🦇

418 15 20
                                    

Hayat her zaman acımasız mı oldu her birimize, yoksa biz kimsesiz olduğumuz için mi hiç sevmedi bizi.Artık bunların bir önemi yoktu ama ben yine de düşünmeden edemiyordum, artık hayatımız da karmakarışık şeyler olmuyordu, artık bizi engelleyecek kimse yoktu, ama ne zaman eski günleri düşünsem sanki daha kötüsünü yaşayacağız gibi hissediyordum. Düşüncelerimi anlattığımda biraz gezmenin temiz hava almanın iyi bir düşünce olduğunu söyleyen yakamoz, beni iyi hissettirdi ve hep birlikte birkaç haftalığına ecrin ve kuzeyin yazlığına gelmiştik.

"Hey yakamoz pişt baksana bir buraya, alooo" diyerek ecrine seslendim.Tabi biz yazlığa gideceğiz ama yakın olduğunu düşündükleri için bu araba yolculuğuna mahsur kaldım, yani tamam her şey iyide beni niye en arakaya tüm eşyaların içine sıkıştırıyorsunuz arkadaşım ne günahım var benim, bu araba planını yapan kişinin de Allah belasını versin daha geniş bir bagaj yapsaymış bende sıkışmazmışım. Birde bana gelip bir şey olmaz sedef en arkaya eşyalarla birlikte oturur diyen Alaz'ında Allah belasını versin, ne vardı sanki o otursaydı şimdi o güzel güzel kızımız ile konuşup şakalaşırken ben en arkada mükemmel bir şekilde işkence çekiyordum."Ya yakamoz buraya baksana bir birşey diyeceğim"diyerek tekrardan ecrine seslendim ama duyan kim."Hakan oğlum nolur yer değişelim bak, arabadan inince belim kopacak büklüm büklüm büklüm kaldım burda.Hadi Hakan nolur bir kez şu kardeşine kıyak geç"diyerek sızlandığımda Hakan bana hayır dercesine bakış atıyordu.Hakan "Sakar zorlamasan mı artık şunun şurasında iki saatlik yolumuz kalmış sen hala sızlanıyorsun"dediğinde ona ölümcül bir bakış atarak "Lan pis bağımlı iki saatlik yolumuz kaldı diyerek sabahtan beri herkez beni susturmaya çalışıyor ne zaman dolacak şu iki saat"dedim.Hakan "Galiba iki saatlik bir yolumuz artık kalmadı sakar, hadi iniyoruz.Allahım'a bin bir türlü şükür ederken hepsi arabadan teker teker iniyorlardı. Arabadan ben harici herkez indiğinde beni unutmasınlar diye dua ediyordum. Son olarak Naz'da arabadan inmeye çalışırken kafasını bana doğru çevirdi ve "Arıza'yı burda bırakalım bence kalsın burada bize çok iş çıkartır bu" deyince beni sinirlendirmeyi başardı."Bakın öyle bir şeyi yapmayı aklınızdan bile geçirmeyin, yoksa burdan inince size cehennemi yaşatırım"derken naz ve naz'a yardım eden yiğit bir kahkaha savurdu "sen ordan çıkamassın ki sakar önün arkan sağın solun hep dolu çıkabilirsen eyvallah cehennemi yaşatırsın"dedi ve nazıda alıp gitti."Allah belanı versin yiğit umarım yürürken taşa takılıp düşersinde aklın başına geli"diyordum ki sözüm yarım kaldı ve dışardan küt diye ses geldi. Ben de dahil diğer tüm ekipde kahkahalarla gülerken yiğit arabaya doğru geldi ve yanıma gelip üzerimden eşyaları alırken "Söylemiyeyim söylemiyeyim diyorum
ama şu bela işinden ne zaman çıkacaksın senin yüzünden kafam yarılıyordu"dedi."Galiba unuttuğun bir şey var yiğit, ben ve bela okumaktan vaz geçmek mi hahaha çok komikmiş sen anca rüyanda görürsün bunu"
dediğimde üstümdeki son parçayı almadan beni bırakıp gitti."Ya oğlum vallahi şaka yaptım al şunu üstümden" dedim ama beni duyan kim ki.

Üstümdeki kocaman ağır şeyle bakışıyordum "Bak güzel kardeşim ne olur biraz sağa doğru düşsen, gücüm yetmiyor şeklim şemalim kalmadı kaldıracak gücüm yok ne olur biraz sağa doğru kay" diyerek yine cansız bir eşyayla konuşuyordum ki arkamdan birisi koltuğu arkaya doğru yatırınca bir küfür savurdum.

"Allah belanı versin gerizekalı koltuk ne diye düşüyorsun ben sana mı dedim"

"Anlaşılan bazı insanlar hiç değişmiyor,hala cansız eşyalarla mı konuşuyorsun sedef? "

dediğinde kimin yaptığını anladım. İsmimi o kadar güzel dile getiriyordu ki bana bunları diyenin alaz olduğunu hemencicik anlamıştım. "Alaz ne olur yardım et hepsi beni bırakıp gitti" dedim ve alaza tatlı gözlerle baktım. Alaz dayanamamış olacak ki üzerimden şu adını bile bilmediğim ve buraya neden getirdiğimizi bile bilmediğim dev kütleyi aldı."Oh rahatladım ya çok şükür, alaz sana bir süre bela okumayı düşünmüyorum"dediğimde gururlu bir bakış attı ve dudaklarından şu kelimler çıktı "Bela okumama olayını sevdim,çaylak" dedi ve dudağını kıvırdı."Bana bir daha çaylak demezseniz sevinirim sevgili buzdağım". dedim ve gülerek dudağının yanına bir öpücük kondurdum. Artık şu cehennem gibi olan arabadan çıktığım için keyfim yerindeydi, herkez arabadaki eşyaları eve doğru taşıyordu ve şu adını bilmediğim şeyi aslının kucağına koymaları gülüşümü büyütmeme neden oldu."Aslı aynı kaderi paylaşıyoruz kardeşim,ha bu arada bunun adı ne ya" kaşlarımı çatarak sorduğum soru onu güldürmüş olacak ki yüzünde büyük bir tebessüm vardı."Bu aspiratör sedefciğim" dediğinde tekrar kaşlarımı çattım."Şu aspiratör saçmalığını niye getirdiğimizi sorabilir miyim?"kaşlarımı çatmam herkezin komiğine gitmiş olacak ki hem sorduğum soruya hem de yüzümdeki ifadeye gülüyorlardı."Aspiratörü getirdik çünkü bu akşam tavuk ve patates yapacağız,yani kötü havayı alması için getirdik. Sonuçta burada halihazırda pek çok eşya bulunmuyor". Kafamı anladım şeklinde yukarı aşşağı doğru haraktet ettirdim ve evin içine doğru yürümeye başladım. Ev gerçekten çok büyüktü tek şaşkınlıkla bakanın ben olmadığımı söyliyeyim, çünkü efe benden daha abartılı gözlerle resmen evi süzüyordu. Bir dakika evi gerçek anlamda süzüyor! "Ağlak evi süzmeyi bırakır mısın artık, bu kadar abartılı birşey değil bu". Süslü her zaman ki gibi evi normal karşılamıştı, onların evinden biraz daha büyüktü o kadar. Süslü ve Yiğitin evine gittiğimizde aynı tepkiyi verdiğimi itiraf ediyorum.

"Hadi artık iş bölümü yapmalıyız"

"Yakamoz ben bugünlük iş yapmasam mı acaba, sabahtan beri arabada canım çıktı ne olur biraz otursam"

"Ecrin yerine ben cevap veriyim kedicik. ol-maz"

"Ya neden ya bir kerede ben dinleneyim, süslü'ye baksanıza sırf hamile diye resmen ayrımcılık yapıyorsunuz"

"Yanlız ben hamileyim dediğin gibi benim iş yapmamam lazım, eğer iş yaparsam hem tırnaklarım mahvolur hem de bebeğim çok yorulur"

"Karıcığım çok haklı bebeğimizin yorulmaması lazım, yani tırnaklarına bir şey olup olmaması çok önemli değil aslında a-"

"Yiğit! Benim tırnaklarım çok önemli bir kere, hıh"

"Süslünün düşündüğü şeylere bak ne var sanki tırnağı kırılsa"

"Sen önce kendine bak pis bağımlı"

"Ne varmış bende"

"Of tamam yeter artık bir susun"

"İşte bende onu diyorum biraz dinlensem olmaz mı?"

Hepsi bir ağızdan "OLMAZ" diye bağırınca ürktüm ama hemen toparladım."Of tamam ya ben bulaşıkları yıkarım" Sonunda kabullendiğimi gördüklerinde kuzey yine benim sinirimi bozacak bir şeyler söylemeyi başarmıştı."Ha şöyle uslu ol kedicik" kuzeye belalar okurken, ecrin'in aklına bir şey gelmiş olacak ki gözlerini büyütüp yerinde kaskatı bir şekilde arabaya bakıyordu."Yakamoz sen iyi misi-" yine sözüm bölündüğü için sinirlenecektim ki ecrin arabaya doğru koşunca ben ve kuzey'de arabaya koştuk. Ecrin kucağında elvan ve evren ile çıkınca neden koştuğunu anladım. "Sarmaşık en son arabadan sen çıktın çocuklara bakmak aklına gelmedi mi?" dedi ve bu sefer kaşlarını çatma sırası ondaydı. Tekrar gülerekten eve girdiğimizde artık her şeyin iyi olacağına ve huzurla tatilimizi yapacağımıza inanmıştım.
Ta ki dumanlar gelene kadar. Hepimiz mutfağa doğru koştuğumuz da yerde yatan süslünün bedenine bakakaldık.Süslü yerde, Süslü yere mi düştü?

Yaralasar 5Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin