S2.B8

138 9 0
                                    

Helloooo nabersiniz? Evet ben GHBG özleminden komaya girmek üzereyim. Yazdıkça yazasım geliyor. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Seviliyorsunuz. Eğer hala ahşaptaysanız iyi okumalar...

*** 

1 Hafta Sonra

SadGül ve YavMel balayından dönmüştü. Sadi ve Songül bugün oda takımı bakmaya gideceklerdi. Evden çıktılar ve bir mobilya mağazsına gittiler. Songül iki model arasında kalmıştı ve birini seçmesini gerekiyordu.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Songül; Off Sadi ben bilemedim hangisi olsa acaba?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Songül; Off Sadi ben bilemedim hangisi olsa acaba?

Sadi; Bilmem ki karıcığım.

Songül; İyi tamam 1.si olsun daha güzel geldi şu an gözüme.

Sadi; Sen nasıl istersen karıcığım?

Sadi ve Songül odanın siparişi verirler ve mağazadan çıkarlar.

Sadi; Songül, benim içimde bir his var. Kesin bir şey olacak bugün.

Songül; Ağzından yel alsın ya. Ne oldu ki?

Sadi; Kalbim sıkışmaya başladı.

Songül; Hastaneye gidelim mi?

Sadi; Yok gerek yok geçer birazdan. İnşallah bir şey olmaz. Bugüne kadar ne zaman kalbim sıkışsa hep kötü şeyler oldu.

Songül; Hiç bir şey olmayacak merak etme.

***
İnci evine gittiğinde kendini hemen koltuğa bıraktı. Hem Servet, hem Gelincikler derken iyice yorulmuştu. Saatlerdir ayağında olan topuklulardan kurtuldu, ayakları ise ayakkabı vurduğu için su toplamıştı.

İnci; Off hay ben bu topuklu ayakkabıyı icat edenin yedi sülalesini topukluyla gezdireyim ya. Ayağım da hep su toplamış biraz uzanayım en iyisi.

İnci tam ayaklarını koltuğa uzatacakken telefonu çalar.

İnci; Efendim abicim.

Sadi; İyi misin?

İnci; Ayağımda topuklu ayakkabıdan olan yaraları saymazsak evet iyiyim sen?

Sadi; İyiyim. Öyle merak ettim seni o yüzden seni.

İnci; Hayret sen beni merak eder miydin ya?

Sadi; İnci saçmalama ben seni sürekli merak ediyorum.

İnci; İyi madem. Eğer diyeceğin başka bir şey yoksa ben biraz uzanacağım iyi günler.

Sadi; İyi günler.

İnci telefonu kapatıp koltuğa uzanır aradan iki dakika geçmeden kapı çalar. Hayıflanarak ayağına tekrar topukluları geçirir ve kapıyı açar.

İnci; Taylan.

Taylan; İnci, müsait misin?

İnci; Müsaitim. Geç içeri.

Taylan içeri geçer. İnci ise topuklularla sendeleyerek yürümeye çalışır.

İnci; Ya Taylan ben ayağıma terlik giysem ayıp olur mu sana ayaklarım hep su toplamış topukludan.

Taylan; Yok canım ne ayıbı.

İnci; Çok sağol.

İnci ayaklarına mor pofuduk terliklerini giyer. Simsiyah takım altında mor pofuduk terlikler haliyle komik bir görüntü oluşturuyordu.

İnci; Ee bir şey bulabildin mi Servet ile ilgili?

Taylan; Aslında evet. Servet'in adamlarından birini yakaladık tam ötmedi tabi ki ama bir şey öğrendik, Servet dağlık bir yerde kalıyormuş. Bir de Korkut adında kardeşi Nejat'ın torunu varmış. Bu çocukta daha önce hapishaneye girmiş hatta senin yeğenin var ya Mert, onu koğuş tuvaletinde şişlemeye kalkmış.

İnci; Oha.

Taylan; Cidden oha. Ne düşünüyorsunuz bu konuda sayın savcım.

İnci; Ben bir el atayım şu işe...

***
Songül bugün Melike'yle buluşmak için dışarıya çıktı. Melike ve Bahri balayından sonra Antalya'ya Melike'nin ailesinin yanına gitmişlerdi bu yüzden uzun zamandır görüşememişlerdi.

Melike; Ayy abla çok özledim seni.

Songül; Ben seni çok özledim canım Melike'm

Melike; Ee abla anlat bakalım nasıl gelişmeler var seçtiniz mi bebişin odasını.

Songül; Evet sipariş verdik ama sana çok büyük bir bombam var.

Melike; Patlat be abla.

Songül; Meğer benim bir görümcem varmış biliyor musun?

Melike; Nasıl, Sadi eniştemin kız kardeşi mi varmış?

Songül; Evet. Ama kızı bir görsen çok güzel kız Taylan abi ile olabilirler bence adam müzbin bekar İnci de öyle gayet bulurlar bence birbirleri.

Melike; Huysuz şirin iki günde söndürür kızın hayat enerjisini.

Songül; Valla ben değiştiğine inanıyorum eski huysuzluğu yok bence...

***
İnci Gelinciklerin hepsini toplu bir şekilde takip edemeyeceğini anlayınca teker teker takip etmeye karar verdi. İlk kurbanı yeğeni Mert'ti. Mert ve Gizem dışarı çıktıklarında onları takip etmeye başladı. Mert ve Gizem bir kafeye oturunca hemen iki arka masalarına oturur. Aradan bir kaç dakika geçtikten sonra mekana elinde bıçak ve silah olan bir kişi girer.

Korkut; Lan Mert bebesi !

Mert kafasını sesin geldiği yere çevirdiğinde hemen ayağa kalkar.

Mert; Lan Korkut sen manyak mısın ne garezin var bana?

Gizem; Mert kim bu ?

Mert; Önemli biri değil güzelim boş ver.

Korkut; Ben kendimi tanıtayım. Ben Korkut, senin manitanla aynı koğuşta kaldık.

Mert; Beni şişlemeye çalıştın.

Korkut; Başladığım işi bitireceğim işte. Bak sana iki öneriyle geldim. Silahla mı ölmek istersin, bıçak mı? Bak insaflıyım seçimi sana bıraktım.

Mert; Bak Korkut, gel bir otur bir konuşalım Allah için ya.

Korkut; Yok, biz o faslı seninle koğuş tuvaletinde hallettik. Ben sonuç odaklıyım.

Korkut Mert'in üstüne yürümeye başlayınca İnci yerinden kalkıp araya girer.

İnci; Yavaş gel delikanlı.

Korkut; Sen karışma hanım abla.

Korkut Mert'i yaralamaya çalıştıkça İnci engel olur. En sonunda mekanda bir silah sesi duyulur...

BÖLÜM SONU

Sizce kim vuruldu ya da biri vuruldu mu?

Yorumlarınızı bekliyorum...

GHBG | 2.SEZONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin