Birleşme partisinde Berna'nın Nefise'yi dansa kaldırmasında koptumm
O momentler artık bir ay yeter udjıskl
O değil de Berna potadan çıkar umarım korkuyom
Bench'in arkasındaki kumun üzerine çöküp sırtımı yasladım. Güneş tam tepemde ve artık tek istediğim o kupaya tekrardan sahip olmak. Geçen sene pek izlenmediği için kimileri kupayı hak etmediğimi söylemişti, bu sene kendimi tekrardan kanıtladım. Şimdi haftaya kadınlar potası var ve Berna ya da Aleyna ikilisinden birisi gidecek. Bundan eminim çünkü performansları nerdeyse aynı. Bugün ki oyun düello olduğundan dolayı 8 de bitecekmiş. Artık kim kimle eşleşmeye çıkıp yarışıyor hiç odaklanmadım. Skor 5-6 gerideyiz ve iki sayısını ben almıştım takımın. Her hafta birisi elendiğinde ölmediğini biliyoruz ama yine de aşırı yalnızlık çekiyoruz. Şimdi Berna'nın elenme riski var ve ne yapacağımı bilmiyorum. Elenmesini asla istemiyorum ama yardım da edemem. Of keşke şu kadının performansı biraz yüksek olsaydı da beni bu dertlere sokmasaydı.
Dizlerimi ellerimle tuttum ve başımı dizlerimin üzerine koydum. Tüm gürültüyü bastırmasa da dinlenmeye çalıştım, Berna'nın sesini duyana kadar "Yoruldun mu?"
Başımı kaldırdım ve baştan aşağı gözümü gezdirdim vücudunda. Adada olmamıza rağmen çok çekici görünüyordu. "Yoruldum tabi ki." Dedikten sonra ayağa kalktım ve başımı eğerek üzerimdeki kumu hafiften elimle serpecekken o da eliyle yardım etti. Başımı kaldırdığımda burnumun dibindeydi, iyice yakınıma gelmişti. Gözlerim kocaman açıldı panikle kendimi geriye çekip bir şeyler uydurdum. "Aslın da bakarsan çıkmamız gereken birkaç tane daha oyun var değil mi?" Rezil oldum gibi hissettim. Sakinliğini ve sessizliğini korudu.
"Aslın da bakarsan çıkmamız gereken birkaç tane oyun yok. Skor 6-7 ve biz yeterince oyuna çıktık. Bu kadar bağırmana gerek yoktu korkuttun beni."
Bağırarak söylemedim ki. Asıl korkan benim dibime girmişsin. "Bağırmadım." Dedim alçak sesle.
"Bağırdın" diyerek karşılık verdi. "Pardon" dedim dayanamayıp. Normalde asla kabullenmem çirkeflik yaparım. "Şaka yapıyorum hayatım" dediğinde güldü ve içime bir rahatlama geldi. Belki de elenmeden önceki son esprisiydi. Komikte değildi ama neyse. Aleyna konusunu açmak istemiyorum ama açacağım. İlk haftalarda zaten atışmıştık biraz bu konu yüzünden.
Ciddi şekilde "Bana neden yalan söyledin? Hani Aleyna'yla tanışmıyordunuz bile. Görüyorum ettiğiniz sohbetleri, duymuyorum diye görmüyorum zannetme." Dediğimde kolundan tutup bıraktım. Saçı açıktı ve saçını arkaya atmıştı. Sakin görünüyordu ama hiçbir söylediğine ikna olmak istemedim. "Hayatım sakin ol bir saniye." "Sakinim hayatım anlat hadi." Kavga ederken bile hayatım dedirtmeyi başarıyordu.
"Samimiydik sadece, arkadaş değiliz sadece konuşuyoruz." Derken lafını kestim "Ha bide arkadaş değilsiniz. Hayatım ben aranızdan çekiliyim isterseniz."
"Lafımı böyle bir saniye anlatacağım." Karşı gelmek için dinlemeye başladım.
"Sadece destek amaçlı. Başka bir ilişkimiz yok gerçekten tanışmıyoruz bile."
"Aleyna'nın takıma desteği olmamış sana nasıl desteği olacak Berna?" İkna edemiyordu bir türlü.
"Yemin ederim sadece bu. Arkadaş gibi destek olmak için ama arkadaş değiliz." Diye savunuyordu kendisini.
"Of tamam Berna daha fazla konuşmayacağım ben gidiyorum." Tabi ki Berna'nın masum olduğunu anladım ama ona ders olsun diye süründürmek istedim. Aleyna'yla konuşmasaymış o da bana ne. Berna'yı arkamda bırakıp kendi bench'ime oturdum. Yunus, Atakan, Merve de oturuyordu. "Kaç oldu skor?" diye Yunus Emre'ye sordum. "6-7 öndeler. Aleyna Damlaya kaybederse yandık" Kafamı salladım ve Aleyna'nın Damlaya kaybedişini seyrettik. Bugün de aç kaldık.
Düelloya geldiğimizde potadaki isimler Özgür, Yunus, Yaman, Batuhan'dı. Önce meşaleleri alıp arkadan ortama havalı giriş yaptılar. Bu sahne TV de göründüğü gibi değil, gerçekten komik geliyor bana. Biz takımla bench de oturuyorduk. Neyse ardından hepsi atışlarını falan seçti. Batuhan'ı kalp den destekliyordum ondan sonra da Özgürü.
Düello tam gaz devam ederken sıkıntıdan tırnaklarımı yiyordum. Tüm dikkatim düellodaymış gibi gözüküyordu ekranda ama aslında bana doğru gelen Berna'yı hissediyordum. "Nefise gelsene iki dakika konuşalım." Berna'ya baktım ve yanımdaki Nagihan ablaya "Gelirim birazdan" diyerek haber verdim.
Ayağa kalktım ve Berna'nın bana uzattığı eli tereddüt etmeden tuttum. Kolundaki dövme dikkatimi çekmişti. Beni kameraların gözükmediği bir yere götürdü. "Burada kamera yok rahatça konuşabiliriz, bak hayatım benim gerçekten kötü bir amacım yok beni yanlış anlıyorsun. Yemin ederim bu konu hakkında daha çok tartışmak istemiyorum."
Benimle bu kadar çok arkadaş olmak istediğini bilmiyordum, şaşırmıştım. "Ne istiyorsun o zaman?"
"Hiçbir şey, sen bir şey istiyor musun?"
Ben istiyordum tabi ki. Seninle olmak istiyordum. Sabah uyandığında ilk ne düşündüğünü bilmek, senden bahsedebilmek, adının yanında seni sevdiğimi söyleyebilmek, sen konuşurken cümlelerini kelimesi kelimesine ezberleyebilmek, en sevdiğin rengi, filmi, yiyeceği, ülkeyi ve seni sen yapan her şeyi bir ergen gibi bilmek isterdim.
"Benim istemek istediğim sendin demiş Özdemir Asaf." Ne düşünürse düşünsün artık. Saklamaya çalışmak acı veriyordu. Önce şaşırdı, böyle bir cevap beklemediği kesindi.
"Olmayacak dediğin oluyor da demiş." Bu söylemi de beni şaşırttı. Kalbimin ritmi bir saniye bile değişse de ben o değişime ömür boyu muhtaç olacağım gibi hissettirdi. Bir adım öne adım atarak ona daha da yakınlaştım. Vücudumu ona doğru itiyordum sanki.
"Dediğim gibi burada kamera yok." Dedi fısıldayarak. Ellerini belime koydu ve elinin soğukluğu tenimi ürpertti. Artık nefes alışverişimizi hissedebiliyorduk. Elimle önüne gelen saçını kulağının arkasına aldım. Önce dudağımın kenarlarına yavaşça buse kondurmaya başladı. Öylece öpmeye devam etmesini bekliyordum. Dudaklarını dudaklarıma bastırdığında kopmak üzere olan kalbimi nasıl bastıracağımı şaşırdım. Daha önce hiçbir kadını öpmemiştim ve o çok usta davranıyordu. Korkmuştum. Karşılık verdiğimde dudakları daha da sertleşiyordu, nefes almak için bir saniyeliğine ayrılıp tekrar yapıştı dudaklarıma. Yavaş ve sertti saniyeler boyunca öptü ve sonunda ayrıldık. Bembeyaz tenim kıpkırmızı kesilmişti. Birisinin bizi görme ihtimalinden korkuyordum ama ormanda sayılırdık. Belki de karşılık vermemeliydim. Benim yüzümdendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ahenk | NefBer
RomanceFarklı takımlarda olmalarına rağmen birbirlerine karşı koyamayan Berna ve Nefise (hayran kurgu)