Savaş İlanı 4. Bölüm

103 8 1
                                    

Loncada herkes kendi işine döndüğünde abim shitsu, ben ve annem ile babam annemin evinde mutfaktaki masada karşılıklı otururken birbirimize bakıyorduk.
"Ehem. Imm... Eminim sormak istediğiniz ve bilmek istedikleriniz vardır. Merak ettiğiniz soruları cevaplamak isteriz..." abim dakikalarca süren sessizliği bozmuştu.
"Tamam o zaman siz tam olarak kimsiniz.
Dragnell olduğunuzu söylüyorsunuz ignell ile bir bağlantınız varmı.
Bir de gelecekten bahsettiniz. Ve neden abin büyünü kullandığın için sana kızdı.
Bize guvenmedigin için mi yalan söyledin loncanın saldırıya uğradığını söylerken buda mı yalandı..."
Woa babam gerçekten acaip meraklanmış..
"Evet şey istediğim bir sorudan başlayabilir miyim." annem beni onaylarken babam gözlerini kısarak ve kollarını birleştirmiş bize bakmaya başladı.
"Şey ben ve Shitsu gerçekten gelecekten geldik.
Evet loncam saldırıya uğradı ama bu zaman da değil bizim kendi zamanımız da.
Ve hayır size güvenmediğim den değil sadece sizleri bu ise bulaştırmak istemedim ama düşündüğüm gibi olmadı istemeden sizleride olmaması gereken bir savaşa sürükledik.
Özür dilerim..." Annem uzanarak elimi tutup gülümsediğinde bende gülümsedim.
Sessizce yanımda oturarak kendini belli eden abimde bana gülümsedi.
"Oi. İlk soruyu cevaplamadın siz ikiniz sen ve o gerçekten Dragnell mi soy adınız. Kardeşim misiniz yoksa.
Ignell'i tanıyormusunuz."
Abime bakarak onun söylemesini istediğimi belirttim ama o ne yaptı masadaki meyve tabağında bulunan muzu alıp yemeye başladı.
İç çekerek babama döndüm.
"Hayır malesef ateş ejderhaları kralı ignell'i tanımıyoruz şahsen yani. Onun adını sürekli duyardık.
Hatta onun benzer şeklindeki bir bebeğini annem bana yapmıştı.
Bir diğer sorunun cevabı ise- annem ile babama birde abime baktım-kardeş de değiliz...Imm biz... Şey yani ben...biz...biz ikimiz de sizin çocuklarınız.
Natsu ve Lucy Dragnell'ın gelecekte doğacak olan kızınızım oda oğlunuz..." yanımda oturan shitsu'yu gösterirken gözlerimi kapatıp bir çırpıda söyledim.
Dışarıdaki kalabalığın sesini duyuyordum birde abimin şimdide yediği elmadan gelen katır kutur sesleri.
Tek gözümü açarak verdikleri tepkiyi ölçmeye çalışırken babamın kocaman gözlerle ikimizede dikkatle bakarken annemin kızararak başını eğmiş olduğunu gördüm bir şeyler söyleyerek tam ortamı yumuşatacakken dışarıdan gelen patlama sesleri ile camdan uçarak içeri giren happy ve cappy masanın ortasına inerken cappy bana happy de babama giderek yakaladığı gibi bizi penceren dışarı uçurdular.
Bütün şehir darmadağın olmuş ve her yerde kara loncanın büyücüleri vardı.
Babam vakit kaybetmeden aşağı inerek gray amca ve gajell amcanın yardımına gitti.
Bende annemin yanına inerek savaşmaya başladım.

......................

Shitsu, Natsu ve diğerleri şehire saldıran büyücüler ile savaşırken,
Lucy Tsunashi ile birlikte levy'e yardım ediyorlardı.
Gündüz vakti olmasına rağmen hava birden kararmış ve yıldırımlar bir bir yeryüzüne indiğinde içinden yeşil cübbeli insanlar çıkmaya başlamıştı.

Hala şehir dışında arkadaşlarına yardım etmek için onlara yetişmek için çabalayan jellal ve diğer loncadakiler kimsenin girmesine izin vermeyen şehir sınırına yerleştirilmiş büyü bariyerini kaldırmak için uğraşıyorlardı.

Magnolia savaş nedeni ile haritadan silinmek üzereyken uzaklarda bir kükreme duyuldu.
Kara lonca büyücüleri bile kavgayı kesmiş kuzeyden gelen siyah ölüm ejderhası acnologia'dan kaçabilmek için anında şehri terk etmeye başlamamışlardı.
Tsunashi gelen kişiyi görünce neye uğradığına şaşırdı.
Şu an gelen antik ejderha dost mu düşman mı bunu bilmek zorundaydı.
Acnologia eskiden fairy tail binasının olduğu yıkıntının üzerine indi.
Etrafına saran siyah dumandan sonra insan formuna dönüşerek yavaş adımlar ile Tsunashinin önünde durdu.
Bütün halk ve loncadakiler şaşkınlıkla insan formundaki ejderhaya ve Tsunashinin ne yapacağını merak ile bekliyordu.

................

Karşımdaki sırıtarak bana bakan accy amcadan tuhaf bir büyü gücünü seziyordum.
Belkide geçmişteki accy amcadır.
Ama neden bana sırıtıyor.
"Hey kömür parçası. Neden tavşan gibi gözlerini dikiyorsun.
Seni almaya geldim."
Haa.... Kömür...parçası... Bu kesinlikle accy amcanın bana taktığı isim.
"Accy amca? Sen... Nasıl...Yani şimdi sen benim öğretmenim kara alev ejderhası accy amcam mısın!"
"Oi... Böylemi karşılanır büyüklerin. Ahh hala sana öğretmem gereken çok şey var. "
Kolundaki bez parçası ile uzun saçlarını bağlayarak çevresine baktı ve kaşlarını çatarak bana geri döndü.
"Kömür parçası neden annen ve baban gençler. Ve annen neden sarışın. Ha amcaların zeref ve zero nerdeler. Bir dakika -havayi koklayıp arkamdaki abime gözlerini koşarak baktı.- Shitsu Qasder nerde. Kahretsin sizin burda olmamanız gerek su anda savaştayız lanet olası zeref aklı nerdeydi sizi geçmişe göndermekle."
"Accy amca sakinleş beni buraya zero amca yolladı yanlislikla ama... Hem sen nerdeydin 3 aydır senden tek bir haber bile alamamıştık. Sen Nasıl bu zamanda olursun. Senin yüzünde mavis usta bizi görevlere gönderiyordu."
"............"
Hala cevap vermemekte dirensede sonunda öğrenirdim.
Birin omzumu tutarak beni geriye çekmesi ile accy amcanın suratına yediği yumrukla babamla kavga etmeye başlamaları aynı anda olmuştu.
"Durun... Hey amca dursana, sana diyorum baba sende accy amcayla kavga etmeyi kes... Anne yardim et yoksa babam gerçekten vakitsiz ejderha halinde olacak. Mavis usta accy amcanın gözünün önünde durun gray amca babamı tut. Gajell amca sende yardım et. Agghhhh SİZE ŞU KAVGAYI KESİN DEDİM."
Sona doğru kükreme eşliğinde çıkan sesim herkesi olduğu yerde dondurmuştu...
Hemde gerçek anlamda kahretsin zaman büyüsünü istemeden kullandım.
Tek kaşını kaldırmış bana bakan accy amca abimin elinden kurtularak yanıma geldi beni sol kolunun altına alarak sağ eli ile parmağını şıklattığın da herkes tekrardan hareketli haline döndü.
"Evet artık herkes sakinleşebilirmi. Burda tam olarak neler oluyor anlata bilirmisin benim sevgili öğrencim Tsunashi Dragnell.. Ve sen kardeşim sakın ol seninle antreman yapamam su anda."
Babam sinirle burnundan duman solurken insanlar bir bir çevremize toplanıyordu.
En sevimli halimi takınarak başımı accy amcanın koluna sürttüm.
" şimdi hani sen bir göreve gitmiştin ya.- Başını sallayarak beni onayladı-
Annemin sana verdiği o görev işte şey zero amca ile senin peşine takildim. Tabi daha sonra seni kaybedince geri döndük ama geri döndüğümüzde ortada ne şehir neden lonca vardı.
Sadece yerde yatan zeref amca ile elinde tuttuğu -boynum daki parlayan gökkuşağının her bir rengini almış yıldız biçimli kolyeyi çıkarttım. Bunu zero amcam bile bilmiyordu.- bu kolyeyi bana sana vermem için verdi. Sonrada ortadan kayboldu.
Daha sonra belki eğer zaman da birkaç hafta geriye gidersem hem lonca kurtulur hemde sana bu kolyeyi verirdim. Ama işte olmam gereken zamanda değil de son birkaç haftadır buradayım.
Zero amcamın büyüsü sayesinde bir az fazla geçmişe gitsem de."
Şaşkınca bana bakan accy amca omuzlarımdan tutarak beni kendisine döndürdü.
"Tsunashi. Bu imkansız ben geri döndüğümde magnolia ve lonca hala oldukları yerdeler. Ne şehir yıkıldı. Ne de loncaya saldırıldı. Hatta en son gördüğümde zeref ve zero seni arıyorlardı. Bende seninle olan bağımız sayesinde seni buldum."
"İmkansız bende şehrin yokolmuş olduğu gördüm hatta beni buraya zero usta yolladı. Accy amca Sen.. Sen bundan eminmisin. - koşarak yanıma gelen abim elimde tuttuğum kolyeyi hızla aldı ve sanki çarpılmış gibi kolyeyi yere attı.- bunun üstünde kara büyü var. Nashi o gördüğün kişi gerçekten ustam zeref olduğuna eminmisin. Lanet olsun. Seni yanlız bırakmamak gerekiyordu. Kesinlike o.
Herşey onun planı olmalı."
Etrafta delice dolaşan abime bakarken bir yandan da biz dinleyen kalabalık hakkında ne yapacağımı düşünüyordum.
"Accy amca usta takımı hariç herkesin zihnindeki bizle ilgili olanları sil senin geliş biçiminde dahil. Hatta bizim gelecekten geldiğimizi bile unuttur..."
Diyerek kısık sesle fısıldadım başını sallayarak beni onayladı.
Annem, babam, gray amca ,gajell amca levy ve Juvia teyze ile Erza teyze pembe renkli baloncugun içinde bize bakarlarken diğerleri siyah duman ile bayılmaya başlamışlardı.
"Biliyorsun değil mi. Beni kandıran her kim ise bu bana açılmış bir savaş ilanı olarak görüyorum."
Bütün büyü gücüm salınmışken Etrafım daki ejderha büyüsü kullanıcıları da etkileniyordu.
Hepsinin gözleri benim gibi kendi elementlerinin ateşi ile kavruluyordu.
Batmakta olan güneşe bakarken yanıma gelen cappy beni sakinleştirmek için saçlarımı okşuyordu.
"Abi! Bana bunun ardındaki kişiyi. şöyle. Söyle ki ağzını ve burnunun yer değiştirmesini sağlayayım."
Beni izleyen abim başını sallayarak o nefret ettiğim ismi söyleyince kan resmen beynime fırladı.
İçimdeki öfke ve nefreti kusarcasına kükredim...
Ah evet kesinlikle bu savaş demekti.
Özelliklede konu gerçektende Hijima sagato olduğunda o pislik bana bulaştığına pişman olacaktı.
Son kez....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 07, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Peri EfsanesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin