Kuşlar kulağıma oy vermeyip yorum yazmadığını fısıldadı.
Çok ayıp etmişsin.-
Minho yarım saattir odanın içinde volta atıyordu. Tam otuz iki dakika kırk altı saniye önce gelicem diyen Chan 'ın hala gelmemesi hem onu sinirlendirmiş hem de meraklandırmıştı.
Yatağına sırt üstü uzanıp boş boş tavanı izlemeye başladı. Ardından yüz üstü dönerek biraz da yastık kılıfının desenini inceledi.
Az sonra iki defa camı tıklatıldığında heyecanla yerinden sıçrayıp cama koştu.
Kulbu aşağı indirip karşılaşmayı beklediği yüzü görünce genişçe gülümsedi." biran hiç gelmeyeceğini sandım!" Diyerek kenara çekildi. Chan anlamaz ifadeyle Minho ya baktığında Minho göz devirdi.
" içeri gel diyorum Channiecik."
" iyi de bu sorun yaratmaz mı??" Diye sordu. Minho ikinci defa göz devirip dışarı elini uzattı ve Chan ın bileğini tuttu.
" hiçbir sorun yaratmaz." Dedi ve fısıldamak için biraz eğildi.
" üst kattaki odalardan kimi zaman canlı kadın inleme sesleri geliyor" dediğinde Chan domates gibi kızarıp bileğini geri çekti.
" yuh!" Dedi ve ellerini camın pervazına koyup kendini iki saniyede odanın içine attı.Elindeki poşeti Minho ya uzattı. Minho heyecanla poşeti alırken içinde gördüğü soju şişesiyle ağzı açık şekilde Chan a baktı.
" bunlar ne?" Diye sordu.
" Soju?"
" onu bende biliyorum ahmak! Ben reşit miyim?!" Diye azarladığında Chan alayla gülümsedi ve çenesiyle arkada, içinde iki adet içki şişesi bulunan çöp kutusunu işaret etti.
" arkadaki şişerler pekte öyle demiyor ama Linocuk?" Dedi alayla. Minho ne diyeceğini şaşırıp garip el hareketleri sergilemeye başladı.
Reşit değildi, ama zamanında babası yüzünden istemeden birkaç kez alkol tüketmişti ve bu yaşanırken sadece 15 yaşındaydı.
Ve 16 yaşındaki haliyle 17 yaşındaki Hyunjin le beraber az çok alkol tüketiyordu. Bunun yasal olmadığının farkındaydı ama o da istemden alkol bağımlılarına benzemişti. Ve bu bağımlılık peşini bırakmamıştı.
Geleceğini kendi elleri ile mahvediyordu ama elinde değildi. Bu yüzden fena suçluluk duyuyordu.Ve Chan 'ın onun bir reşit olmayan alkol bağımlısı olduğunu öğrenmesi istemeden utandırmıştı.
" onlar..."
" daha çok küçük değil misin Minho?"
Pes edercesine başını eğdi.
" evet öyleyim.. özür dilerim.."" benden niye özür diliyorsun?"
" bilmem." Gerçekten bilmiyordu.
Chan onun elindeki poşeti alıp yere oturdu ve iki soju şişesi ile iki bardak çıkardı. Elini yere vurup Minho ya işaret verdi. Minho utana sıkıla yavaşça onun önüne oturup bardaklara alkolû katışını izledi.
Bardaklar dolduğunda hiç beklemeden birini alıp fondipledi.
Chan onun bu hâline gülmek yerine hüzünle izledi. Minho nun perde arkasında sakladığı çok fazla şey vardı ve bunun farkındaydı.
Kim reşit olmadan Ankara kekosu değilse alkol tüketmeye başlardı ki?
Amacı ise perdenin arkasında her ne varsa biraz da olsa bir şeyler öğrenip ona yardımcı olabilmekti.
Işte o kadar seviyordu Minho yu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Panic I'm Gay / Minchan / Banginho / texting
ComédieMinho: kız arkadaşın benimle flört etmeye çalıştığını öğrense seni mahveder. Chan: Kız arkadaş mı? Sakin ol ben gay'im. Yoğunluk Texting ve Düz Yazı