·TAM BİR BAŞ BELASISIN·

45 7 4
                                    

ALYADAN DEVAM;
kalktığımda başımdaki ağrıya lanet ettim.karanlık odaya girmeye pencereden sızmaya çalışan ışığa güvenerek etrafı süzdüm.bu süreçte kanepeden doğrulup ayaklarımı kanepe dışına çıkartıp sarkıttım.hâla aval aval etrafı süzerke önümdeki rengini adım gibi bildiğim fakat karanlıkta seçemediğim renkteki dikdörtgen sehpanın üzerindeki kağıt parçası ve pencereden sızan ışığın etkisiyle bazı yerleri metal olan araba anahtarım görünür vaziyetteydi.üşengeç tavırlarla ayağa kalkıp odayı aydınlatmak için ışığı açtım.ışık gözlerimi rahatsız etsede aldırmadan araba anahtarımın yanındaki kağıt parçasını alıp yerdeki çantama ve küçük poşete aldırmadan yattığım koltuğa oturdum.iki yere katlanan kağıdı açıp yarı kapalı gözlerle okumaya çalıştım.
"uyandığında beni ara
05..
saat kaç olursa. olsun baş belası.."
sonunda yazan kelimeyi algılamaya çalışmaya çalışsamda aklıma gelen isimle sağ kaşım kalktı.kolumdaki dijital saate baktığımda saat 8:16 olmuştu.buda camış gibi uyuduğumu gösteriyor.yavaşça ayağa kalkarken elimdeki sızıyla yüzümü buruşturdum.karnımdaki mitingle bir an bende coşacakken son anda vazgeçtim.mutfağa doğru ayaklarımı sürte sürte yol aldım.bir yandanda genç kızlara yakışmayan bir şekilde esnedim.buzdolabını açıp bu sabah bir ısırık alıp buraya tıktığım sandvicimi alıp masaya bıraktım.tezgâhın üstündeki raftan en sevdiğim siyah kupamı alıp dolaptan meyve suyu alıp kupaya doldurup dolabı geri kapattım.masadakileri alıp yattığım koltuğa gittim.koltuğun yanındaki sehpaya elimdekileri bırakıp kendimide koltuğa serptim..çok yorulmuşum gibi oflarken aklıma kağıt parçası geldiğinde koltuğun yanındaki çantamı alıp büyük bir uğraşla içindeki telefonu alıp çantayı tekrar salaş bir şekilde yere bıraktım.kağıtta yazan numarayı yazıp arayıp kulağıma götürdüm.
çaldı, çaldı veee

çaldı.

tam kapatacakken telefon açıldı ve gürültülü seslerin arasında zar zor duyulan"alo?" diyen çağanı zor duymuştum."naber bodyguardım" dediğinde bir şeyi bir yere bıraktıktan sonra"daha yeni kalktığına inanamıyorum.her neyse ödeve başlayalımmı?" dediğinde koltuğa yasladığım başımı oflayarak kaldırıp ayağa kalktım.telefonla konuşurken genelde dolanırım.rahat olamam yani..kalkıp pencerenin önüne geçtim."nerede istersen orada yapalım." dediğimde dışarıdaki karanlıktan zor seçilen 2 adam evime bakarken gördüm.ikiside hiç masum tipler degildi.çağan bana üfleyerek"bana farketmez.." dediğinde içimdeki korku karnımda hissediliyordu.ben pencerenin biraz kenarına geçip;"şey..sen buraya gelsen iyi olur aslında.." dediğimde tekrar dışarıdaki adamlar hala eve bakıyordu.aslanın cevao vermesini beklerken"olur.zaten işimde bitti.." cümlesini bitirmesine izin vermeden"çağan evimin önünde iki adam evimi gözetliyo.." dediğimde bunu duyacağını tahmin etmiyormuş gibi biraz duraksadı."nasıl yani? evimi dikizliyo?" ben biraz eğilip tekrar adamlara baktığımda bir tanesi tam bulunduğum cama bakıyordu.veya ben öyle gördüm ve hızla kafamı geri çektim.tırsmaya başlamıştım açıkçası. çabuk korkan bir yapım vardı ve şuan o korku tüm bedenimi istila etmiş durumdaydı."ben geliyorum tamammı sakin ol.zaten yakın yerdeyim.ben kapattığımda hemen polisi ara ve oraya bir ekip göndersin ve tesadüfen oradadn geçiyormuş gibi yapsın ve adamlara..bişey yapsın işte ara.." dediğinde ben korkumunda etkisiyle aciz bir sesle"kapatmasan olmazmı?" diye sorsuğumda bana bilmiş bir tavırla"ben kapatmasam nasıl polisi ariycaksın bayan baş belası?" diye shafif bağırınca söylediğimin ne kadar aptalca bişey olduğunu farketmiştim.ama olsundu..sesi garip bir şekilde biraz sakinleşmeme neden olmuştu sanki..iç sesim bana aval aval bakarken ben "evet bugün tanıştığım bir nolmuş?" diye sorarken telefondaki kapatma sesi dahada çoğalmıştı.yüzüme kapattı gerçeğini görmemezlikten gelip polisi aradım.telefonu açan bayana olayları anlattım be tekrar tekrar"anladınız değilmi? tesadüfen geçiyorm.." derken kadın benim aksime aakin tavırlarla"anladık hanımefendi.sakin olun ve mümkün mertebe ses çıkarmayın hemen bir ekip gönderiyoruz..sakin olun." dediğinde dahada telaşlanmıştım sanki.bu olaydan aklıma levent gelirken telefonu yüzüme kapatmasıyla telefonun ekranına baktım.yüze kapatma olayı moda olmuştu galiba belli diye düşünürken telefonun kenarından telefonu sessize aldım.önceden oluşailecek sorunları şimdiden önlemek en iyisiydi.ben ürkek tavırlarla pencereye yanaşıp göz ucuyla dışarıya baktığımda adamlardan birisi ortalıkta yoktu.ve bu dahada korkmama sebep olmuştu.pencerenin perdesi kapalı olmasına dua ederek yavaşça çantama uzanıp içindeki her ihtimale karşı yanımsa taşıdığım biber gazını çıkarıp elimde sıkı sıkı tutmaya başladım.korkum her geçen dakika artarken evimin kameralarını telefonumdan görebildiğimi hatırlayıp telefonumdan o uygulamayı açıp tüm kameralara bakarak diğer adamın nerede olduğunu görebilirdim.bahçe kapısındaki kamerada adam eve daha çok yaklaşmış bu sefer içeriyi kontrol ediyordu.salon arkada kaldığı için mütaite bir duada ben etmiştim.ben adamı izlerken caddedeki araba sesini duyunca pencereden dışarı baktığımda hem çağanın koşarak buraya geldiğini hemde polis arabasının o iki korkunç adamla konuştuğunu gördüm.bian dönüp rahatladım.ama sadece bu iki adamla sınırlı seğilse diye sessizce salondan çıkıp mutfağa yöneldim ve pencereden dışarıya baktığımda kimse yoktu.bu daha çok gerilmeme sebep olmuştu.kimdi bu adamlar diye kendi kendime sorarken yukarıdan gelen sesle duraksadım.bu,vücudumun kasılmasına ve bu kadar kasılmayla boynumun ağrımasını hissediyordum.yukarıdaki ayak seslerini duyduğum an dobaın yanına gidip eğildim.telefonumun ışığı yandığında direk kapattım.ayak sesleri git gide yaklaşırken ne ara merdivenlerden indiğini düşünürken ayak seslerinden buraya geldiğini farketmiştim.elimdeki biber gazına daha sıkı tutunurken gözlerimi hızlı hızlı kırpıyordum.mutfağa girdiğini görünce korkum boyut atlamıştı.gelen adam dolaba yanaştı.dışarıdan gelen araba sesi gitgide uzaklaşırken polislerin gittiğini anladım ve korkum gözyaşlarımı dürtmüştü.adam dolabın yanındaki ışığı açtığında birden bulunduğum boşluğa uzanınca nutkum tutuldu.ışığın etkisiyle gözlerim karakmıştı ama geçtiği an önümdeki adamın çağan olduğunu gördüğüm zaman tuttuğum nefesim ve gözyaşlarım aynı anda dökülürken bulunduğum yere daha çok çöktüm.çağan eğilip bana baktı ve kollarını bana dolayıp;"şşş..tamam..buradayım baş belası.."dediğinde içimdeki korku yerini güvene bırakırken daha çok ağlamaya başladım.başımı ğöğsüne dayadığımda içime dolan erkeksi kokusunu farkettim.çağan elleriyle başımı nazikçe okşarken eli daha aşagılara inip belimde durdu ve diğer elide dizimin altından kavrayıp beni yavaşça kucağına aldı.başım hala göğsündeyken ellerimi nereye koyacağımı bilemeyip boynuna doladım.neden böyle bir şey yaptığımı anlamaya kalmadan beni, sabahtandır üstünde uyuduğum koltuğa oturttu.ben biraz toparlanıp gözyaşlarımı sargılı elimin tersiyle sertçe silerken yanıma oturup elimi tittu."gözlerini çıkarıcaksın haberin yok ve elinede dikkat et bayan baş belası." dediğinde yüzümün acıdığını daha yeni farkediyordum.böyle yapmamın sebebi ağlamaktan gerçekten nefret etmemdi.kendimi engelleyememekten neftet ediyorum ama nefret etmem bir işe yaramıyordu.sargılı olan elimi hala tutuyordu."akşam oldu kremi hiç sürdünmü?" dediğinde sessizce burnumu çekip başımı iki yana salladım.çağan yerde,çantamın yanında olan küçük poşeti alıp içindeki kremi çıkardı.elimdeki sargıyı nazikçe açıp kremin kapağını açıp kendi eline bir tutam sıktı.biraz elinde dağıtıp elimi kendi elinin arasına alıp yavaşça masaj yaoarak kremi sürüyordu.benim ellerim onun ellerinin arasında minicik kalsada o bunu kontrol edebiliyordu.biraz ovaladıktan sonra sargıyı tekrar kapattı.ayağa kalkıp"lavabo nerde ellerimi yıkamam gerek." dediğinde içimdeki korku kıpırdadı.birden elini tutup ayağa kalktım."gel gösteriym." dediğimde "sen söyle giderim ben kend.." kolundan tutup"ya yürü işte."dediğimde homurdanarak benimle beraber yürümeye başladık.çalışma odamın yanındaki banyoyu gösterdim.oda içeri girdi.ben kapının önünde durdum.korkum hâlâ geçmemişti ve o kadar kasılma sonucu boynumun ağrısı kendini yaaş yavaş gösteriyordu.çağan banyodan çıktığında beni görmeyi beklemediğini belli eder gibi bir an durdu.sonra belli belirsiz gülümseyip benimle beraber tekrar salona geçtik.kutsal koltuğa oturduğumuzda yüzündeki yorgunluğu daha yeni farkediyordum.saçları dağılmış, gözlerinin altı hafif çökmüş, dudakları kurumuştu.sabahki ukalâ halinden eser kalmamıştı."baya yorgun görünüyorsun." dediğimde çeketinin etekleriyle uğraşmayı bırakıp bana döndü."buraya yakın bir yerlerde iş buldum orada işe başladım.baya işlek bir yer." dedi.benim boynumdaki ağrı git gide omuzlarıma bulaşırken rahat oturamıyordum."ne işi?" dediğimde "garsonluk." dedi.kaşlarımı kaldırıp dudaklarımı birbirine bastırdım onaylar bir şekilde.bir yandanda sürekli oturduğum yerde kıvranıyordum.çağan omuzlarımdan tutup sırtımı kendine çevirince bi an"noluyo ya?" dedim.elleri ile boynumu kavrayıp hafifçe masajyapmaya başladı."babam iyi masaj yaptığımı söylerdi.her gün işten gelince ilk işi önüme otururdu.bende her gün bıkmadan yapardım." dedi.ir yandan elleri omuzlarıma kaydı ve baş parmağıyla ensemi küçük küçük ovuyordu."ee şimdi beden yapmıyorsun?"diye sordum.gözlerim kapanmıştı.bir erkeğin bu kadar iyi masaj yapması..heleki çağan gibi birinin.. biraz durdu.derin bir nefes aldıktan sonra "öldü." dedi.o kelimeyi duyduğum an gözlerim açıldı.sağlam pot kırdığımın farkındaydım.birden dönüp"özür dilerim." dediğimde alayla gülüp"neden senmi öldürdün?" dediğinde kaşlarımı çattım."ya alya benim accaip uykum car.ödeve yarın devam ederiz..ben kalkiym." dediğinde boğazıma bir yumruk indi.içimdeki korku kendini gösterirken çağan ayağa kalktı.ben elinden tutup masum ve korkmuş bir şekilde;"gitmesen olmazmı?" dediğimde gözlerini devirip"ya ne çabuk güvendin bana?" dediğinde duraksadım.evet bu biraz ani olmuştu.ama sanki onu yıllardır tanıyormuş hissi var içimde.biraz kekeleyerek"e.işte bugün bbugün böyle oldu.yarın bakarız."dediğimde gülümseyip"benim daha duş almam lazım.üstüm başım..hem yarın okul var." dediğinde yüzüm. dahada asıldı.gitmesini istemiyordum işte.ben dahada diretip"bişey olmazki benim dolabımda bir eşortman var.banyonu yap giy iste onu yarin soz erkenden kalkıp seni evine bırakırım."dediğimde offlayıp "tamam kalk ver o zaman." dediğinde hızla kalkıp.

yukarı, odama çıktım.dolabımdan lacivert hummel esormani çıkarıp tekrar aşağı indim.banyoya doğeu gittiğimde kapı açıktı.ben girip eşortmanı bırakacaktımki gözüm baklavalara takıldı.çağan üzerindeki tişörtü çıkarmış bana bakıyordu.ben aval aval ona bakarken aslan"ne? nevar?" dediğinde yutkunup birden"çıplaksın!" deyip arkamı döndüm."makinenin yanında dolao var orada temiz bornoz var.onu kaslarına, yaani onu işte,kullanabil irsin." deyip banyodan çıktım.görmemiş gibi davrandığımı kendime çaktırmadan odaya geri döndüm.sehpanın üstündeki sandviçi gördüm ve koltuğa oturup yemeye başladım.
ben yemeğimi bitirmiş öylece otururken banyo kapısı açıldı.biraz sonra odaya çağan gelince gözüm ona takıldı gene.ıslak saçları, üzerine fazla tam oturmuş ve vücudunu belli eden siyah tişörtle gözüme bir hayli tatlı gözüktü.yanıma gelip oturdu."ee ben nerede yatıcam." dediğinde ona bakmaktan çok saçından damlayan su damlalarına odaklanmıştım.ayağa kalkıp hızla banyoya gidip temiz bir havlu alıp odaya geri döndüm.çağan boş bakışlarla bana odaklanmışken yanına gidip tam dizinin dibinde oturdum.havluyu başına sarıp kurulamaya başladım.elimin ağrısı hafiflediğinden rahattım.biraz daha kuruladıktan sonra havluyu çektiğimde saçları olduğundan daha fazla dağılmıştı.ister istemez gülümseyip saçlarına şekil verdim."bakıcım ilan edildin baş belası." dediğinde gülümsemem dahada yaygınlaşıp dağınık kaşlarını düzelttim.düzeltirken biran dengemi kaybettim ve ellerim çağanın sakallarına giderken çağan beni sıkıca tuttu.ellerim şakallarındayken göz göze geldik.hiç bu kadar yakından bakmamıştım ona.ben aklıma gelen şeyle utandıktan sonra sadece bugünlük deyip ellerimi göğsüne indirip yüzümüde boynuna gömdüm."burada uyuyalımmı? dediğimde ayaklarını uzatıp yandaki battaniyeyi üstümüze örttü.çenesini başıma hafifçe koyduktan sonra derin bir nefes vererek;
"tam bir baş belasısın..tam bir baş belası.."

EVVEEET BU HIKAYEDE BOYLE ISTEE :) YORUMLARI ALAIMMMII :))

SOLO.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin