1-SABIR İMTİHANI

38 5 7
                                    

Kader..
Kader neydi..?
Seçtiğin yolda yürümek mi yoksa o yola zorla sürülmek mi?
Kalbini dinlemek mi yoksa o kalbi alaşağı etmek mi..?
Belli ki Keiko bunları düşünürken kanatlarının rahatsızca yere çaparak çırpındığının farkında değildi.

Akademinini antreman alanındaydım.

"Ah.. Kalk ayağı Keiko, bana karşılık veremezken nasıl gerçek bi düşmanla savaşabilirsin?" dedi,sesi kanatlarının esintisi arasında yankılanan hocam bana baktı, insanı gıcık eden bir sıtırış vardı yüzünde. Hocalarımıza, Akademi'de Maestro derdik,tabii ben hariç. Nefret ederdim o unvandan.

Zorlanarak ayağı kalkmaya çalıştım, başta ellerimi beton zemine dayayıp kendimi kaldırmak istedim ancak hocamın kafama dolgu topuk siyah botlarla bastırmasıyla bu eylemimden vazgeçtim.

Boğazımdan bir hırıltı koptu, sağ yanağım nemli betonun üstüne bastırıldı.
1.87 boyumun neredeyse 2 katına karşılık gelen kanatlarım çırpınıyordu, ancak saatler süren antrenman ardından kanatlarım kendini salıvermişlerdi. Uzunca konuşmazdım, nefret ederdim konuşmaktan.

"Bırak da gideyim,Maestro Frida."
Nefes verdim, alaya alırcasına bu sevmediğim lakabı kullandım. Akademide hocalarımız izin vermeden dersi bitiremezdik, bu benim hep canımı sıkardı.

"Ah..çok terbiyesizsin,Keiko." dedi başıma baskı uygulayan kadın. Bir mutanttı, ben de öyle, tabii bu yeteneklerimiz apayrıydı. O 2.63 boya sahip bir devdi adeta, lacivert kısa saçları omuzlarına dökülürken, sarıya boyanmış 2 tutam perçemi yanaklarını okşuyordu. Gerçekten devasa bir kadındı ve bütün kaslarına yada yara izlerine rağmen hala feminen ve çekici biriydi. Evet saygım sonsuzdu, lâkin bu denli baskıcı olmasına bir neden giydiremiyordum.

"...saat sabah 6 oldu bile. Bugün sınıf hocamız bizi test edecekti. Bırak biraz uyuyayım."
Sözlerim yalvarır gibi olsa da sesimi ciddiyetimi ve sinirimi nemli betona kusar gibi kusmuştum. Bu Akademiden nefret ediyordum.
Bir süre sonra beni bırakıp, hayal kırıklığı dolu bir bakışın ardından,çekip gitti. Bende sonunda ayaklandım,kuş tüyü gibi gözüken kanatlarımı gerdim ve saat 9'daki imtihan için Akademinin yanında yer alan yurttaki odama doğru yol aldım. Hissizdim, yüzümde hiçbir zaman bir tebessüm olmazdı.

Bu okul bir hapisti benim için, Tenebris Harp Akademisi. Bu eğitim kurumu kendi ülkesine asker eğitir ve bazı bazı görevlere gönderirlerdi. Asker olmayanlar, kanatlarını,güçlerini kullanmayanlar kanatlarından olacaktı. Dünyamız buydu ve benim için bir hapisti.

Ben,ben deniz Keiko Boris. 23 yaşında bir kanatlıyım. Geri kalan bilgiler çok önemli değil zaten,değil mi?
Kanatlılar kim diye soracak olursanız..

Bizim dünyamızda insanların iskeletleri farklıdır. Tıpkı bir kartala benzeyen omurgalarımıza bağlı olan kanat kemikleri, kemiklerin üstünde olan kuvvetli kaslar ve üstünde bulunan deri yada tüyler.
Tıpkı ırklar gibi, bizimde türlerimiz vardı ve bunlar da tıpkı insanlar gibi kayırılıyordu kimi zaman, kimi zaman hor görülüyordu.

Sağlıkçılar,
Aramızda en zayıfları, kanatları diğer türlere göre hassas ve kırılgan. DNA'ları kalıtsal ve gen aktarımı daha kolaydır. Kanat boyları 1.20 cm'den 1.69 cm'e kadar çıkabilir.
Güçleri iyileştirme ile sınırlıdır. Ülkedeki doktorların %98'i Sağlıkçı türündendir ve oldukça zeki olmaları göz önündedir.

Kopyacılar,
Sağlıkçılardan sonra en güçlü kanatlılardır. Efsaneler hariç bütün kanatlı türlerinin güç ve dayanıklılıklarını geçici süreliğine taklit ederek savaşan bir kanatlı türüdür. Kanatlılarla karşılaşmama şansına karşın, ateşli ve yakın dövüş silahları kullanmayı öğretirler harp okullarında. Silahsız ya da silahlı güvenlik, askerlik vb. meslekleri fazlalıkla yapmaktadırlar.

SON EFSANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin