5 - UNUTMA

918 15 5
                                    

5 - UNUTMA


***

Nefes al, ver.

Nefes al, ver.

“Derin.”

Sesimin bana haykırılışı ile beraber gözlerimi bir anda açtım ve çevreme bakındım. Burada sadece ben ve Karan vardı. Külotumun yokluğunu hissettiğim an ellerimi masaya dayayıp oturma pozisyonuna geçtim ve yerdedir diye külotuma baktım ancak göremedim. Elimi altıma geçirdim ancak hayır, yanlış hissetmemiştim. Külotum gerçekten de içimde yoktu.

Karan’a doğru baktım. “Külotum nerede?”

Evet, ona sorarak büyük bir hata yapıyorsun, Derin.

Umurumda değildi. Sadece altım açık bir şekilde dışarıya çıkmak istemiyordum.

Karan bana doğru döndü. Kendisi sırtını kapıya dayamış ve telefonuna bakıp duruyordu.

“Külotun mu?” diye tekrarladı sorumu.

“Evet, külotum. Eve altım açık gitmemi düşünmüyorsun herhalde?”

Bir anda kıkırdaması ile beraber kaşlarımı çattım. Bu işte tuhaf bir şey vardı ve bana bir imayla bakıyordu. Olanlarında sadece bazı kareleri aklımdaydı. Kokusu, dokunuşları, içime girip çıkarken içimde hissettiğim zevk.

Aklımda olanlar sadece bunlardı. Külotumu hatırlamıyordum.

“Külotunu ne yaptığını hatırlamıyor musun?” diye sordu bu sefer. Ben ona soruyordum, farkında mıydı acaba?

“Hayır, hatırlamadığım için de sana soruyorum işte?!”

Bir kez daha kıkırdarken “Neye öyle kıkır kıkır gülüyorsun?” diye sordum. “İç çamaşırımın yani namı değer külotumun kaybolması sana komik mi geliyor?”

Bana doğru döndü ve ellerini karın boşluklarına koyarak “Hayır,” dedi. “İç çamaşırının, yani namı değer külotunun kaybolması bana komik falan gelmiyor. Sadece... Külotuna olanlar komik.”

Bir kez daha güldüğü an sinirlerim tepeme gelmişti artık.

“Külotumu ne yaptınız amına koyayım?! Pahalı bir markanın külotu o! Yırttıysan varya, bütün parasını sana ödetirim!”

Evet. Son iki cümleyi şaka gibi gelebilir ama onun yüzüne bağırarak söyledim.

Ben mi? Evet. Salağın tekiyim.

İki elini de kaldırdı ve bana doğru sakin ol pozisyonu aldı. “Sakin olursan söyleyeceğim, Derin. Ama ilk önce beni korkutma ve yerine otur.”

Oflayarak tekrardan kumar masasının üzerine oturdum ve “Sakinim ve oturuyorum,” dedim yüksek sesle. “Söyle! Külotumu ver! Bu kadar mı azgınsın amına koyayım? Yattığın kadınların külotlarını mı çalıyorsun?!”

Güldü. BİR KEZ DAHA!?

“Külotun emin ellerde, çamaşır makinesinde. Yırtma ya da takıntı gibi bir olay söz konusu değil.”

Tek kaşımı kaldırdım ve bu sefer “Neden çamaşır makinesine atma zahmetine girdiniz?” diye sordum. Eve gidene kadar altımda dursa ne olacaktı yani? Kirli de değildi!

“Benim külotum kirli falan değildi. Ben pasaklı pasaklı gezmem bir kere,” Elimi uzattım ve elimi aç kapa yaptım. “Külotumu geri istiyorum. Külotumu. Geri. İstiyorum.”

9 GÖZYAŞI (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin