the evil, it spread like a fever ahead
it was night when you died, my firefly
⭐
Daha yeni işe alınmış genç psikiyatrist Han Jisung, ilk hastasının dosyasını almış, doktorların genel odasına doğru yürüyordu...
"Jisung!!"
Kafasını çevirdi; en yakın arkadaşı, göz doktoru Felix'in ona doğru ilerlediğini gördü Jisung.
"Ne yapıyorsun?" diye sordu. "Tanrım, beni bir gün de salsan rahatlayacağız Yongbok."
Felix son iki cümleyi duymazlıktan geldi. "Ben de odaya gidiyordum ya. O elindeki dosya ne?"
"İlk kez sadece kendim bakacağım bir hastam olacak. Çok mutluyum. Diğer psikologların psikiyatrilerin falan ayaküstü işlerini yapmaktan bıkmıştım."
"Siz hasta dosyası alıyorsunuz, değil mi? En azından hastanızı tanıyorsunuz, ya. Biz gelene bakıyoruz. Bugün dört tane yaşlı geldi. Hepsi de katarakt. Yeter artık. Baktın mı peki dosyana? Rahatsızlığı neymiş?"
"Orada bakacaktım."
"Ama çok merak ettiiiiimmmm yaa!"
"Şu sabırsızlığın var ya, beni bitiriyor Lix."
"Ama oooof."
⭐
Odaya vardıklarında, Felix sabırsızlıktan kıvranıyordu.
"Aç hadi, aç, aç, açç."
Jisung dosyanın kapağını kaldırdı yavaşça.
Lee Minho
25 Ekim 1998
Dissosyatif Kişilik BozukluğuBuradan sonrasını okuyamadı. Elleri titriyordu, dudakları; bacakları vücudunun ağırlığını taşımayı bırakmıştı sanki.
"Hastalığı neymiş?"
Jisung cevap veremedi. O Minho muydu? 25 Ekim... Evet, 25 Ekim onun doğum günüydü, hatırlıyordu. Hala titreyen ellerle dosyayı Felix'e uzattı, kenardaki sandalyeye çöküverdi.
"Ya Jisung bu ne? Dis- dis ne?"
"Di- di- dissosyatif- ki- kişilik- bozukluğu."
"Çok mu kötü bir hastalık? Neden sana vermişler, daha tecrübeli ve yaşlı birine değil? Jisung, cevap ver. ALOO. DÜNYADAN HAN JISUNG'A!!"
Jisung kısa bir geri dönüş yaşamıştı geçmişe, konuşamıyordu. Arkadaşını hatırladı. Akşama kadar gelmezlerdi eve, oyundan oyuna atlarlardı; robot savaşı oyunu Minho'nun en sevdiğiydi, doktorculuk da Jisung'un.
Minho on dört, Jisung on üç yaşındayken -yani Jisung'un ailesi yüzünden zorunda kalıp taşınmasından ve ayrılmak zorunda kalmalarından altı ay kadar önce- Minho ona bir mühendis olmak istediğine karar verdiğini söylemişti. Makine mühendisi.
Jisung mesleği o zaman çok havalı bulmuştu. O da havalı bir meslek istiyordu, doktorluk çok kuru gelmişti o an ona, ama Minho reddetmişti.
"Doktor olmak istiyorsan doktor olacaksın." demişti.
Jisung o akşam ansiklopedilerini didik didik edip hayalindeki mesleği bulmuştu: psikiyatristlik.
Psikologluk da çok güzel duruyordu ama psikiyatristlik daha havalıydı.
İkisi o gün birbirlerine bir söz vermişlerdi.
Jisung bir psikiyatrist olacaktı, Minho da bir makine mühendisi.
Söz vermişlerdi.
Papatyalar üzerine.
Jisung, "Eğer sözümüzü tutmazsak, söz vermediğimiz meslekleri yaparsak, mesleğe başladığımızdan emekli olduğumuz güne kadar geçen her günde bir papatya kuruyacak. İkimiz için de geçerli." demişti.
Minho eklemişti. "Sözümüzü tutunca da her gün birer papatya açacak. Mesleğe başladığımız günden emekli olduğumuz güne kadar. Hayır- öldüğümüz güne kadar."
Söz vermeyi başarmışlardı ikisi de.
Jisung bazen çok merak ederdi, Minho'nun sözünü tutup tutmadığını.
Papatyaları ikisi de çok severdi.
Tutmuş muydu sözünü?
"Jisung, iyi olduğuna emin misi-"
Jisung ayağa fırladı, elini attı, dosyayı kaptı Felix'in elinden; tek bir kelime etmedi, arkadaşını endişede bıraktı, içinden okumaya başladı.
Lee Minho
25 Ekim 1998
Dissosyatif Kişilik Bozukluğu
...
Meslek(atılmış, ayrılınmış veya ara verilmiş): Makine mühendisliğiSözünü tutmuştu demek.
Tutmuştu.
İkisi de papatyaları korumuştu. Papatyalar korunmuştu, ama Minho değil.
"Çoklu kişilik." dedi Jisung, uyanmış gibi.
"Neden daldın?"
"Boş ver. Önemli değil."
"Şimdi, bu adamın içinde iki ruh mu var?"
"Ruh değil, kişilik. Farklı şeyler. Ruh hali sürekli değişiyor. Bir ana kişilik var, gerçek Lee Minho, bir de öteki. Genellikle kendilerine farklı isim veriyorlar."
"Garipmiş ya. İyileşir umarım."
"Umarım."
Jisung dalmıştı. Hastaya bakacaktı. Jisung onun bir umutsuz vaka olduğunu bildirirse akıl hastanesine gönderirlerdi, hapis gibi, Jisung gıcık alırdı bundan, diğer türlü iyileşene kadar buradaydı.
O gün içinden bir söz verdi Jisung.
"Lee Minho. Papatyalar üstüne söz veriyorum. Eğer seni iyileştiremezsem, o tımarhaneye girdiğin andan öldüğün ana kadar her gün yüz papatya kuruyacak. İyileştirebilirsem, buradan çıktığın andan öldüğün ana kadar her gün yüz papatya açacak."
⭐
🐿
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fourth of july
Fanfictionçocukken en yakın arkadaş olan iki kişi, on yıl sonra biri psikiyatrist birisi hasta olan iki kişi olarak bir hastanenin akıl bölümünde tekrar karşılaşırlar... |angst, minsung