6- ZİNDAN

33 4 8
                                    

Selam girls and boys and other people, bu bölümü;
grandson- Blood//Water ile dinleyiniz. Daha güzel bir tecrübe için :)

Tabii bazı yerlerde absürt kaçabilir ama genel olarak bu şarkı bu bölümle uyumlu. Yani en azından gerilimli yerlerde açın dinleyin. Hehe.

☀️

Kalp atışlarım hızlanıyor.
Sağ gözümün üstündeki yara sızlıyor, görüşüm zorlaşıyor.
Burası benim cezam, bu enerji sütunları.
Üstüme geliyor, kanatlarım sıkıştı,çıkamıyorum.
Nefeslerim daraldı, kullanmak zorundayım.
Burası benim cezam, bu dengesiz sütunlar.
Sadece yirmi gün, sadece yirmi gün.

Bunu haketmedim,asla haketmedim.

Onlara yalvarmadım, asla yalvarmayacaktım. Onların merhametine ihtiyacım yoktu, alsa olmadı. Karanlık nemli odanın ortasında gözlerim kapıya kitlenmişti, hareketsizdim. Ruhsuz bakışlarım ondaydı,Ales Adamas. O sütünların dışında bir tebessümle beni süzüyordu. Kiyafetlerim üstümde değildi, siyah iç çamaşırım ve geniş yumuşak kanatlarımdı beni sadece saklayan.

Kullanmak zorundaydım, her iki tarafı, her iki dengeyi.

Nefeslerim daraldı, kullanmak zorundayım.

Çıplak vücuduma zehir gibi çarpan rutubetli beton hücre, nefes almayı işkenceye çeviriyordu. Duvarlar Ales Adamas'ın özel güçleri ile mühürlenmiş bir tür sütun tekniğiyle yapılmıştı, her türlü kanatlının güçlerini emen bir teknik. Zaafı olmayan.

Gözlerim kararıyor, bilinçli kalmak zorlaşıyor her dakika...

19 saat önce...

Keiko Boris

En sonunda Nullus şehrinin içinde bulunan Molibus Harp Akademisi'ne varmıştık. Otelde geçirdiğimiz her dakika gözüm Bora'nın üstündeydi, muhtemelen bir işler karıştırıyordu.

"Kahretsin."
Molibus H.A'nın bahçesine iniş yaptığımız sırada bir küfür savurdum. Sağ tarafımda yine ve yeniden Tierra,solda ise Bora vardı.

Saat 13.45

"Ah, en azından zamanında yetiştik." akşamdan kalma gibi gözükmeyen sarışın güzel, benden önce iniş yapıp Akademi bahçesinin görevlilerinin yanına yürüdü.

"Merhaba efendim. Ben Tenebris H.A'dan geliyorum. Arkadaşlarımla birlikte." gülümseyerek yaka amblemini ve bizi işaret etti.
Teşekkür edip içeri giriş yaptık.

Akademinin girişi Tenebris gibi bahçedendi. Elma ve kiraz ağaçları akademinin kapısına varan taş yolun kenarlarında bize gölge yapıyorlardı. Öğlen güneşi hafif bir ılık rüzgar estiriyordu.

"Bunu gerçekten istemiyorum." sözlerimden sonra yumruklarımı sıkıp Bora'ya baktım. Gözleri korkuyordu, suçlu gibiydi.

"Ancak artık buradayız. İste ya da isteme." sesi kibirli ama bir o kadar korku doluydu mavi kafanın. Peki neden?

Molibus H.A'nın ana kapısına doğru yürürken bizi karşılayan ağaçlarım hışırtısı hoştu, Tierra'ya Frida'dan gelen bilgiler üzerine müdürü tanıyordu.

Ana kapısına yaklaşırken, içeriden kısa kumral saçlı bir kadın ve ondan kısa kızıl saçlı bir adam çıktı.

"Efendim merhabalar, biz Tenebris H.A'dan geliyoruz. Ben Tierra Keithia." kibarca eğilip selam verdi. O sırada gözlerim o ikisinin üzerindeydi. Uzun boylu kadın, yapılıydı ve koyu yeşil deri kanatları vardı. Bir Savaşçıydı. Yanındaki kısa adam ise daha küçük kanatlara sahipti, muhtemelen bir rehber maestro ve bir Savunmacı.

SON EFSANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin