9. Temizlik
Heeyoul erkenden gitmişti. Evin içi sessizdi. Yoongi ile kahvaltıyı bitirmiş bulaşıkları yıkıyorduk. Onunla geçirdiğim her vakit güzeldi.
Bulaşıkları köpüklediğim için elime bulaşan köpüklerden Yoongi'nin burnuna sürdüm. Aynısını gülerek yanaklarına da yaptım. Kıkırdayarak yüzüne bakmaya çalıştım. "Aşkım, bana bak."
Gülümseyip bana döndü. Burnumun ucuna bir öpücük koydu. "Aşkım mı?"
Şımarık bir çocuk gibi davranarak tekrarladım. "Aşkım!"
Güldü. "Bebeğim."
Şımartıyordu resmen. Elindeki tabağı da dizdiği tabakların yanına koyarken konuştu. "Aslında sen gelmeseydin bugün temizlik yapacaktım ama benim bebeğim onunla ilgilenmemi istiyorsa..." Yüzüme bakıp gülümseyerek lafına devam etti. "Tüm vaktimi ona harcayabilirim."
Utanmıştım. Yüzüm kızarmıştı, emindim. Yanaklarım yanıyordu çünkü. Yoongi yanağımı öptüğünde gülümsedim. "Kızarma hemen. Daha da tatlı oluyorsun."
Kaşlarımı çattım. "S-sen de u-utandırma!"
Gülüp bir daha öptü. "Tamam, özür dilerim."
Trip atarak baktım ona. "İlgilenme benimle. Beraber yaparız temizliği."
Ellerini durulayıp kuruladıktan sonra kollarını belime sardı. Boynuma sokulduğunda istemsizce boynum diğer tarafa yatmıştı. Daha da sokulup öptü. "Sen trip mi atıyorsun bana?"
Başımı sağa sola salladım. "Hayır, ne alakası var?"
Atıyordum ama dayanamıyordum böyle kedi gibi sokulmasına. Ellerimi durulayıp kollarımı boynuna doladım. Mutfak tezgahına yaslanmış, onun beni öpmesine izin veriyordum. Dudaklarını öpmek için doğru anı bekliyordum. Başını boynumdan kaldırmış dudaklarıma sertçe yapışmıştı. Ağzımdan şaşkınlığımdan dolayı ufak bir inilti çıkmıştı. Belimdeki elleri kalçamdan aşağıya, bacaklarıma inmişti. Beni kucağına aldığı gibi hemen yanımızda kalan duvara sırtımı yaslamıştı. Bacaklarımı beline sıkı sıkı sarmıştım. Elleri şortumun içine girip kalçalarımı avuçladığında ensesini sıktım. Karşılık verir gibi kalçamı sıkmıştı. Ağzımdan boğuk bir inilti çıkmıştı. Elleri bacaklarımı okşayarak şortumun içinden çıktığında kalçama inen şaplakla bir daha inlemiştim. Son kez alt dudağımı ısırarak öpüşmemizi sonlandırmıştı.
Kızarmış dudaklarına ve gözlerime bakan gözlerine baktım. Gülümsedim. "Abarttık mı ne?"
Abartmamıştık, hoşuma gitmişti aslında. Yoongi dudaklarıma bakıyordu. "Bence hayır." Sertçe bir daha yapışmıştı dudağıma. Gülümserken öpüşlerine sertçe karşılık verdim.
★
Temizlik yaparken arkada çalan eski ve hareketli şarkıya eşlik ediyorduk. Ben yerleri silerken Yoongi de kapıları siliyordu. Kapıları hiç silmediğini söylemişti bana! Bana! Titiz birine!
Tabii hemen eline bezi verip silinmedik kapı bırakmamasını söylemiştim.
Sadece yerleri süpürüp siliyormuş hep! Bir de ıslak mendille toz alıyormuş. Ayıp olmasın diye sanırım.
Kendini tekli koltuğa attı. "Jimin, bana başka bir iş versen? Kollarım kopacak."
Kaşlarımı çatıp elimdeki mopu bıraktım. "Ay saçmalama! Sen daha uzunsun, benim kapıların üstüne boyum yetmiyor." Elinden tutup çekiştirdim. "Şarkı çok güzel, kalk dans edeliim!"
Yavaş bir şarkı çalmaya başlamıştı ve Kore'de neredeyse herkesin bildiği bir şarkıydı. Yoongi gülümseyerek kalktı. Sol kolu belimi kavrarken sağ eli sol elimi avucunun içine almış, hafifçe havaya kaldırmıştı. Adımlarımız aynı yöne ezbere giderken gözlerimiz birbirimizin suratına kilitlenmişti. Gülümsedim. "Seni seviyorum."
"Ben de seni..." Dudaklarıma yaklaştı yavaşça. Adımlarımız öpüşmemiz yüzünden duraklamıştı.
Alt dudağını ağzımın içine alıp hafifçe dilimi gezdirdim. Sağ eli, elimi bırakıp belimd sarılmıştı. Boşta kalan sol kolumu omzuna koydum. Dirseklerimi kırmadan kollarımı birleştirdim. Öpüşmeyi sonlandıracağını anladığımda parmaklarımı saçlarının arasına yerleştirerek başını kendime ittirdim. Bitse utanacaktım ve o da beni daha çok utandıracaktı.
Hiç itiraz etmeden devam etti. Elleri tişörtümün içinden çıplak tenimi okşuyordu. Üzerime gelerek beni yavaşça kanepeye yatırmıştı. Kolları iki yanıma indi. Kollarını okşadığımda ellerimizi kenetleyip ellerimi kanepeye yasladı. Ağzımdan boğuk bir inilti çıkmıştı. Köpek dişleriyle dudağımın küçük bir yerini ısırıp kanatırken üzerimden çekildi. Ellerim hâlâ onun ellerinin altındaydı. Güldüm. "Terbiyesiz."
Burnumun ucunu öptü. "Bu ufaklık altımda biraz daha böyle güzel durursa daha da arsızlaşacağım."
Gülüp omuzlarımı cilve yapar gibi oynattım. Yarım gülüşü dudaklarında belirirken gözleri boynum, dudaklarım ve gözlerim arasında mekik dokuyordu. "Yok biz kalkalım yoksa boynundaki morluklar daha da çoğalacak."
Güldüm. Yoongi'nin dudaklarına baktım. Islak ve kızarmıştı. "Aşkım, dudakların acıyor mu?"
Üzerimden kalktı. "Biraz. Neden sordun ki?"
Sarılıp yüzüne baktım. "Öpeyim geçsin mi?"
Gülüp saçlarımı karıştırdı. "Öptüğün için böyle oldu."
Kaşlarımı çattım. "Ben öpmedim ki, ısırdım."
Gülüp başını geriye attı. "İyi, öp hadi."
Gülümseyip dudağına hafif bir öpücük bıraktım. Güldü, anlımı öptü. "Temizliği bırakıp her yerini öpmemek için zor duruyorum."
Kaşlarımı çatıp sarılmayı keserek bıraktığım mopu elime aldım. "Önce temizlik, pasaklı..."
Güldü. Bitiyordum her haline.
Yanıma gelip çenemi tutarak başımı kaldırdı. Bir anda dudaklarıma yapıştı. Kanayan yerin üzerinden diliyle geçti ve geri çekildi. "Kanamıştı."
Gülüp dil çıkardım. "Sen kanattın!"
25.04.2024
×××
Demeyin bunlar niye surekli 💋 diye
Aklimda daha cok fazla 💋 sahnesi var
Bolumu yazarken dirty mind dinledim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Negotiator
FanfictionPark Jimin arkadaşı Jungkook ve onun görüşmesi yasaklanmış sevgilisi Taehyung ile gizlice buluşturmaya çalışırken Taehyung'un arkadaşı olan ve ayrıca her gün pastanesine uğrayan Yoongi ile daha da yakınlaşır... ★ "Tahmin edeyim, yine bir sürü toplan...