GHBG | 2.SEZON

S2.B9

Eveeet biraz duygusal bir bölümle geldim. İyi okumalar, yorumlarınızı bekliyorum...

***

Mekandakiler silah sesine odaklanmışken herkes kurşunun nereye isabet ettiğini bulmaya çalışıyordu. Ta ki Gizem'in gözleri İnci'nin kırmızıya boyanan ve kesilen beyaz tişörtüne takılana kadar.

Gizem; İnci abla, İnci abla aç gözlerini Mert ambulansı ara. 

Mert; Ulan Korkut ben sana yapacağımı biliyorum. ( İnci'ye döner) Dayan halacım, dayan. 

Mert ambulansı arar, bu sırada Gizem İnci'nin bıçak yarasına tampon yapmaya başlar. Ambulans geldikten sonra Mert ve Gizem de ambulansa biner.

İnci; M-Mert.

Mert; Söyle halacım.

İnci; B-Babana h-haber v-verdin mi?

Mert; Hayır arayacağım şimdi.

İnci; S-Söyle ona p-panik yapmasın.

Mert; Tamam, söyleyeceğim sen yorma kendini. 

Mert telefondan Sadi'yi arar.

Sadi; Efendim oğlum.

Mert; Baba, sana şimdi bir şey söyleyeceğim ama sakın panik yapma tamam mı.

Sadi; Mert korkutma beni.

Mert; Baba, halam vuruldu.

Sadi; NE! 

Mert; Hastaneye gidiyoruz kurşun kalbine çok yakın bir yere gelmiş ama panik yapma. 

Sadi; Hangi hastane?

Mert; Karabayır Hastanesi.

Sadi; Tamam geliyorum ben.

***

Songül Melike'yle otururken Sadi arar.

Songül; Efendim kocacığım.

Sadi; Songül, İnci'yi vurmuşlar hastaneye gidiyoruz biz şimdi.

Songül; Tamam dur bizde geliyoruz.

Sadi; Songül eve git.

Songül; Sadi hayır, hangi hastane?

Sadi; Karabayır Hastanesi.

Songül; Tamam geliyoruz biz Melike ile.

-Karabayır Hastanesi-

Ambulans hastaneye varınca İnci'yi hemen ameliyata alırlar. Mert ve Gizem ameliyathane kapısının önünde diğerleri gelene kadar beklemeye başlarlar. 

Gizem; İyi misin?

Mert; Benim yüzümden oldu. Beni korumaya çalışırken oldu. Şu an onun yerinde ben olmalıydım.

Gizem; Öyle düşünme, senin yüzünden olmadı. 

Mert; Keşke o tuvalette şişlenseydim de bunlar olmasaydı. 

Gizem; Olanı değiştiremezsin Mert. Şu an yapman gereken tek şey halan için dua etmek.

Aradan 30 dakika geçtikten sonra Sadi, Songül, Yaver, Melike, Bahri ve Taylan hastaneye varırlar ve ameliyathanenin önüne gelirler. Mert Sadi'yi görünce hemen ayağa kalkar ve sarılır.

Sadi; Oğlum, nasıl oldu olay?

Mert; Ben ikinci kez hapse girdiğimde koğuşta Korkut diye bir lavuk vardı, beni koğuş tuvaletinde şişlemeye kalkmıştı. İzimi bulmuş nereden bulduysa hem bıçaklamaya hem vurmaya kalktı. ( Ağlamaya başlar) Halam da tesadüfen oradaymış beni korumaya çalışırken Korkut vurdu onu. 

Sadi; Tamam sakin ol. 

Aradan 1.5 saat geçer. Doktorlar ameliyathaneye girip çıktıkça Sadi iyice stres yapmaya başlamıştır. Songül durumu fark edince Sadi'nin yanına oturur. 

Songül; Kalbin doğruyu söylemiş.

Sadi; Demiştim sana kesin bir şey olacak diye.

Songül; Sen bu kalp sıkışmasının kötü bir şeyin habercisi olacağını ne zaman anladın? 

Sadi; 2000'lerin başında, bu pis işlere bulaştığımda işte İnci hukuk okuyordu İzmir'de. Ankara'da yine bu arabuluculuk işinde kalbim sıkışmaya başladı, kalp krizi geçiriyorum sandım. Sonra geçti bir süre sonra bir telefon geldi. İnci'yi bıçaklamışlar 4 yerinden. Buna benzer şeyler oldu hep. Ya benim başıma geldi ya İnci'nin.

Songül; Merak etme İnci'ye hiç bir şey olmayacak.  

Bir süre sonra Kıvanç ameliyathaneden üzgün bir şekilde çıkar. Sadi bir şey olduğunu anlar. Herkes merakla Kıvanç'ın ne söyleyeceğini bekliyordur.

Sadi: Doktor... Tek seferde söyle acısı hafiflesin.

Kıvanç: Peki. Bıçak yarası o kadar derin değilmiş o yüzden rahatça müdahale edebildik ( nefes verir) Ama kurşun kalbe çok yakın bir yere isabet etmiş yani eğer bir santim daha sola gelseymiş kalbi parçalarmış. Bir de hastalığı işimizi iyice zorlaştırıyor.

Sadi: İnci hastalığını yıllar önce atlattı. Şu an hasta değil benim kardeşim.

Kıvanç: Haberiniz yok mu?

Yaver: Neyden haberimiz yok mu doktor !

Kıvanç: İnci hanımın hastalığı nüksetmiş. Yaklaşık 2 aydır ilaçlarını da almamış ve şu an hastalığı 3. evrede, eğer 48 saat içinde nakil yapmazsak, İnci hanımı kaybedebiliriz.

Herkes ameliyathanenin önünde sıkıntıdan volta atarken Sadi gördüğüne hiçte memnun olmayacağı kişiyi görür...

BÖLÜM SONU