşam için ne giyeceğime bakarken kapının tıklanıp ardından açılması ile Mira'nın girdiğini gördüm.
Bana doğru adımlayıp "Akşam Nişan için yüzük almamız gerek hazırlan" demesi ile ona baktım.
-Yüzüğe gerek yok Miran.
Kaşlarını çatıp bana bakması ile gerilmiştim.
-Yüzüğe gerek var Marin şimdi itiraz etme kapıda bekliyorum 5 dakikan var gelmezsen seni bu halinle götürürüm.
Beni süzüp arkasına bakmadan hızlıca odadan çıktı. Küçüklükten belli miran her dediğini yapan biriydi benide bu halimle meydana götürmekten geri durmazdı. Dediği gibi hemen hazırlanıp odadan çıkmıştım Miran az ileride telefonla konuşuyordu. Benim gelmem ile telefondakine sonra görüşelim diyip telefonu kapatmıştı.
-Çıkalım.
Miran önde ben arkada giderek merdivenlerden indik ve konağın kapısından çıktık konağın önünde duran siyah Mercedes'e binip meydana doğru gitmeye başladık. İçimde bir sıkıntı vardı ya insanlar bana kötü gözle bakarsa Yavuzun beni kaçırdığını biliyorlardı ya Yavuzun söylediği gözle bakarlarsa bana bu Miran içinde benim içinde çok kötü olurdu. Düşüncelerim arasında arabanın durması ile meydana geldiğimizi fark ettim. Derin bir nefes alıp kapıyı açacağım sırada Miran kolumdan tuttu ve ona dönmemi sağladı.
-Marin kim ne der diye düşünme. Başını sakın öne eğme o başın ben dahi olsa asla öne eğilmesin ben yaşadığım sürece buna izin vermem. İnsanların sana ne diyeceğini önemsemem ben tek bir gerçek bilirim oda sensin. Yıllar önce aşkıma karşılık vermedin, şimdi benimle evleniyorsun kendini zorunlu hissetme istemiyorsan hemen şimdi gideriz burdan ve sana söz verdiğim gibi yüzümü görmezsin.
Miran devam edeceği sırada elimle ağzını kapatıp gözlerine baktım.
-Sakın birdaha beni, aileni sensizlik ile sınama Miran ağzından birdaha giderim lafı çıkmayacak ben eminim verdiğim karardan sende eminsen tut elimi.
Miran birşey demeden hızla arabadan çıkıp benim olduğum tarafa geldi ve kapıyı açtı. Elini uzatıp"ben bu eli bir kere tutarsam birdaha bırakmam Marin ona göre adım at." Dedi ve elini bana uzattı. Hiç tereddüt etmeden sıkı sıkıya tutum Mira'nın elini ve arabadan indim meydanda el ele herkesin gözü önünde gidiyorduk. Gözler bizdeydi tabi konuştukları muhabbete de meze olmuştuk ama bu ne Mira'nın ne benim umrumdaydı. Bir kuyumcunun önüne geldiğimizde içeriye girip Mirana ve bana yüzük bakmaya başladık. Yüzüklerimizi seçtikten sonra gözüm altın bir halhala takılmıştı. Miran fark etmiş olacakki gözümün takıldığı halhal dahil her şeyi almaya başlamıştı.
-Miran yeter istemiyorum.
-Sen benim karım olacaksın aşiretimizin hanımının birşeyde gözü kalmamalı.
Bana gülümseyip adamın verdiği paketleri bir eline aldı ve elimi tutup kuyumcudan çıktık.
-Açmısın?
Bana doğru bakınca kafamı evet anlamında salladım.
-Bende açım bir yer bulup yemek yiyelim.
Biraz etrafa bakındıktan sonra bir restoranta girip sipariş verdik ve beklemeye başladık. Miranın hayatında çok şey değişmişti mesela Miran yüzükleri çok severdi her parmağında yüzük vardı ama şimdi yoktu. Spor giyinmeyi severdi şimdi ise her zaman takım elbise ile geziyordu. Büyümüştü büyümüştük.
-Neyi düşünüyorsun?
Miranın konuşması ile ona baktım.
-Hiç gözüm dalmış.
-Küçükken renkli giyinirdin şimdi neden böyle karalar bağladın?
Miranın bana sorduğu soru ile gülümseyip konuşmaya başladım.
-Onu sana sormalı Miran ağa sen düğünlere bile giderken takım elbiseyi zorla giyiyordun şimdi her gün üstünde.
-İnsanlar sevmedikleri şeyi sevebiliyormuş.
-Öylemi dersin?
-Öyle.
Mira'nın gülümsemesi ile içim ısındı sanki yıllardır buz tutmuş içime sıcak bir su serpmişti. Yemeklerin gelmesi ile hızlıca yemeye başlamıştım gerçekten de kurt gibi acıkmıştım. Yemekleri bitirip Mira'nın hesabı ödemesi ile restorantan çıktık. Arabaya binip konağa doğru ilerlemeye başladık. Bir süre sonra konağın önüne gelince durduk ve Miran bana doğru döndü.
-Akşama görüşürüz gelin hanım.
-Görüşürüz Miran Ağam.
Arabadan indim ve konağın büyük kapısından içeriye girdim Miran içeri girmemi beklemiş olacakki ben içeri girer girmez arabayı gazlamıştı. Zoraki evlenmiyordum aksine bu evlilik benim için en büyük şanstı. Belki yıllar önce Miranı red etmeseydim şuan evli ve çocuklu olurduk bazı hatalardan dönülebiliyormuş. Geçte olsa bunu fark etmiştim ve ben Miranın benden ve ailesinden geçirdiği her yıl için ondan binlerce kez özür dileyecektim. Çünkü Miran sevilmeyi hak ediyordu en çokta ben tarafından.
Uzun zamandır hastalıkla uğraşıyorum okul ilaçlar çok yoruyor o yüzden kusura bakmayın en fazla şimdi yazabildim kısa bir bölüm ama kendimi toprladıktan sonra size uzun bir bölümle geleceğim...
Kendinize iyi bakın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vertia
Ficção Adolescente-Ben beni sevmeni bekledim Marin senin beni istemeni bekledim. -Biz Birbirimizi sevemeyiz Miran. kadın konuştuğu anda gözleri parladı Miranin sevdiği kadın ilk defa abi demeden konuşmuştu bu adam böyle küçük şeylerle mutlu olabiliyorken sevdiği kadı...