4- BEYAZ KADIN

27 4 1
                                    

Çok yorgun gözüküyordu. Günün 18 saati çalıştırılırıp, kullanılıp bırakılan kadınlar sokağı sardığında yoldan geçen erkeklerin onları bir et yığını gibi itip kaktığını gördüğünde kendi kuytusuna daha da çekildi, kuytu denemezdi, küçük bir kulubeydi. Tıpkı bir köpek yavrusuna ait gibi.

Patikadaydı, yoksul bir dünyada. Giydiği ince kıyafetler onu üşütmüştü,hasta etmişti. Göz yaşları kurumuş,yerine kırılmış kalpler kalmıştı. Üstü çamurluydu kadınların, yerde yatan bir topluluğun çoğunun kıyafeti bulunamazdı. Tecavüze uğramışlardı bile.

Doğan çocuklar her zaman gayrimeşru idi, kız doğarlarsa kölelik için yetiştirilirdi.
Erkek doğarlarsa el üstünde tutulup pohpohlanırdı.
Kızların küçük kanatları kesilirdi uyuşturulmadan.

Adı bilinmeyen bu kadın, bir köleydi. Masum bir köle.

Erkekler tarafından zorbalanan, taciz edilen, üstüne basılan, regl döngüleri için yeniden tecavüze uğrayan, zorla hamile bırakılan kadınlar, sessizdi. Bir köşede yaşam mücadelesi verirlerken sessizlerdi.

Erkek egemen dünyanın keyfini yaşayan ölümlüler, kadınları öyle bir yere sokmuşlardı ki, o kuytudan sağ çıkmak imkansızdı.

Zorla hamile kalan kadınların intihar girişimleri artmıştı, bunu başaramayanlar ise meydanda dövülüp -hamile olsalar bile- kimi zaman canlı yakılırdı.

Erkekler buna bakıp keyifle gülüp geçerlerdi, bilmezlerdi kadının değerini.

İsmi bilinmez kadın, kendi kendine yaşam mücadelesi veren biriydi. Yorgundu,tiksinmişti hayattan. Ticaret zengini bir erkek tarafından satın alınan bu kadın, 22 saat çalışıyordu.

Yemek hazırlamak,
Çamaşır yıkamak,
Onu satın alan erkeğin temizliği ve cinsel keyfi,
Bahçe işleri,
Ağaç ve bitki bakımları,
Erkeğinin isteğine göre her türlü istismar,
Ve cabası.

Hepsi bu kadının göreviydi ve karşılığında ise sadece günde bir öğün yemek yiyebilirdi.
Erkeğinin gözüne bakamazdı, onunla konuşamazdı, ona şikayette bulunamazdı. Eğer yaparsa, ölürdü. Hatta daha da kötüsü, meydanda tecavüze uğrar ordan da işkenceyle yakılırdı.

Kanatlı erkekler kadınların kanatlarını keserlerdi, onlara muhtaç kalsınlar diye. Hiçbir kadını göremezdiniz burada uçarken,mutlulukla.

Konuşmazdı,dilini keserlerdi kadınların,onlara muhtaç kalsınlar diye.

Bu kadın, orta boylarda,yeterince zayıf, göz altı torbaları belli olan biriydi. Tek tip kıyafet giyerdi, kıyafetlerini yıkadığı gün ise erkeğinin cinsel arzularına hizmet ederdi.

"Sakin olmalısın..."

Bu zararsız can, bir gün zorla hamile kalır,sözde erkeği tarafından.

Günden güne çöken kadın, karnındaki canı ister istemez korumak ister. Çocuğu düşürmemek için vermediği savaş kalmaz. Kanatları zorla kesilmiş olan bu köle(!), erkeğinin emirlerinden çıkamaz ancak bebeği düşürmeden doğum yapar.

Doğumu yaklaşık 9 saat süren bir erkek bebek dünyaya getirir. Onu satın alan(!) erkek ise erkek olduğu için mutludur.

Ancak,
Kadının doğum yaptığı bebeğin kanatlı yoktur.
Doğumdan yaklaşık iki saat sonra,yani şafak vaktinde, kadın çarmıha gerilir. Meydanda.

Bebek ise meydanda bir kumaş parçasının içinde ayaklarının dibinde ağlıyordur. Bütün meydan buraya toplanır.

Kadının feryatları duyulmaz, çünkü dili yoktur. Kaçamaz,çünkü kanatları var değildi artık. Çarmıha gerildiği meydanda çığlıklar bütün herkesi çeker.

SON EFSANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin