leylak

33 5 48
                                    

well, you do enough talk, my little hawk
why do you cry?

Her gün beş saatini orada geçiriyordu Jisung. 

Üç ay geçti böyle.

Psikoterapi alıyordu Minho, onun dışında da Jisung hep yanındaydı.

Arkadaşlarıyla eskiden çok sık buluşurdu Jisung, üç aydır ise sadece hastanede olanlarla hastanede görüşüyordu. Akşam eve gittiğinde interneti, psikoloji kitaplarını, ansiklopedileri didik didik ediyor, arkadaşını iyileştirmeye çalışıyordu.

Başka bir gün, Chan onu odasına çağırdığında telaşlanmıştı. Minho'yu alıp götürecekler sanmıştı.

Minho'nun alteri* birkaç haftadır Jisung'a aşırı saldırgan davranıyordu zaten, başladığından beri diken üstündeydi, çünkü arada bir başka psikiyatristler geliyordu kontrole. Ne yapıyor, iyi gidiyor mu diye. Jisung çok üzülüyordu.

Odaya gittiğinde elleri ayakları titriyordu.

"Hayır Jisung, atak gelmiyor." derin nefes aldı.

İçeri girdiğinde başhekim içeride oturuyordu. Kenarda bir kadın vardı. Düz giyinmişti. Kazak ve pantolon. Tanıdık gözüküyordu, ama Jisung çıkaramadı.

"Merhaba. Ne için çağırmıştın?"

"Hastanın bir ziyaretçisi varmış. Lee Minho'dan bahsediyorum."

"Ziyaretçi mi?"

"Aynen."

Jisung, Chan'a inanmaz gözlerle baktı. Minho hiç arkadaşı olmadığını söylemişti daha önce, var mıydı yoksa..? Hayır, anne babası falan olmalıydı, değil mi? Bu kadın mıydı? Gerçekten gözü ısırıyordu onu...

"Jisung?"

Chan gözlerini kıstı. Jisung fark etti. Bir dakikadır kim olduğunu hatırlayacağım diye kadını süzüyordu.

"Ay, özür dilerim."

"Tamam. Şimdi sen Bayan Kim'i hastanın yanına götür. Hastan da deli gömleğini çıkarmasın, mümkünse."

Kim... 

Chan'ın gözlerini kısmış bir şekilde iğneleyici nazarlar fırlattığını fark etti Jisung.

Anlamıştı Chan. Akıl bölümündeki hastalar gömleklerini çıkaramazdı. Jisung bir yasağı çiğnemişti.

"Peki."

"Hadi bakalım."

Dışarı çıktıklarında kadın gülümsedi Jisung'a.

"Çıkarabildin mi? Hayır. Ama ben seni çok iyi hatırlıyorum, Han Jisung."

"Sen..."

"Lösemiden kurtuldum. Evet. Orası hep öldüm zannediyordu. Bir tek Minho biliyordu."

"Ne..?"

Jisung'un aklında bir bölüm aydınlanmıştı. Kanserli kız... Minho'nun kendisinden önceki tek arkadaşı.

"Yani..."

"Minjeong."

"Evet, hatırlıyorum."

"Beni yalnız bırakmamıştın. Teşekkür ederim."

"Önemli değil..."

"Vefa borcum var Minho'ya. Ben yedi yaşındayken nasıl beni ölümden kurtardıysa, bana umut verip yalnız bırakmadıysa... Şu an da onun yardıma ihtiyacı var."

fourth of julyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin