Yatakta yatıyordum. Vance ortalıkta yoktu, korkmaya başlamıştım ama onu düşünmemeye çalışıyordum, mutfaktan sesler geliyordu, fısıltı sesleri. Artık şizofren olduğumu düşünmeye başlamıştım. Fısıltı sesleri git gide yaklaşıyordu. Gözlerimi kapatıp başka şeyler düşünmeye çalıştım, kapımın açılmasıyla çığlık atarak yatağın öbür ucuna yuvarlandım kapıya baktığımda simsiyah bir gölge vardı, etraf karanlıktı o yüzden kim olduğunu bilmiyordum. "Kimsin sen!" Diye bağırdım ona doğru, cevap vermedi, sadece yatağa yaklaştı. "Yaklaşma!" Dinlemiyordu. "Yaklaşma dedim sana!"
Yanıma geldiğinde farkında olmadan ağzımdan bir küfür çıktı. "Siktir git başımdan!" Durdu. Ona bakmıyordum kafam ellerimin arasındaydı, Birden saçımın çekilmesiyle çığlık attım. Bildiğiniz beni saçımı çekerek sürüklüyordu beni zorla ayağa kaldırdı, bacaklarim titriyordu "Defol git evimden!" Bağırıyordum ama sanki duvara bağırıyor muşum gibi boşa bağırıyordum. Saçıma asılıp sertçe yere attığında başımda çok büyük bir acı hissettim, sonrası ise karanlık.Gözlerimi açtığımda koltuktaydım başımın ağrısıyla yüzümü buruşturup elimi kafama götürdüm, elime gelen bez parçasıyla kafamın sarıldığını anlamıştım, ama evde kimse yoktu, kafamı kimin sardığını merak etmiştim. Bayilmadan önce yaşadıklarımı hatırlayınca gözlerim büyüdü ve koltukta otururken pozisyona geldim. Gözlerim Vance'yi aradı, masanın üzerinde duruyordu. Onu düşünmemeye çalışarak mutfağa yöneldim, kahvaltı yapmalıydım.
Kendime güzel bir kahvaltı hazırlamıştım, tam yiyeceğim sırada odamdan sesler gelmeye başladı. Ağzına sıçtım şimdi yüksek sesle dua okumaya başladım, hayır dua bilmiyorum googleden bulduğum surelerden birini okuyordum. Sesler kesilmişti. Yemeğimi bitirip üstümü değiştirdim ve dışarı çıktım. O paranormal evde duracağına dışarıda takılırdım. Evimin yakınında bir pazar açılmıştı oraya yürümeye başladım.Pazara geldiğimde ilk teknoloji reyonuna gittim burası karışık pazardı o yüzden her reyon vardı ve eşyalar daha ucuza satılıyordu. işim hep bilgisayarla olduğu için ve serbest çalıştığım için bilgisayarım çabuk bozuluyordu, oradaki teyzeye gözüme kestirdiğim bilgisayarın ne kadar oldugumu sordum 2500TL demişti, Teyzeyi biraz pazarlamaya zorlayıp bilgisayarı 2000TLye almıştım. Pazarı biraz daha gezip kahve içmeye gittim.
Saat 23.57 idi. Çok uykum gelmişti o yüzden evin yolunu tutmuştum, evde vakit gecirmeyecegim için o kadar korkmuyordum.
Evin önüne gelmiştim. Eve girip kapıyı kapattım kilitlemedim, hemen üstümü değiştirip yatağa girdim. Vance'nin nerede olduğuna bile bakmamıştım, umurumdada değildi. Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım ama koridordan ayak sesleri geliyordu kapıyi kilitlemedigim için hırsız olduğumdan şüpheleniyorum ama bakmaya korkuyordum. Kapım yavaşça açıldığında gözlerimi kapayıp uyuyor numarası yaptım, adın sesleri yaklasiyordu ve ben nefesimi düzeltmeye çalışıyordum. Ayak seslerinden yaklaştığını anlıyordum, bir el saçıma dokunduğunda nefes almayı bıraktım yakalanmak istemiyordum. Elleri buz gibiydi, saçıma ve yüzüme dokundu, sonra ise elini çekti, etrafta olan soğukluktan gitmediğini anlamıştım. Daha sonra kapının kapanmasıyla soğukluk bitti, gittiğini anlamıştım, derin derin nefes aldım ve kafamı daha yormadan uyumaya çalıştım, yarın iş vardı.
Çok geçmeden bilincinin kapanmasıyla uykuya daldım..